Yunanistan, Türkiye ve Tsipras

Mahfi Eğilmez – 27.01.2015

Aşağıdaki tabloda Yunanistan ile Türkiye’nin Euro’dan ve 2001 Türkiye krizinden önceki durumu (2000), küresel krizden önceki durumu (2008) ve bugünkü durumunu (2014) karşılaştırmalı olarak özetle sunuyorum.

Yunanistan Türkiye
GSYH (Milyar USD) Yıllar
2000 128 267
2008 343 731
2014 246 813
Kişi Başına Gelir (USD)
2000 11.703 4.150
2008 30.692 10.277
2014 22.318 10.518
Yatırım / GSYH (%)
2000 23 21
2008 24 22
2014 14 20
Tasarruf / GSYH (%)
2000 16 17
2008 9 16
2014 15 14
Enflasyon (%)
2000 3,90 40,00
2008 2,00 10,00
2014 -0,25 8,17
İşsizlik Oranı (%)
2000 11,4 5,6
2008 7,7 10,0
2014 25,8 10,5
Bütçe Dengesi / GSYH (%)
2000 -3,7 -10,6
2008 -9,9 -2,7
2014 -2,7 -1,3
Kamu Borç Stoku / GSYH (%)
2000 103 79
2008 113 40
2014 174 34
Cari Denge / GSYH (%)
2000 -7,8 -3,7
2008 -15,0 -5,5
2014 0,7 -5,8

 

Euro’ya girişin verdiği kolaylıkla Avrupa fonlarına ve ucuz borçlanmaya dayanarak yaşam standardını yukarı taşımış olan Yunanistan açısından bu standart küresel krizin ardından sona ermiş bulunuyor. Yunanistan’ın, üretime yönelmeden, buluş yapmadan, teknolojiye katkı getirmeden, eğitim düzeyini Uzakdoğu ülkeleriyle aynı düzeye getirmeden sadece Euro’ya geçişin verdiği kolaylıkla, borçlanarak yaşadığı yaklaşık 8 yıllık yaşamı yeniden yaşamı imkanı görünmüyor.

Geçmişte benzer bir hovardalığı yüksek bütçe açıkları ve kamu borçlanması eşliğinde yaşayan Türkiye’nin küresel krizde Yunanistan’ın düştüğü krize düşmemesinin tek nedeni küresel krizden önce kendisine çeki düzen vermesine yol açan 2001 krizini yaşamış olmasıdır. Türkiye, 2001 krizi sonrası yaşadığı toparlanmaya karşın, son beş yıldır orta gelir tuzağına düşmüş durumdadır. Türkiye’nin üretim kapasitesi Yunanistan ile kıyaslanmayacak kadar büyük ve yaygın olsa da sonuçta buluş yapamamak, teknolojiye katkı getirememek, eğitimini bilimsel bir çerçeveye oturtamamak gibi konularda Yunanistan ile aynı kaderi paylaştığını söyleyebiliriz.

Syriza Partisi ve Tsipras’ın Zor Görevi

Yunanistan’ın kamu kesimi borç stoku kabaca 315 milyar Euro. Bu toplam borcun yaklaşık 70 milyar Euro’luk bölümü tahvil borcu, 245 milyar Euroluk bölümü ise Euro Bölgesi bankalarına olan yapılandırılmış borçlar. Yunanistan’ın 100 milyar Euro dolayında borcu da ‘saç traşı’ adı altında silinmişti. Yalnızca bu borç stokuna bakıldığında bile Yunanistan’da işlerin ne kadar zor olduğunu anlamak mümkün.

Tsipras, Euro’dan çıkmaya karar verirse ne olur? İlk olacak şey ağır bir enflasyon ve devalüasyon sarmalının ortaya çıkması olur. Ardından Yunanlılar paralarını yurtdışına çıkarmaya yönelirler. Bunu önlemek için sermaye denetimleri ve polisiye önlemler alınması kaçınılmaz olur. Bu çerçeveden bakınca Tsipras’ın Euro’dan çıkmasının öyle söylendiği kadar kolay olmadığı anlaşılabiliyor.

Bu kadar büyük dezavantajlara karşılık Tsipras’ın elinde bazı avantajlar da var. Eğer Euro’dan çıkmak gibi radikal bir adım atılmazsa daha kötüsü olmaz. Yani Yunan halkı en kötüyü gördü. Bu noktada başlayacak düzeltmeler halktan geniş destek görebilir. Tsipras’ın Troyka ile yeniden oturup borçları daha da uzun vadelere yaymak ve yeniden yapılandırmak için imkanları var. Böyle bir durumda bazı ek ödemelerle bazı düzeltmeler yapmak, yeni bazı iş alanları açmak ve böylece ekonomiyi canlandırmak imkanları yaratılabilir. Ama şunu söyleyebilirim: Yunan halkı en iyiyi de en kötüyü de gördü. Bundan sonra uzun süre artık bu ikisinin arasında bir yerde olacaklar.

Bütün bunlara karşılık uzunca bir süredir umudunu yitirmiş olan Yunan halkının umudu tazelendi. Bu, belki de parayla pulla ölçülemeyecek kadar önemli bir kazanım.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir