Türkiye’nin özü ‘ilerleme’ ve ‘kalkınma’dır

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e biz Türklerin en temel karakteri azmimiz, ister yurdumuzu savunmak adına, ister küresel ve bölgesel sorunlarla baş edebilmek adına tükenmez savaşma gücümüz, yurdumuza olan aşkımız ve özlemimizdir. Karakterimizin değişmez temel taşları, aynı zamanda ülkemiz için ‘ilerleme’ ve ‘kalkınma’ya ödünsüz odaklanmamızın da motivasyon kaynağıdır. Çanakkale Zaferi’nden Kurtuluş Savaşı’na, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan 15 Temmuz Destansı Direnişi’ne, tarihe mal olmuş mücadelelerin içerisinden başarıyla çıkmamızın özü ise biz Türklerin ‘bağımsızlık’ tutkusudur. Bu topraklarda bağımsız yaşamanın özü ise yine ‘ilerleme’ ve ‘kalkınma’dır. Çünkü, Milli Egemenliğe dayalı, bağımsız bir toplum olmanın, devlet olmanın özü ilerleme ve kalkınmadan geçer

Osmanlı’dan Cumhuriyet’e, kıtaları birleştirme hedefimiz, bu toprakları küresel lojistik ağının en vazgeçilmez kavşak noktalarından birisi yapma azmimiz, bize yaşatılan onca düşmanlığa, onca kötülüğe rağmen engellenememiştir. Anadolu’yu Hint Okyanusu’na, Asya- Pasifik’e bağlayacak ‘Orta Koridor’ ve ‘Kalkınma Koridoru’nu engellemeye dün olduğu gibi bugün de kimsenin gücü yetmeyecek. Çünkü, toplumumuzu, ekonomimizi her daim güçlü kılmak adına aralıksız ilerlemek, aralıksız kalkınmaya odaklanmak tarihsel başarımızdır. Üstelik, başarımız sadece bizim için değil, dünyanın her noktasında kalkınma mücadelesi veren ülkelerce de örnek alınan, yüreklendiren bir başarıdır. Latin Amerika’sından Avrasya’sına, Güney Doğu Asya’sından Afrikası’na, tüm ‘Küresel Güney’ ülkeleri nezdindeki itibarımızın özü de budur.

Yazının devamı için TIKLAYINIZ!