Uzmanlara göre piyasada hava nasıl?

Yunanistan ve euro bölgesindeki ekonomik belirsizliklere rağmen özellikle hisse senetleri piyasalarında sanki bir bahar havası yaşanıyor. Peki bu kalıcı bir hareket mi yoksa parlayan sadece bir kış güneşi mi?

İMKB 100 Endeksi psikolojik 60 bin puanın üzerinde tutunurken, gün içindeki satışlara rağmen son dönemde neredeyse her gün az da olsa primli kapanıyor. Endeks’in yılbaşından bu yana getirisi de yüzde 20’ye yaklaşmış durumda.

Küresel ekonomideki belirsizliklere rağmen borsada yaşanan bu iyimser havayı piyasa uzmanlarına sorduk.

Uzmanların genel görüşü, temel verilerle kıyaslandığında borsa ile ekonominin genel gidişatı arasında bir uyumsuzluk olduğu yönünde. Yaşanan pozitif algının bahar havasından çok kış güneşi gibi geçici olabileceği yönünde uyarılar ağırlık kazanıyor. Diğer yandan yükselişin devam edeceğini düşünenlerde de bulunuyor.

Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) uzun vadeli düşük faizli sınırsız kaynak sağlaması ve ABD Merkez Bankası’nın 2014 yılına kadar düşük faiz politikasını sürdüreceğini açıklamasının piyasalardaki havayı olumluya çevirdiği yönünde bir görüş hakim.

Ancak, özellikle Yunanistan ve Avrupa tarafından gelecek kötü haberlerin havayı bozup satış dalgası yaratabilme riskinin altı özellikle çiziliyor.

GÜRLEYEN: YAŞANAN KIŞ GÜNEŞİ

İş Yatırım Araştırma Direktörü Serhat Gürleyen, yaşanan havanın kalıcı olmadığını söylerken, önümüzdeki aylarda piyasalarda yeni bir satış dalgasının görülebileceğine işaret etti.

Gürleyen, “Piyasalarda yaşanan yükselişi erken gelen baharın müjdesi değil kış güneşi olarak görüyoruz. Piyasalarda güvenin kalıcı olarak sağlanması için euro bölgesinin parasal birliğin ötesine geçerek mali birliğe dönüşecek adımlar atması gerekiyor. Euro bölgesinin en küçük oyuncularından olan Yunanistan’ın borçlarının yeniden yapılandırılmasında yaşanan sorunlar mali birliğe geçiş sürecinin sancılı geçeceğini gösteriyor. Önümüzdeki aylarda piyasalarda yeni bir satış dalgası görebiliriz” dedi.

2011 yılının ikinci yarısında Avrupa borç krizi, rekor cari açık ve yüksek enflasyon nedeniyle gerileyen borsada düşüşlerin alım fırsatı olarak kullanılmasını önerdiklerini belirten Gürleyen, Ocak ayındaki sert yükseliş sonrasında yükselişlerin kademeli satış fırsatı olarak kullanılmasını önerdiklerini ifade etti.

FERTEKLİGİL: SANAL BAHAR HAVASI

T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil de finansal piyasalarda yaşananların ekonomik gerçeklerle çok uyumlu seyretmediğini ve daha çok sanal bir bahar havası olduğunu söyledi.

Fertekligil, “Kış güneşi olma ihtimali çok yüksek. Rahatlama finansal piyasalarda yaşanıyor. Bunda da artan risk iştahının etkisi büyük. Oysa ekonominin temelleri açısından değerlendirildiğinde Avrupa’da günden güne bir kötüleşme görülüyor. Bu yaşanana sanal bir bahar da diyebilirsiniz.

“Yunanistan tarafında da süreç sürekli gidip geliyor. Finansal piyasalardaki olumlu hava da bu nedenle pamuk ipliğine bağlı. İtalya, İspanya ve Portekiz ile ilgili belirsizlikler de var. Euro bölgesindeki sorun daha düzelmeden bir iyileşmeden bahsedemeyiz” dedi.

Fertekligil, ABD’de gelen son verilerin iyi olmasına rağmen bunun sürdürülebilirliğinin şüpheli olduğunu da vurguladı.

Fertekligil şöyle devam etti: “Diğer taraftan Avrupa bankalarının durumu da kritik. Sermaye yeterliliklerini sağlamaya çalışıyorlar. Bu konuda istenen gerçekleşmezse yine sıkıntı olabilir. Bu nedenle Şubat sonunda ya da Mart’ta yeniden bir satış dalgası gelebilir”

BORSA İLE EKONOMİ UYUMLU DEĞİL

Fertekligil, borsa ile ekonomik dünyanın ayrı hareket edebileceğine de dikkat çekerek, borsadaki yükselişin ekonomi tarafında iyi gidişin olduğu anlamına gelmemesi gerektiğinin de altını çizdi.

