Her hafta sektör profesyonelleri, ekonomistler ve oda başkanlarını ağırladığım youtube kanalında bu hafta İstanbul Sanayi Odası Başkanı Sayın Erdal Bahçıvan ile açıklanan PMI endeksleri ve sanayimizin geleceği üzerine güzel bir sohbet gerçekleştirdik.
İmalat sanayinin öncü göstergelerinden olan İSO PMI Haziran ayı endeksinin açıklandığı gün (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) gerçekleştirdiğimiz sohbette, Haziran ayı verisinin 53,9’a yükselmiş olduğunu büyük bir mutlulukla dinledim kendisinden. Endeks; eşik değer olan 50’nin üzerine çıkarak, son 28 ayın en büyük değerine ulaştı.
Bilindiği üzere endeks, tüm iş insanları ve sanayici için büyük öneme sahip. Çünkü manşet gösterge; yeni siparişlerden, istihdam durumundan, tedariklerin teslim süreleri ile satın alma stokları gibi göstergelerden elde edilen bir anket çalışması ancak ekonominin en önemli öncü göstergesi niteliğinde. Bu durumu aşağıdaki tarihsel bakış grafiğinden de izleyebiliriz. TÜİK’in sanayi üretim endeksi ile ne denli paralel gözüktüğü ortada:
1) ISO PMI &TÜİK Sanayi Üretim Endeksi
Bahçıvan: Sanayide moraller yükseldi
Endeks üzerine değerlendirmelerde bulunan, İstanbul Sanayi Odası Başkanı Sayın Erdal Bahçıvan, gerçekleştirdiğimiz söyleşide, Nisan ayında aşırı derecede düşen endeksin Haziran ayında 53,9’a yükselmesinin, sanayide morallerin tekrar yükselmeye başlamış olduğunun göstergesi olduğunu belirtti. Sanayicilerimizin ‘çok özel genlere sahip kişiler’ olduğunu ifade eden Bahçıvan, yılın ikinci yarısına girerken sanayinin kendini yenileyebilmesi ve sanayicinin motivasyonunun yükselmesi bakımından Haziran ayı göstergelerinin çok değerli olduğunu da sözlerine ekledi. Bu gelişmenin, tüm sektörlere eşit ve dengeli olarak dağılması ve gelecek aylarda da devam etmesi ile bu sıkıntılı süreci daha rahat atlatabileceğimizin de altını çizdi Sayın Bahçıvan.
Diğer ülkelere bakıldığında ise Haziran ayında Almanya’nın henüz eşiğin gerisinde olduğunu ancak Fransa ve Çin’in pozitif ayrıştığını görebiliyoruz.
2) Diğer Ülke Haziran PMI
Avrupa’da ekonomiyi canlandırmak için tüketimin de canlanması gerekiyor. Çin ve diğer gelişmekte olan ülkelerde ise durum Avrupa’dan farklı işliyor. ABD de ise bu durum, tüketim artı borsa yolu ile götürülmekte…
Yine verilere bakarak yazdığımı açıklamak istersem; Almanya’da yastık altı yapılan devlet yardımları Mayıs ayında harcanmaya başlamış ki aynı ayın perakende satış artışı yüzde 12,9 seviyesi ile rekor kaydetmiş.
3) Almanya Perakende Satış Artışı Mayıs-2020
ABD’ye baktığımızda ise artan rekor seviyedeki Covid-19 vakalarına karşın S&P 500 Endeksi’ndeki ikinci çeyrek artışı son yirmi yılın zirvesinde.
4) ABD S&P 500 Endeks 3’er aylık Karşılaştırma
Son 28 ayın en büyük değeri
Tekrar ülkemiz özeline dönecek olursam, Covid-19 nedeniyle uygulanan kısıtlamalarla yavaşlayan üretim, kısıtlamaların kaldırılması ile tekrar harekete geçti. İmalatçılar, tabiri caizse yeniden canlanmanın fitilini ateşlediler. Bu ateşlenmenin sonucunu Haziran ayı ISO PMI Endeksi ile de görmüş olduk ki, endeks başta da belirttiğim gibi, son 28 ayın en büyük değeri olması sebebi ile oldukça kıymetli. Diğer taraftan, Covid-19 ile birlikte üretimde büyük kayıplar, daralmalar ve ertelemeler yaşayan imalat sanayinin süreci atlatabilmesi, sıkıntıyı aza indirgeyebilmesi için Sayın Bahçıvan’ın da altını çizdiği gibi gelecek aylarda da endeksin yüksek seyretmesi gerekiyor.
Burada başka bir konuya dikkat çekmek isterim ki; imalat sanayine yönelik gerileme hızı düşse de istihdama yönelik risk tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de sürmeye devam ediyor.
5) İstihdam Endeksi ( Anket katılımcılarının yaklaşık %13’ü istihdam artışı, %5’i istihdam azalışı olduğunu bildirdi)
Sayın Bahçıvan’la gerçekleştirdiğimiz sohbetin devamında ABD-Çin geriliminin Türk sanayisi açısından yaratacağı olası avantajları kendisine sorduğumda; çok önemli bir noktaya parmak basarak bizim ‘Çin’e rağmen değil Çin ile birlikte’ hareket etmemiz gerektiği ifadesini kullandı.
Çin’e baktığımızda enteresan bir şekilde reel ekonomi ile birlikte büyüyen bir ülke olmasına ve şirketleri dünya borsalarında çeşitli engellemelere maruz kalmasına rağmen, hisse senetleri piyasası hem ABD hem de Avrupa’dan açık ara önde gidiyor:
6) Çin, ABD, Avrupa Borsa Endeksleri
Dolayısı ile Çin’e rağmen değil Çin ile beraber pozitif ayrışmamız, Bahçıvan’ın söylediği üzere önem arz ediyor.
Dijital dönüşümü tamamlamak şart
Ayrıca endüstriyel üretim için dijital transformasyon her zamankinden daha önemli hale geldi. Dijitalleşme, gelişmiş ve gelişmekte olan pazarların birinci gündem maddesi durumunda. Pandemi sürecinde de aslında konunun önemini yaşayarak deneyimledik. Dijital dönüşümünü tamamlamış olan şirketlerin bu süreçte pozitif ayrıştığına şahitlik ettik. Artık gerçek bir dijital dönüşüm stratejisi oluşturmamız rekabet yarışında geri kalmamak için önemli.