Utku Altunöz – 24.01.2019
Değerli Takipçilerim. Bu gün sizlerle Türkiye ekonomisinin önemli problemlerinden biri olan ÜÇÜZ AÇIK sorununu ele almak istiyorum. Bu çalışmamın tamamı Maliye Bakanlığı’nın Maliye Dergisi’nde yayımlanmış olup https://www.sgb.gov.tr/Sayfalar/MaliyeDergisi.aspx adresinden ulaşılabilmektedir. Bilhassa 1980’li yılların başından itibaren ABD başta olmak üzere gelişmiş ve gelişmekte olan birçok ülkede söz konusu iki problemin aynı anda görülmeye başlaması, cari açık ile bütçe açıkları ilişkisinin varlığını iddia eden ikiz açıklar hipotezinin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır . İkiz açık hipotezinde özel tasarruf-yatırım dengesinin dikkate alınmaması hipotezi tartışılır hale getirmiştir. Üçüz açık sorunu genelde iç tasarruf oranlarının yetersiz olmasına rağmen potansiyel üzeri büyümek isteyen ülke ekonomilerinde görülmektedir. Türkiye ekonomisinin 1980 sonrası en önemli ekonomik problemlerinin başında cari açık gelmektedir.Özellikle dış ticaretin liberalleşmesi ile doğrudan sermaye girişlerinin yanısıra sıcak para olarak da adlandırılan kısa dönemli spekülatif sermaye ve portföy yatırımlarının girişlerinin de serbest bırakılması cari açık sorununun en önemli nedenlerinden birini oluşturmuştur
Türkiye ekonomisinde 1990’lı yıllarda iç ve dış borç artışının finansmanının yüksek faizli ve kısa vadeli borçlanma şeklinde finanse edilmesi üretimden uzaklaşılma durumunu da beraberinde getirmiştir. İhracatı baltalayan ve ithalatı arttıran bu durum cari açığın da artmasına neden olmuştur. Türkiye’de 1989-2015 dönemi dikkate alındığında her ne kadar cari transferler ve hizmet dengesi cari açığı azaltıcı etki sağlasa da gelir ve mal dengesinin devamlı negatif değer aldığı ve bu durumun cari açığı arttırdığı izlenebilmektedir. Diğer bir ifadeyle cari açığın güç aldığı en önemli kalemi mal dengesi oluşturmaktadır. İthalat tarafında mal grupları bakımından alt kalemler incelendiğinde toplam ithalat içinde hammadde (ara malı) ithalatının %70 olduğu izlenmektedir. Ayrıca toplam ithalatın %20’si sermaye (yatırım) ithalatından meydana gelmektedir. Şu durumda mal dengesinde cari açığa en büyük katkıyı ara mal ithalatının yaptığını söylemek mümkündür. Bütçe dengesine bakıldığında, Bütçe ve Mali Kontrol Genel Müdürlüğü verilerine göre Türkiye ekonomisinde 2016 yılının tamamı için gelirlerin yıllık olarak %14,8 oranında yükseliş kaydettiği ve 554 milyar TL’ye ulaştığı görülmektedir. Bütçe giderleri kaleminde ise bütçe giderleri yıllık bazda %15,3 oranıyla amaçlanan yıllık hedefin üzerinde gerçekleşerek 583,7 milyar TL’ye ulaşmıştır.
Türkiye diğer bir sorunu yüksek büyümenin en önemli engellerinden biri olan düşük tasarruf oranlarıdır. Yurt içindeki tasarrufların yetersizliği, yatırımlar için daha fazla dış finansmana ihtiyaç duyulması anlamına gelmektedir. . TÜİK verilerine göre Türkiye’de kullanılabilir gelir içinde hanehalkı tarafından yapılan tasarrufun değerinin kullanılabilir gelir içerindeki payı 2009 yılında %10,1’dan 2015 yılında %13,5’e yükselmiştir. Bu oran 2016 yılında %15 olarak gerçekleşmiştir. Aynı zamanda Devletin ve hanehalkının tasarrufları artarken şirketlerin ve mali kuruluşların tasarruflarının GSYH payı düşmüştür.
Çalışmanın sonucunu olduğu gibi aktarmak istiyorum.
Bu çalışmada literatürdeki söz konusu eksikliğin giderilmesi ve güncel dönem için üçüz açığın varlığının Türkiye ekonomisi için analiz edilmesi amaçlanmıştır. 2007:1-2017:3 yıllarını kapsayan çalışmada üçüz açığın varlığı ARDL sınır test yaklaşımı ve Toda- Yamamoto nedensellik testi ile test edilmiştir. Elde edilen uzun dönem sonuçlarına göre cari açık ile hem tasarruf-yatırım açığı arasında hem de bütçe açığı arasında istatistiksel ve anlamlı bir ilişkinin varlığı kanıtlanmıştır. Gerek bütçe açığındaki artış gerekse yatırım-tasarruf açığındaki artış cari açığı arttırmaktadır.
Hata düzeltme modeli sonuçlarından elde edilen kısa dönemli ilişkiye bakıldığında uzun dönemle uyumlu sonuçlar elde edildiği görülmektedir, ayrıca kısa dönemli dengesizlikler 5 çeyrek dönemde dengeye ulaşmaktadır. Nedensellik analizi sonuçlarına göre de bütçe açığı ile cari açık arasında; bütçe açığı ile tasarruf yatırım açığı arasında ve cari açık ile tasarruf yatırım açığı arasında çift iki yönlü nedensellik ilişkisi bulunmaktadır. Ekonometrik analiz sonuçları, incelenen dönem için Türkiye’de üçüz açık hipotezinin doğrulandığı görülmektedir.
Çalışma sonuçlarına göre cari açık ile mücadele eden Türkiye ekonomisi için en önemli tehditlerden biri yatırım-tasarruf açığının ve bütçe açığının cari açığı genişletmesidir. Türkiye’de uzun yıllardır süregelen bu sorunun yüksek faiz-düşük kur ve sıcak para sarmalından çıkarılıp bütçe açığını düşürücü politikalara geçiş yapmak, cari açığı azaltıcı etkiler doğuracaktır. Bu çalışmadan çıkarılacak diğer bir sonuç ise kamu harcamalarının bütçe açığını arttırıcı etkileri göz önünde bulundurularak daha planlı ve programlı kamu harcaması politikaları geliştirilmelidir. Cari açığı artırıcı etkisi olan tasarruf-yatırım açığını bertaraf etmek için tüketim harcamalarında kısıntıya gidilerek tasarrufu arttıran politikalar geliştirilmelidir. Ayrıca gerek kamu gerekse özel yatırımların artırılması amacıyla devlet teşvikleri arttırılmalı ve yatırımın istenilen seviyelere çıkarılması sağlanmalıdır. Yatırım artışıyla hızlanacak büyüme beraberinde tasarruf artışını da getirecek ve yatırımlar için daha düşük dış finansman ihtiyacı doğacaktır. Böylece cari açık sorunu sürdürülebilir ve kontrol edilebilir bir özelliğe kavuşabilecektir.
Kaynak: Altunöz,U, (2018). Cari Açık,Bütçe Açığı ve Yatırım-Tasarruf Açığı Bağlamında Türkiye’nin Üçüz Açık Analizi, Maliye Dergisi,Temmuz Aralık 2018,175:118-139.