“Fazla konfor temin edemezsek kusurumuza bakmazlar.” – Reşat Nuri Güntekin
Girişteki alıntıyı Türk Dil Kurumu’nun, “konfor” kelimesinin anlamını “Günlük hayatı kolaylaştıran maddi rahatlık” olarak tanımladıktan sonra verdiği örnekten aldım. Elbette ki edebiyat tarihimizin pek değerli yazarlarından birinin, romanında ele aldığı konunun bağlamında bu söylem yerli yerine oturuyordur. Günümüzde ise, neredeyse her sektörde müşterinizin size sadakati, ona sunduğunuz konforla doğru orantılı.
Doksanlı yıllarda internet kullanımının yaygınlaşması ile birlikte yatırımı kolaylaştıran teknolojiler de hayatımızda daha fazla yer almaya başladı. Benim sektöre ilk başladığım yıllarda hisse senetleri ordinoları elle yazılıyor, borsada gerçekleştirilen işlemlerin sonuçları faksla geliyor, aracı kurumların muhasebe işlemlerinin çok büyük bir bölümü elle yapılıyordu. Müşterilerin menkul kıymet alım satım talimatları seans odalarında sözlü olarak veya telefon ile alınıyordu. Borsanın şahlandığı yıllarda bu sistematiği sürdürmek için aracı kurumlar sürekli olarak şube veya acente açıyorlardı. Bununla birlikte yatırımcıların piyasaya bakış açıları finansal okur yazarlık anlamında istenilen seviyede değildi. Teknoloji ve bunun yansıması olarak bilgiye erişim artsa da yatırımcılar maalesef “kolay kazanç” yaklaşımıyla, profesyoneller yerine -miş gibi yapan eş dosta kulak vermeye meyilliydi.
Aradan geçen yirmi yıl sonunda teknoloji koşar adım giderken, finansal okur yazarlık seviyesi küçük adımlarla ilerledi. Milisaniyeler içinde emir iletimleri gerçekleştirilebiliyor. Koskoca aracı kurumlar artık cebimizde tüm piyasalara erişim sağlayabiliyor. Yatırım ürünleri çeşitlendi. Dünya borsaları dahil tüm verilere çok hızlı bir şekilde ulaşmak mümkün. Online eğitimlerle yatırımcıların piyasaya dair her türlü dinamiği öğrenmesi artık çok daha kolay. Fakat buna rağmen Finansal Okuryazarlık ve Erişim Derneği (FODER)’nin en son 2019 yılında yaptığı araştırmada da açıkça görülüyor ki, genel kamuoyunun temel finansal okur yazarlık düzeyi 100 üzerinden 55 olarak kalmış durumda.
Güvenli Liman
Finansal okur yazarlık seviyenizi artırsanız da sermaye piyasası araçları arasında seçim yapmak çok kolay olmayabiliyor. Sadece ülkemizde 500’e yakın şirketin hisse senedi (pay senedi) bulunuyor. Vadeli işlemler, opsiyonlar, borçlanma araçları derken binlerce yatırım aracının içinde buluyorsunuz kendinizi. Varlığınızın ne kadarı mevduat veya katılım hesabında olacak, ne kadarı emtiada, ne kadarı dövizde duracak gibi konuları çözseniz de bu kez hangi döviz, hangi emtia için karar vermeniz gerekecek. Bu kararları verseniz de bazıları için mevcut nakit varlığınız yeterli olmayacak. Varlığınız yeterli olsa da alım satım işlemleri, bu işlemlerin gerçekleşme zamanlarını ayrı ayrı takip etmeniz gerekecek. Tüm bunların kişisel risk profilinizle uyumlu olup olmadığı ise başka bir soru işareti.
Peki size, bu işin eğitimini almış profesyonellerin, sizin adınıza tüm bunları takip ettiğini, tüm verileri analiz edip, tüm işlemleri kendileri gerçekleştirip size sadece sonucunu bildirdiği bir sistem olduğunu söylesem? Evet, menkul kıymet yatırım fonları tam da bu ihtiyacınızı karşılıyor. Sermaye piyasası kurulunun her gün gözetiminden geçiyor yatırım fonları. Yapabilecekleri işlemler belli, alabilecekleri riskler sınırlandırılmış durumda. Yabancı borsalara veya yabancı borçlanma araçlarına yatırım yapanları da mevcut. Diğer yandan sizin düşük seviyedeki varlığınızla ulaşamayacağınız seviyede sabit getiri oranlarına ulaşabiliyorlar. Üstelik size 10 TL’niz için de 100.000 TL’niz için de aynı hizmeti sunabiliyorlar.
Bu unsurları sebebiyle yatırım fonları, sektörün güvenli limanı olarak kabul edilir.
Sektör Ne Durumda?
