Son üç yıldır küresel çapta uygulanan krizin etkilerinden kurtulmak için farklı para politikaları geliştirildi. ABD’nin yeni teşvik paketi, 2011 büyüme rakamlarına yukarı yönlü bir etki yaratabilir. Birçok gelişmekte olan ülke hızla büyüme devam ediyor. 2011’in ortasına kadar, birçok analist dünyanın krizi kesinlikle arkasında bıraktığını söyleyebilir ancak gerçek çok farklı.
Küresel ekonomi, yoğun para politikaları ve mali teşviklerle ayakta duruyor. Küresel ekonomideki temel sorun gelişmiş ülkelerdeki yüksek maliyetler ve azalan rekabet, gelişmekte olan ekonomilerde de ise enflasyonla birlikte varlık balonları endişesinden oluşuyor.
Yeni krizi, ya gelişmekte olan ülkelerdeki enflasyon ya da gelişmiş ülkelerdeki ülke borcu sorunu tetikleyecek.
Çin’in yeni krize karşı kendini koruma fırsatı var.
Son yaşanan finansal kriz ABD’de başladı. Çin ekonomisini on yıl önce yeniden düzenlemesiydi, kriz Çin’de de başlayabilirdi. Çin’deki ekonomik kriz, ABD’yi de yakından etkileyecektir.
Çin bir önceki yarışı kazanmış olabilir. Bir sonrakini de kazanmak için Çin, sonuçta siyasi ve yapısal bir konu olan enflasyon sorununu çözmek zorunda. Eğer Çin bunu yapabilirse ABD gene bir sonraki krizin nedeni olacak. Çin ise ihracatının azalmasından etkilenecek, ama düşen petrol fiyatlarından kazançlı çıkacak.
Diğer taraftan Çin’in sorun yaşaması durumundaysa ABD’nin ticaret açığının düşen ithalat fiyatlarıyla yüzde 50’ye varan oranda azalacak.
Bunun sonucu olarak doların değer kazanacağını ve ABD hazine tahvillerinin getirisinin azalacak, finansman maliyetleri düşecek ve harcamaları azalacak. Bu durumda ABD yüksek büyüme dönemine girebilir.
Özetle küresel ekonomi Çin ve ABD arasında kimin önce düşeceğine dayalı bir yarışa benziyor.
*Bu yazı MarketWatch’ta “But who will start the next crisis, China or the U.S.?” başlığıyla yayımlanan haberden derlenmiştir.
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ekonet/16612686.asp?gid=303