İlki 2008’de çıkarılan, gerçek ve tüzel kişilerin yurt dışında bulunan varlıklarının yurda getirilerek milli ekonomiye kazandırılması olarak bilinen “Varlık Barışı”, hazırlanan kanun teklifiyle yeniden gündeme geldi.
Türkiye’de ilk olarak Kasım 2008’de uygulamaya konulan ve yurt dışındaki varlıkların ülke ekonomisine girmesini hedefleyen “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun”, takip eden yıllarda 4 kez daha yapılan düzenlemelerle hayata geçirildi. En kapsamlı düzenleme ise 2018’de gerçekleştirildi.
Ülkeler arası bilgi paylaşımının arttığı süreçte gerçek ve tüzel kişilere taşınmaz dahil her türlü varlığını Türkiye’ye getirmesi için birçok avantajın sunulduğu en son düzenleme ile vergi oranı da yüzde 1’e kadar çekildi.
“Varlık Barışı”, Türkiye’de ilk kez 22 Kasım 2008’de uygulamaya konulmuş, 2 Mart 2009’da sona eren başvuru süresi, 10 Temmuz 2009’da uygulamaya giren düzenlemeyle önce 30 Eylül 2009’a, daha sonra da 31 Aralık 2009’a kadar uzatılmıştı. Bu dönemde Varlık Barışı için başvuranlardan yurt içi varlıklar için yüzde 5, yurt dışı varlıklar için de yüzde 2 vergi alınmıştı.
Uygulamanın 22 Kasım 2008-2 Mart 2009 sürecini kapsayan ilk döneminde, yurt dışından 10 milyar 748 milyon 738 bin lira, yurt içinden de 4 milyar 83 milyon 331 bin lira kaynak beyanında bulunulmuştu. İlk dönemde toplam 14 milyar 832 milyon 69 bin liralık kaynak üzerinden 419 milyon 141 bin lira vergi tahakkuk edilmişti.
10 Temmuz 2009’da başlayıp 31 Aralık 2009’da sona eren 2. uygulama döneminde ise 16 milyar 201 milyon 199 bin lirası yurt dışından, 16 milyar 269 milyon 276 bin lirası da yurt içinden olmak üzere toplam 32 milyar 470 milyon 475 bin liralık kaynak varlık barışına konu edilmişti. Bu varlıklara da 1 milyar 137 milyon 487 bin lira vergi tahakkuku yapılmıştı.
Böylece “Varlık Barışı” uygulaması kapsamında 26 milyar 949 milyon 937 bin lirası yurt dışından, 20 milyar 352 milyon 608 bin lirası da yurt içinden olmak üzere toplam 47 milyar 302 milyon 545 bin liralık kaynak “Varlık Barışı”na konu edilmek üzere beyan edilmişti. Bu beyanlar üzerinden 1 milyar 556 milyon 629 bin lira vergi tahakkuk ettirilmişti.
İKİNCİ “VARLIK BARIŞI”
Yurt dışından varlıkların Türkiye’ye getirilmesine ilişkin Nisan 2013’te yeniden harekete geçilirken, bu kapsamda bildirim ve beyan süresi 29 Mayıs 2013’te başlatıldı. Uygulamada, 31 Temmuz 2013’te dolan süre 31 Ekim 2013’e uzatıldı.
İkinci Varlık Barışı’nın kesin sonuçlarına ilişkin açıklama yapan ekonomi yönetimi, uygulama kapsamında bugüne kadar ülkeye 10,5 milyar lira tutarında kaynağın geldiğini ve 209 milyon lira verginin tahsil edildiğini bildirdi.
Uygulama sonucunda toplam 69 milyar 807 milyon 327 bin liralık varlık beyan edildi. Bu kapsamda 1 milyar 396 milyon 147 bin lira vergi tahakkuk ettirildi ve bu tutarın 209 milyon 169 bin lirası tahsil edildi. Dolayısıyla beyan edilip, şu ana kadar Türkiye’ye getirilip vergisi ödenen tutar 10,5 milyar lira oldu. Bu varlıkların yüzde 90,4’ü (63 milyar 101 milyon 942 bin lira) vergi dairelerine doğrudan, yüzde 9,6’sı ise (6 milyar 705 milyon 384 bin lira) banka ve aracı kurumlara beyan edildi.
ÜÇÜNCÜ “VARLIK BARIŞI”
Hükumet, Temmuz 2016’da yeni bir “Varlık Barışı” için düğmeye basarken, Ağustos 2016’da Resmi Gazete’de yayımlanan Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına İlişkin Kanun’la yurt dışındaki varlıkların 31 Aralık 2016’ya kadar Türkiye’ye getirilmesi halinde serbestçe tasarruf edilebilmesinin önü açıldı. Bu süre daha sonra yayımlanan kararla 30 Haziran 2017’ye uzatıldı.
