Hazine başlıklı kitabım ilk kez 1996 yılında basıldı. İlk iki baskıda kitabın son sayfasında Hazineyi yönetecek siyasal ve teknik kadro için bazı öneriler yer alıyordu. Sonraki baskılarda bunları, yerinin bu kitap olmadığı düşüncesiyle çıkardım. Yeri orası değildi belki ama aslında önemli gözlemlerdi. Bunları bugün biraz değiştirerek gerek kamu kesimindeki gerekse özel kesimdeki bütün yöneticiler için yeniden yazmakta yarar olduğunu düşünüyorum.
Günü kurtarmaya yönelik parlak formüllere itibar etmeyin. Bir günü kurtarmanın maliyeti bazen birkaç günü yitirmek şeklinde karşınıza çıkabilir.
Yabancıların açıkladığı aleyhte raporları sert biçimde yanıtlamak yerine bu eleştirilerden dersler çıkarıp hata ve eksiklikleri gidermeyi deneyin.
Seçeceğiniz çalışma arkadaşlarınızın sizin hoşunuza gidecek olan şeyleri değil gerçekleri söyleyecek kişiler olmasına dikkat edin.
Bulunduğunuz makamı devir aldığınızda asla enkaz devraldığınızı söylemeyin. Bu tür açıklamalar devraldığınız enkazı büyütmekten ve işinizi zorlaştırmaktan başka bir işe yaramaz.
İlk anda dahice gelebilecek bazı çözümlerin geçmişte de denenip hayal kırıklığı yaratmış olabileceğini unutmayın. Bu hataya düşmemek için mutlaka geçmişi inceleyin.
Kurumların gelenekleriyle ayakta durduğunu göz ardı etmeyin. Birçok durumda gelenekler yazılı kurallardan daha önemlidir.
Risk taşıyan işlere girişirken defalarca düşünmek gerektiğini aklınızdan çıkarmayın. Buna karşılık bazen risk almadan ileri gitmenin ya da yanlışları düzeltmenin mümkün olmadığını da dikkate alın.
Hangi kademede olursanız olun, yanlış veya hatalı talimatlara karşı direnin. Bu uğurda istifayı göze alın. Türk toplumunun çoğunluğu istifa etmiş kişiyi korkak sanır. Aldırmayın. Asıl korkaklık, hatalı bir talimatı boyun eğip yerine getirmektir.
Görevden ayrılırken koşullar ne olursa olsun yerinize gelen kişiye ayrıntılı bir rapor bırakın ve neleri yapıp neleri yapamadığınızı anlatın.