Geçtiğimiz hafta açıklanan 3.çeyrek büyüme verisi hem ülkemizdeki hem küresel ekonomideki yapısal görünüme işaret olması açısından önemliydi.
Açıklanan veriler ışığında, Türkiye ekonomisinin çeyrek bazda yüzde 0,1 daralırken yıllık bazda yüzde 3,9 büyüdüğünü gördük. Böylece ekonomi 9 çeyrek sonra daralmış oldu. Bilindiği üzere uluslararası kuruluşlardan IMF ve Dünya Bankası, küresel resesyonla ilgili uyarılar yapıp, dünya büyüme tahminini aşağı doğru revize ederken Türkiye için büyüme tahminini yukarı yönlü revize etmişlerdi. Ancak bir sonraki yıl için beklenen tablo iyimser değildi.
Peki gerçekten 2023 yılı Türkiye için büyüme dinamikleri açısından zorlu mu geçer?
Bu soruyu yanıtlayabilmek için 3. çeyrek büyüme verilerine bakarak bir durum analizi yapılacak olursa;
Büyümede harcamalar tarafında hane halkının yüzde 12’lik tüketimi dikkat çekerken, stoklardaki yüzde 9,6’lık erime nedeni ile büyümenin aşağı çekilmiş olduğunu görebiliriz.
%14,3’lük makine yatırım artışı pozitif bir katkı sağlarken, yatırımlarda makine-inşaat ayrışması dikkat çekti.
Yine verilere bakarak devam edildiğinde, üçüncü çeyrekte emek–sermaye makasının giderek açıldığını ve ücretlilerin gelirden aldığı payın 26,3 olarak gerçekleştiğini görüyoruz. İkinci çeyrekte bu oran 25,3 ile tarihi dip seviyedeydi. Asgari ücret zamları sonrası sınırlı oranda arttığını gözlemlemiş olduk.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!
Burcu Kösem