Soma’da geçen hafta yaşadığımız maden ocağındaki göçük sonucu hayatını kaydeben 301 işçi kardeşimiz sonrası bundan sonra neler yapılmalı, hangi değişiklikleri hayat geçirmeli gibi çalışmalar başladı.
Ancak, 21. yüzyılda yaşadığımız küresel dünya ekonomisinde ölümcül kazalardaki yükseliş ve artış neden Türkiye diye sorguluyoruz? 50 bin civarında madencilik sektöründe çalışan işçilerimizin kaderi hiçbir zaman hazin sonla bitmemeli. Burada ki en hassas konu ise denetim mekanizmasından geçiyor. ILO standartları 176. maddeyi imzalamak için artık harekete geçme zamanı, özel sektörün maliyetleri kısmak için 100 $’dan 25 $ indirmesi, eğer söz konusu insan hayatı ise kabul edilemez bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. Bugün dünyada insan katma değeri Amerika, Avrupa ülkelerinde 80-90 hatta 110 bin $ seviylerindeyken, Türkiye’de bu rakamın 35-40 bin $ seviyesinde kalması, AR – GE yatırımlarındaki eksiklikler, Eğitim – öğrenim süresinin 6,5 yıl gibi son derece düşük olması ve belki de daha önemlisi denetim mekanizmasının nasıl çalışması gerektiğidir.
Bugün Türkiyede sadece madencilik sektöründe değil, diğer tüm sektörlerde özellikle Enerji gibi son derece hayati önem taşıyan konularda “Uluslar arası Akademisyenlerden- Sivil Toplum Kuruluşlarından oluşan Bağımsız bir denetim Kurulunun oluşması” gerektiği özellikle Almanya – ABD -Kanada – G. Kore – Fransa – İngiltere gibi ülkerdeki gelişmelerden yeniliklerden faydalanarak akademik çalışmalara süratle başlatılması gerektiği, Denetim Mekanizmasının doğru – şeffaf bir şekilde devamı için, masrafların denetlenen şirket tarafından değil, devletin, yaratabileceği bir fon yardımıyla geçekleşmesi artık kaçınılmaz gözükmektedir.
Dünyada Yaşam Odalarının hazır bir şekilde tutulduğu, maliyeti 250-300 bin $’ı geçmeyen bu çelik yapıların neden hala Türkiyede kullanılamadığı, kullanılması durumunda, bu sektörde çalışan işçilerin hayata daha güvenle bakacağını da dip not olarak belirtmekte büyük yarar var.
Dr. İsmet DEMİRKOL
Ekonomist – Akademisyen