11 Aralık 2020 Türkiye açısından önemli bir gündü. Aynı gün hem Avrupa Birliği hem de Amerika Birleşik Devletleri’nde Türkiye ile ilgili kararlar alındı.
Şimdi biraz geriye gidelim ve Türkiye’yi 11 Aralık gününe getiren olaylara bakalım. Hem Avrupa Birliği hem de Amerika neden Türkiye’yi masaya yatırmıştı?
Bilindiği gibi Türkiye, Rusya’dan hava savunma sistemi olarak kullanılan S-400’leri satın almıştı. Bu durum Amerika Birleşik Devletleri ile müttefik olmamız nedeniyle Amerika açısından kabul edilemez bir durumdu. Günümüze kadar gelen sürede Amerika, Türkiye’yi S-400’ler konusunda geri adım atmaya ikna edememiş ve 11 Aralık Cuma gününe gelinmişti. 11 Aralık günü Amerika Senatosunda 740 milyar dolarlık 2021 yılı savunma bütçesi için hazırlanan yasa tasarısı ABD Temsilciler Meclisi’nin ardından 13’e karşı 84 oyla kabul edildi. Bu yasa tasarısında ABD’nin Hasımlarına Yaptırımlar Yoluyla Karşı Koyma Yasası (CAATSA) uyarınca S-400’ün satın alınmasında rol oynayan kişilere yaptırım uygulanması isteniyordu. Söz konusu tasarıda CAATSA’da yer alan 12 yaptırımdan beşinin belirlenecek kişiler için uygulanması yer alıyordu. Buna göre de yaptırım uygulanacak kişilerin ABD’deki banka hesapları ve mal varlıklarının dondurulması, ABD’ye girişine yasak getirilmesi ve ABD’deki banka ve kuruluşlarla iş yapmasının yasaklanması söz konusu olabilecek.
Avrupa Birliğinin 11 Aralık’taki Liderler Zirvesinde Türkiye’nin masaya yatırılma sebebi ise Almanya Başbakanı Angela Merkel’in “tartışmalı sular” diye ifade ettiği Doğu Akdeniz’de Türkiye’nin doğalgaz arama faaliyeti idi.
Cuma günü sona ererken Avrupa Birliği Türkiye ile ilgili kararını Mart ayına ertelediğini duyurdu. Amerika Birleşik Devletleriyle birlikte hareket edeceğinin sinyalini vermiş oldu. Burada son dönemde Avrupa Birliği ile ilgili Türkiye cephesinden yapılan olumlu açıklamaların da etkili olduğunu düşünüyorum. Avrupa Birliği yörüngesinden son yıllarda uzaklaşan ve özellikle İngiltere’nin de Avrupa Birliğinden ayrılmasıyla daha da artan olumsuz açıklamalara son dönemde ara verilmesi ve “Geleceğimizi başka yerde değil Avrupa’da görüyoruz” söylemleri bu kararda etkili olmuştur.
Amerika Birleşik Devletlerinde alınan kararlara baktığımızda ise durumun Avrupa Birliğinden daha ciddi olduğunu görmekteyiz. Trump’ın imza aşamasına gelen tasarının önümüzdeki 30 gün içinde uygulanması bekleniyor. Ocak ayında görevini Joe Biden’a devredecek olan Trump giderayak Türkiye’ye yönelik yaptırımları onaylayacak. Bu durum Trump’la görev süresi boyunca olumlu ilişkileri olan Türkiye’nin lehine olabilir. Çünkü yaptırımlar Joe Biden döneminde uygulanmaya başlayacak olsaydı seçilecek beş maddelik yaptırımlar daha ağır olabilirdi. Bu da zor bir dönemden geçen, acı bir faturayla yüzleşmek durumunda kalan Türkiye ekonomisi için tablonun daha da kötüleşmesi anlamına gelebilirdi. Sonuçta hangisinin daha iyi olacağını anlamak için bir süre beklemek ve uygulanacak yaptırımların neler olduğunu görmek gerekiyor. Hep birlikte bekleyip göreceğiz, dileriz ve umarız ki “acı fatura” daha da acılaşmasın.
İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com