Girişim ekosistemi rekorlarla büyüyor
KPMG’nin Pulse of Fintech 2019 raporuna göre geçen yıl dünyada küresel fintech yatırımları 137,5 milyar dolarlık işlemle yeni bir rekora imza attı.
KPMG’nin Pulse of Fintech 2019 raporu yayımlandı. Dünyada ve Türkiye’deki fintech ekosisteminin gelişimini değerlendiren raporda 2020 beklentileri de yer alıyor. Rapora göre güçlü duruşunu geçen yıl da koruyan küresel fintech pazarı, son üç yılda 300 milyar dolarlık yatırımla tarihi rekora koşuyor.
KPMG Türkiye Bilgi Sistemleri Risk Yönetimi Başkanı Sinem Cantürk, küresel fintech sektöründeki temel trendleri ve işlemleri inceleyen araştırmanın pazarın nabzını tuttuğunu söyledi. Cantürk, “Fintech yatırımlarının 2019’da ABD, Kanada ve Avrupa’da güçlü seyrederken Asya’da düşüş gösterdiğini görüyoruz. Küresel fintech yatırımları, 2018’de 120 milyar dolar olarak gerçekleşmişti. 2019 sonunda 2 bin 693 adet ve 135,7 milyar dolarlık işlemle yeni bir rekora imza attı. Birleşme ve satın almaların hacmi 97,3 milyar dolar olarak gerçekleşti ve geçen yılın üç katına çıktı. Küresel sektörde siber güvenlik alanındaki fintech’lerin yükseldiğini görüyoruz. Türkiye’de de fintech grafiğinin yukarı yönlü hareketi sürüyor” dedi.
Siber güvenlikte hareket var
KPMG’nin Pulse of Fintech 2019 raporundan dikkat çeken başlıklar şöyle:
- Siber güvenlik alanındaki fintech’lerin öne çıkması dikkat çekiyor. Siber güvenlik fintech’leri yıl boyu 53 işlemle 646,2 milyon dolarlık işlem gördü. Hem geleneksel finans kuruluşları hem de fintech’ler için siber güvenlik açıklarının tehdit haline gelmesi bunda etkili oldu. Avrupa’da açık bankacılığın yaygın kullanılması nedeniyle müşterilerin kimlik bilgilerinin daha iyi korunması yüksek önem taşıyor.
- Regtech’lerin toplam yatırım hacmi önceki senelere göre düştü ama yapılan işlem sayısında rekor kırdı. 2019’da regtech’lerde 145 adet ve 2,5 milyar dolarlık işlem gerçekleşti. Bu ilgi, gelişmiş pazarlarda giderek karmaşıklaşan regülasyon ortamından kaynaklanıyor. Uyum otomasyonu ve risklerin izlenmesi çok önemli.
- Insurtech’lerde 156 adet ve 6,5 milyar dolarlık işlem, hacimde önceki yıllara göre azalma olduğunu gösteriyor. Bunun en büyük sebebi Insurtech ekosisteminin olgunlaşması nedeniyle erken aşama yatırımların azalması. Ancak toplam işlem hacmi halen yüksek seviyede.
- Proptech’lerde geçen iki yılda hızlı bir yükselme var. 2019’da 105 adet ve 2,6 milyar dolarlık işlem yapıldı. Sektör oyuncularının gayrimenkulü dijitalleşerek dönüşüme girecek alanlardan biri olarak değerlendirmesi yükselişin sebeplerinden.
- Pazarda wealthtech’lerde de hareket var. 2019’da wealthtech’lerde 474,1 milyon dolar değerinde 29 adet işlem gerçekleşti. Bu segment, yüksek gelir segmentindeki müşterilere hizmet veren diğer firmalarla rekabet etmek zorunda. Bu nedenle hacim artışı sınırlı kalıyor.
Blockchain yola devam edecek
- Blockchain gündemde olan ve yükselen trendlerden biri. Blockchain ve kripto paralar 2018 yılında her zamankinden daha çok yatırım alıp, işlem hacminde rekor düzeye ulaşmıştı. Geçen yıl ise 479 adet 4,7 milyar dolarlık işlem gerçekleşti. Blockchain’in ne derece evirilip yayılacağı hala kestirilemese de güçlü yatırımlar almaya devam edeceği öngörülüyor.