Fertekligil, borsadaki şu anda gelinen seviyenin yüksek olduğunu ancak bir geri çekilme durumunda alım yapılabileceğini de belirtti. Fertekligil, bu noktalardan yapılan yatırımın, Mart ayında yapılacak liderler zirvesinden olumlu bir karar çıkması durumunda karlı olarak elden çıkarılabileceğine işaret etti.

GÜLKAN: KIYAMET SENARYOSUNDAN UZAKLAŞTIK

Arma Portföy Başkanı Murat Gülkan da piyasadaki havanın bahar havası olmadığını ancak yine de 2011’in sonunda yaratılan ‘kıyamet senaryosu’ndan uzaklaşıldığını söyledi.

Gülkan, “Bahar havası denemez çünkü bazı problemler hala baki. Ama piyasalardaki fiyatlamalara bakıldığında 2011 sonlarında ‘dünyanın sonu geliyor’ beklentisi yayıldı. Bundan Türkiye’de nasibini aldı. Şimdi ise kıyamet senaryosundan uzaklaştık.

Piyasanın likidite karşısındaki tepkisi, Pavlov’un köpeği gibi ağzının suyunun akması şeklinde oluşuyor. ECB’nin adı konmamış parasal genişleme hareketi, piyasaları tetikleyen olay oldu. Fiiliyatta likidite bol olduğu sürece fiyatlarda bu hareketin görülmesi olağan. Ancak, tamamen risksiz bir ortama girdiğimizi de düşünmüyorum” dedi.

“ŞU ANDA ALIM ÇOK DOĞRU OLMAZ”

Gülkan, likiditenin yaratacağı alım ve yükseliş etkisinin ne kadar süreceği konusunda eldeki göstergelerin yetersiz kaldığı noktada olunduğuna da işaret etti. Gülkan, normal dünyada Newton mekaniğinin kurallarının işlediğini ancak farklı bir moda geçildiğinde ise quantum mekaniğini kurallarının geçerli olduğu benzetmesini yaptı. Gülkan, “bu da akla mantığa ters durumları ortaya çıkarabiliyor” dedi.

Gülkan, borsadaki hareket için ise yatırımcının kısa vadede biraz geç kaldığını, kısa vadede bu kadar yükselmiş bir borsayı agresif şekilde almanın çok doğru bir yaklaşım olmadığı değerlendirmesini de yaptı.

USKUAY: ALIM FIRSATI KAÇMADI

Global Yatırım Strateji Müdürü Gökhan Uskuay ise bu konuda daha farklı düşünüyor. Uskuay, küresel çapta yaşanan parasal genişlemeyle altı ya da yedi ay sürebilecek bir bahar havası yaratabileceğini ve alım fırsatının kaçırılmadığını savundu.

Uskuay şunları söyledi:
“Ben, piyasalardaki hareketi tıpkı 2009 yılında yaşanan duruma benzetiyorum. O dönemde Fed’in parasal genişlemesi şimdi ise ECB’nin yaptığı bilanço büyütme hareketi var. Çin’in de faiz oranlarını değiştirmek suretiyle bir parasal genişlemeye gitmesi olası. Likiditeki artış bu anlamda Türkiye’nin de elini rahatlatıyor. Risk iştahı ve sıcak para varsa buna ihtiyacı olan ülkelerin başındaki Türkiye için de bu avantajlı bir durum yaratıyor. Parasal genişlemenin etkileri altı ya da yedi ay sürebilir. Bunu engelleyecek tek şey ise Merkez Bankası’nın sıcak paraya karşı alacağı engeller olabilir”.

Uskuay, yabancı yatırımcıların bundan sonraki süreçte Türkiye’yi yeniden endeks üzeri getiri seviyesine yükseltme olasılığının da bulunduğunu bunun da piyasadaki olumlu havaya katkı sağlayacağını da söyledi.

KÖTÜ HABER YÜKSELİŞ DEMEK

Uskuay şöyle devam etti:
“Yatırımcı geç kalmadı. Yatırımcı düzeltme beklememeli. Şu ana kadar satın alınan Yunanistan’daki krizin, İtalya ve İspanya’ya yayılmama riskiydi. Ancak önümüzde daha çok beklenti var. Benzer bir yükseliş 2009’da da görüldü. 2009’da Ekonomist Nouriel Roubini buna ‘ölü kedi sıçraması’ diyordu. Ancak, piyasa yükselişini sürdürdü. Borsadaki yükselişi tetikleyen şu anda yurtdışından gelen fonlar.

“Kötü haber geldikçe yükseliş daha da devam eder. ÇÜnkü kötü veri geldikçe, yeni parasal genişleme beklentisi demek oluyor. Haberler iyi gelir de genişleme hareketlerin kısılırsa bu yükselişin vadesi kısalır” dedi.

Kaynak: www.hurriyet.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir