ABD Başkanı Trump ‘ın ekonomi ve şirketler için Fed ‘den faiz indirmesini beklemesinin yanında küresel anlamda merkez bankaları faizleri inmeye devam ediyor. TC Cumhurbaşkanı Erdoğan uzun süredir faiz lobisine karşı olduğunu belirtmişti. “…faiz bir ülkenin kalkınmasında en büyük zulümdür. Yatırımları durdurur, istihdamı durdurur, üretimi durdurur, rekabet gücünüzü ortadan kaldırır ve sizin büyümenizi de engeller. Bu adımlar atılınca hava değişti ve bakın enflasyonda tek haneye düştük. Döviz kurunu da nispeten stabil hale getirdik.” yorumunu yaptı.
Peki faiz Euro-TL ve USDTRY paritelerinde değişikliğe neden olabildi mi? Yabancı merkez bankaları faiz indirirken bizim de indirmemiz sadece iç piyasalara ve şirketlere yaramış görünüyor. Sonuç kısmında detaylı bir içbakış kazalınacaktır düşüncesindeyim.
Grafik, TradingView ‘den sağlanmaktadır
USD/TRY çiftinin şu andaki 5,68 – 5.76 bandında ilerlediği ve trend çizgisinin kararsız kaldığı görülebilir. Grafikten anlaşılabileceği gibi an itibariyle USDTRY paritesi, %0,36 değer kazanarak günü Japon yeni ve İsviçre frangı gibi güvenli liman olarak tabir edilen paritelere uyumlu bir şekilde kapattı. Bu demek oluyor ki Türk lirası gündemde kendine Asya ‘ya yakın bir modelde konum buldu. ABD – Çin ticaret anlaşması kademeyi 5,60 – 5,80 arasında dalgalı fakat günlük ve haftalık zaman diliminde cezbedici bir boyutta sürdürebilir.
Momentum ve Aroon çizgisi düşüyor ve al sinyali etkisini kaybederek güç ve etki kaybına uğramaktadır. 5,7540 seviyelerinde işlem gören parite rayting ve hareketli ortalamalarda al ve güçlü al sinyali vermektedir.
Direnç noktası 5,91 önceki trendlere bakılarak detaylı bir metodoloji ile bu sonuca ulaşılabilir. Sağlam destek noktası olan 5,55 – 5,56 aralığı al ve tepki alışı boyutlarında öne çıkmaktadır. Güçlü çıkış trendi son buldu denilebilir. Küresel gündem duruldu ve ABD – Rusya ile Suriye konusunda kısmi mutabakat sağlanarak piyasalar olumlu pozisyonuna girmeye başladı.
Grafik, TradingView ‘den sağlanmaktadır
EURTRY ‘de trend değişimi yakın gözükmektedir. Euro grafikten görülebileceği üzere kararsız bir çizgide olan 6,20 – 6,56 seviyesinde git-gel ‘ler görülmektedir. Yukarıdaki Euro-TL grafiğine bakıldığında, özellikle Aroon ve Eliot dalga osilatörü sırasıyla trend değişimi ve stabil sinyaller vermektedir. Momentum ise değer kaybetmektedir. Aşırı değersizleşme ve agresif olarak mum fitillerinin kırmızı fitili taban kısmına konumlandırması, yoğun tepki alışını beraberinde getiriyor.
Direnç seviyesi olan 6,54 ve 6, 66 seviyeleri ilk hedef olacaktır. İlk seferde kırılması ve momentum güç kaybetmemesi durumunda 6,80 ‘e kadar yolu görülebilir. Avrupa borsaları ile genelde pozitif ve Uzak Doğu pariteleri ile çoğunlukla pozitif korelasyon görülmektedir.
Mum çubukları kısa pozisyon alan yatırımcıların azaldığını bildiriyor. Rayting ve hareketli ortalamalar rayting ‘i al veriyor ve boğalar da bunu destekliyor. Volatilite majör paritelerin 2 katı yüksek seyrediyor. Aşağıda Forex takipçisinden görüldüğü üzere Euro-TL paritesinin yükseleceği belirtilebilir.
Forex takipçi, TradingView ‘den sağlanmaktadır
Bu bağlamda, ılımlı piyasalar pozitif kapanışları tetikleyici ve sürdürücü bir atmosfer sağlayacaktır. Özellikle sanayi ve imalat ile küresel büyüme rakamları önem arz etmektedir. Faizin inmesi enflasyon ile mücadele yanında sıcak para akışının yatırıma ağırlıklı olarak odaklanmasına da katkı sağlıyor. Bu anlamda bir nebze rahatlama olabilir fakat daha büyük bir kara delik var ki o da küresel durgunluk ihtimali olarak adlandırılabilir. Bazı sektörlerde halen bu atlatılmış değil ve teknoloji o kadar hızlı değişiyor ki bu alanlarda küçülme ve durgunluk bir piyasa göstergesi mi yoksa teknolojinin verdiği sancılı bir geçiş dönemi mi, buna dair bir varsayım ve çıkarım yapmak zorlaşıyor.
Sonuç itibariyle, düşük faiz politikası ekonomiye bir miktar can vermiş bulunuyor. Bunun enflasyonu tek haneye düşürmesi ve Türk lirasına yansıması biraz zaman alabilir. Fakat şu anda jeopolitik konum ve küresel rüzgarlar sebebiyle Türk lirasının en iyi ihtimal ile 5,60 desteğinden geri döneceği savunulabilir.
Okan ÖZDEMİR