- Ödeme sistemlerinde ise 306 adet 77,8 milyar dolarlık işlem yapıldı. Sektörde son iki yıl toplamında işlem hacminde oldukça yüksek bir artış bulunuyor.
Türkiye’de yüzde 66 büyüme
- Türkiye girişim ekosistemi 2019’da yüzde 66 büyüdü. Yılı 94 girişimin 102 milyon dolar yatırım almasıyla kapattı.
- Türkiye’de 2010 – 2019 yılları arasında kurulan teknoloji girişimlerinin yüzde 16’sında kadın girişimciler yer aldı. Türkiye bu ortalama ile Çek Cumhuriyeti, İtalya ve Portekiz’den sonra Avrupa’daki en yüksek orana sahip dördüncü ülke oldu.
- 2019 sonunda fintech dikeyindeki işlem hacmi 8,4 milyon dolar olarak gerçekleşti. Bu verilere göre Türkiye startup ekosisteminde en çok fonlanan dikeyler arasında fintech üçüncü sırada. Fintech’in rakipleri dijital marketler ve market dağıtımı oldu.
- En fazla işlem 17 adet ile fintech dikeyinde gerçekleşti.
- Türkiye’deki fintech pazarı, yeni kurulan girişim sermayeleri, çıkışlar ve ikincil işlemlerle gelişti. Sektörün devlet desteğinin devamıyla gelişimini sürdürmesi bekleniyor.
- Türkiye melek ve VC yatırımları açısından 2018’i ikinci ligde tamamlamıştı, 2019’da 102 milyon dolarlık yatırımla tekrar birinci lige yükseldi ve 36 Avrupa ülkesi arasında 20’nci sırada yer aldı. Türkiye Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da ise İsrail ve Birleşik Arap Emirlikleri’nden sonra üçüncü sırada.
2020’de neler olacak
- Bu yıl daha büyük ve cesur fintech yatırımlarının gerçekleşmesi bekleniyor. Olgunlaşan Fintech’ler yatırımcılar için daha büyük odak noktası olacak, işlem hacimleri büyüyecek.
- Fintech şirketlerin sundukları ürün ve hizmet yelpazesi genişleyecek. Olgunlaşan fintech’ler ve gelenekselliğin dışına çıkan bankalar kendi alanları dışında kalan enerji, telekom gibi alanlara yönelecekler.
- Alışık olduğumuz pazarlar dışında Afrika, Güneydoğu Asya ve Latin Amerika gibi bölgelerde fintech yatırımlarına daha sık rastlayacağız.
- Alibaba, Apple gibi BigTech’ler yönlerini finansal hizmetler sektörüne çevirecek. Özellikle gelişen pazarlardaki izlerini artırmayı hedefleyen bu teknoloji firmaları, müşterilerine değer katmak ve onları kendi ekosistemlerine dahil etmek için fintech üzerine yatırımlar ya da stratejik anlaşmalar yapacaklar.
- Dijital bankacılık lisansları gelişecek. Hong Kong, Avustralya ve Singapur gibi ülkelerin önderliğinde Asya Pasifik bölgesindeki rekabet ortamı dijital bankacılık lisanslarının gelişmesiyle hareketlenecek.
- Fintech’ler kendi aralarında ortaklıklar kurmaya devam edecekler ve bu ortaklıkların sayısı artacak.
- Açık veri, farklı sektörde fırsatlar yaratmayı sürdürüyor. Açık veri, bankacılık dışında diğer finans hizmetlerine de fayda sağlayacak.
- Finansal hizmetler tek çatı altında toplanmaya doğru evirilecek. Tüketicilerin günlük yaşamları daha da dağınık ve karmaşık bir hale geldikçe, hizmetlerin buna karşılık olarak bir bütün halinde verilmesi teşvik edilecek.
- Siber güvenlik alanında hizmetler veren fintech’ler daha çekici olacak. Buna yön veren şey ise geleneksel finans kuruluşlarının siber güvenlik çözümlerini kendilerinin üretmeyi bırakıp bu çözümleri satın almaya başlaması olacak.