Şubat 2021 sonu itibariyle 3.1 Milyon yatırımcı 165 Milyar TL değerinde yatırım fonuna sahiptir. Diğer yandan EFAMA (European Fund and Asset Management Association)’nın raporlarına göre, Avrupa ülkelerindeki yatırım fonları toplamı yaklaşık 10 Trilyon Dolar seviyesindedir. Ülkemizdeki yatırım fonlarının büyüklüğü Avrupa’nın yaklaşık binde 2’sine karşılık gelmektedir. Türkiye’nin GSMH’sının, Avrupa’nın toplam GSMH’sına oranının %3,7 olduğunu dikkate aldığımızda, fon büyüklüğü açısından binde 2’lik bu oran çok düşük seviyede kalmaktadır.
Bu rakamların ortaya çıkardığı en önemli sonuç, Türkiye’de yatırım fonlarının önemli bir büyüme potansiyeli olduğudur.
Bu potansiyelin kullanılmasında da Türkiye Elektronik Fon Alım Satım Platformu (TEFAS) çok önemli bir yere sahiptir. Dünyada da önemli örneklerden biri olan TEFAS sayesinde yatırımcılar tüm portföy yönetim şirketlerinin yatırım fonlarına tüm banka, aracı kurum ve portföy yönetim şirketlerinden eş zamanlı olarak ulaşabilmektedir. TEFAS işlem hacmi verilerine baktığımızda son iki yılda çok önemli bir yükseliş gösterdiği görülmektedir. Bununla birlikte yatırım fonlarının sayı ve çeşitleri de günden güne artmaktadır.
Peki Yatırım Fonu Seçmek Kolay mı?
Şu anda aktif olarak 700’e yakın menkul kıymet yatırım fonu bulunuyor. Bu fonların da yaklaşık yarısı TEFAS’ta işlem görüyor. www.tefas.gov.tr adresinde birçok istatistiki veriye ulaşabiliyorsunuz. Sizin de göreceğiniz üzere 9 farklı kategoride yer alan yatırım fonları arasından kendinize uygun olanı seçmek de önemli bir konu.
Yatırımcılar açısından en önemli unsur elbette ki risk algıları ile uyumlu olan fonları seçmektir. Örneğin enflasyonun biraz üzerinde getiri bekleyen ve kaybetmek konusunda hassasiyeti olan bir yatırımcının hisse senedi yoğun fonlarına mesafeli yaklaşması gerektiğini söyleyebiliriz. Diğer yandan seçtiği yatırım fonunun geçmiş performansı da önemli bir etkendir. Dolayısıyla yatırım fonlarının geçmişte negatif getiri oluşturduğu gün sayılarını bilmek, fonun performansının diğer yatırım araçları ile kıyaslamasına hızlı bir şekilde ulaşmak çok önemlidir. Hele ki, bir fon sepeti oluşturuyorsanız, tüm fonların oransal olarak getirilerini hesaplayıp bunları konsolide etmek ve takip etmekse, yardımcı bir araç kullanmıyorsanız oldukça zor olacaktır.
Benzer durum, müşterilerine profesyonel yatırım danışmanlığı hizmeti veren kurumlar için de geçerli elbette. Müşterinize “standart” bir ürün sunmak yerine, ona özel olarak hazırlanmış, yani kişiselleştirilmiş bir hizmet sunmak istiyorsanız teknolojiden faydalanmak gerekiyor. Müşteri deneyimini ve müşteriye sunulacak konforu en iyi seviyeye çıkarmak için sürekli olarak çalışan kurumların imdadına ise fintechler yetişiyor.
Yakın zamanda kendi yatırımlarım için deneyimlediğim ve hem yatırımcılara hem de yatırım danışmanlığı sunan kurumlara ışık tutan bir fintech çözümünü gerçekten çok faydalı buldum. “Fon Kolay” mottosuyla yatırım fon portföyü oluşturmanın en kolay yolunu sunmak için çalışıyorlar.
Bu yazıyı hazırladığım sırada, Takasbank, Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) ve Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) iş birliği ile lisans ve ön lisans üniversite öğrencilerine yönelik olarak hazırlanan, para ödüllü Altın Yumurta Üniversiteli Fon Sepetim Yarışması’nın da kayıtları başlamış bulunuyor. Yarışmanın detaylarına https://altinyumurta.org.tr/ adresinden ulaşabilirsiniz. Yarışmaya katılacak öğrencilere faydalı olması dileğiyle https://fonkolay.oneriver.co/ adresini de paylaşmak istiyorum.
Bu vesile ile ülkemizde hem finansal okur yazarlığın gelişmesi için hem de yatırımı kolaylaştıran teknolojilerin bizlere sunulması için emek veren herkese gönülden teşekkürlerimi sunarken, saygıdeğer edebiyatçımızın başka bir alıntısıyla yazımı tamamlıyorum:
“Memleketin ancak okuyup yazmakla kurtulacağına inananlardanım.” – Reşat Nuri Güntekin
İskender Ada
İnfina Yazılım A.Ş.
Satış, Pazarlama ve İş Geliştirme
Genel Müdür Yardımcısı