Çin, kendi içinde 0 virüs politikasıyla bir emlak krizinin ardından; teknolojik markalarında kan kaybı, Tayvan üzerindeki yarı iletken savaşı, kapanan fabrikalar ve üretim kayıplarıyla boğuşurken diğer taraftan kapanmayla ilgili protestoları da göğüsledi ve ardından birden bire açılmaya karar verdi.
Bu “birden bire” açılma, artan virüs vakaları nedeniyle piyasaların kafasını karıştırdı.
Önce AB’de İtalya’nın test kısıtı koymak isteyen talebi bastırılırken bu defa virüsün mutantı ve yayılma hızı konu oldu.
Virüsle ilgili kaygı ve önlemler nereye varır göreceğiz ancak asıl mücadele edilmesi gerekenin oldukça hasta bir küresel ekonomi olduğu gerçeği var karşımızda.
Geçtiğimiz yıl savaşın da katkısıyla çok yükselen enflasyonla Fed, BoE ve ECB gibi başat merkez bankaları sıkı para politikası ile mücadele etti. Bu durum dolara kazandırarak, tüm varlık fiyatları üzerinde negatif baskı yarattı. Ancak emtianın kazanmasına yine de engel olunamadı.
S&P 500 borsa endeksindeki yaklaşık yüzde 19,6’lık düşüşe karşılık CRB endeksinin bir yıllık yaklaşık artışı yüzde 19; S&P Goldman Sachs emtia endeksinin bir yıllık artışı ise yaklaşık yüzde 7 olarak gerçekleşti.
Tam da 2001 sonunda DTÖ’ye katılması gibi hasta ekonomiye çare olacağı düşünülen Çin ekonomisinin küresel ekonomiye olası etkileri incelendiğinde; ilk etki tarım, metal ve fosil yakıtlardan oluşan emtialar üzerinden değerlendirilebilir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!
Nazlı Sarp