Bu sayede kapsama giren varlıkların Türkiye’ye getirilmesi nedeniyle ithalde alınanlar da dahil olmak üzere her türlü vergi, resim, harç ve fon yönünden herhangi bir inceleme ve tarhiyat yapılmazken, ceza da kesilmedi.
Söz konusu uygulamada, ülkeye getirilen varlıklar için vergi tahsil edilmedi.
DÖRDÜNCÜ “VARLIK BARIŞI”
“Varlık Barışı” için 2018’in temmuz ayında tebliğ ile kapsamlı bir düzenlemeye gidilirken, yurt dışında bulunan para, altın, Döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişilere, bu varlıkları serbestçe tasarruf edebilme imkanı dördüncü kez tanmış oldu.
Uygulama için 30 Kasım 2018 olarak belirlenen son başvuru süresi daha sonra 6 ay uzatıldı. Yararlananlar için vergi oranı ise yüzde 2 olarak belirlendi.
BEŞİNCİ “VARLIK BARIŞI”
“Varlık Barışı” uygulamasının beşinci ve aynı zamanda da sonuncusu, 17 Temmuz 2019’da Gelir Vergisi Kanunu’na eklenen geçici bir maddeyle düzenlendi.
Yararlananlar için vergi oranının yüzde 1 olarak belirlendiği uygulama, bu yılın haziran sonu itibarıyla sona erdi.
ALTINCI “VARLIK BARIŞI”NA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ
AK Parti’li milletvekillerinin imzasını taşıyan İşsizlik Sigortası Kanunu İle Bazı Kanunlarda Değişiklik yapılması Hakkında Kanun Teklifi, TBMM Başkanlığına sunuldu.
Teklife göre, yurt dışında bulunan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçlarını, 30 Haziran 2021 tarihine kadar Türkiye’deki banka veya aracı kuruma bildiren gerçek ve tüzel kişiler, söz konusu varlıkları serbestçe tasarruf edebilecek.
Söz konusu varlıklar, yurt dışında bulunan banka veya finansal kurumlardan kullanılan ve yürürlük tarihi itibarıyla kanuni defterlerde kayıtlı olan kredilerin en geç 30 Haziran 2021’e kadar kapatılmasında kullanılabilecek. Bu takdirde, defter kayıtlarından düşülmesi kaydıyla borcun ödenmesinde kullanılan varlıklar için Türkiye’ye getirilme şartı aranmaksızın bu madde hükümlerinden yararlanılacak.
Vergi Usul Kanunu’na göre defter tutan mükellefler, bu madde kapsamında Türkiye’ye getirilen varlıklarını, dönem kazancının tespitinde dikkate almaksızın işletmelerine dahil edebilecekleri gibi aynı varlıkları vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate almaksızın işletmelerinden çekebilecek.
Gelir veya kurumlar vergisi mükelleflerince sahip olunan ve Türkiye’de bulunan ancak kanuni defter kayıtlarında yer almayan para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile taşınmazlar, 30 Haziran 2021’e kadar vergi dairelerine bildirilecek. Bildirilen varlıklar, dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaksızın kanuni defterlere kaydedilebilecek. Bu takdirde, söz konusu varlıklar vergiye tabi kazancın ve kurumlar için dağıtılabilir kazancın tespitinde dikkate alınmaksızın işletmeden çekilebilecek. Bu fıkra kapsamında bildirilen taşınmazların ayni sermaye olarak konulmak suretiyle işletme kayıtlarına alınması halinde, sermaye artırım kararının bildirim tarihi itibarıyla alınmış olması ve söz konusu kararın bildirim tarihini izleyen onuncu ayın sonuna kadar ticaret siciline tescil edilmesi kaydıyla, bu madde hükümlerinden faydalanılabilecek.
Madde kapsamında yapılan bildirimler üzerine herhangi bir vergi hesaplanmayacak.
Türkiye’ye getirilen veya kanuni defterlere kaydedilen varlıkların elden çıkarılmasından doğan zararlar, gelir veya kurumlar vergisi uygulaması bakımından gider veya indirim olarak kabul edilmeyecek.
Söz konusu varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmayacak. Bu hükümden faydalanılabilmesi için bildirilen varlıkların, bildirimin yapıldığı tarihten itibaren 3 ay içinde Türkiye’ye getirilmesi veya Türkiye’deki banka ya da aracı kurumlarda açılacak bir hesaba transfer edilmesi şart olacak.
Cumhurbaşkanı, bu maddede yer alan süreleri, bitim tarihlerinden itibaren her defasında 6 ayı geçmeyen süreler halinde 1 yıla kadar uzatmaya yetkili olacak. Bu konudaki uygulama usul ve esaslarını Hazine ve Maliye Bakanlığı belirlemeye yetkili olacak.
Kaynak: AA