Türkiye 2015 yılında yüzde 2 büyüyecek
ALB Menkul Değerler analistleri tarafından hazırlanan ‘2015 Beklentiler Raporu’ açıklandı. Rapora göre Türkiye ekonomisi, 2015 yılını düşük enflasyon, düşük cari açık ve düşük büyümeyle geçirecek. Ekonomi 2015 yılı için yüzde 2 büyürken, işsizlik oranı ise yüksek ve çift haneli seviyelerde devam edecek.
ALB Menkul Değerler ekonomistleri tarafından hazırlanan Türkiye ve dünya ekonomisi hakkında geniş analizlerin yer aldığı rapor şu şekilde:
ABD ekonomisi yüzde 3 büyür
ABD ekonomisinin güçlü büyüme trendine 4. çeyrekte de devam etmesi ve 2014 yılını yüzde 2,70 büyümeyle tamamlaması bekleniyor. 2015 yılına ilişkin ise ABD büyüme oranının yüzde 3 seviyesinde gerçekleşeceği öngörülüyor. ABD ekonomisine ilişkin olarak beklentiler ise şu şekilde; ekonomik büyümeyle beraber güçlü seyreden tarım dışı istihdam ile işsizlik oranında gerileme devam edecek, doğal işsizlik oranı olarak tabir edilen yüzde 5,3-5,5 arası işsizlik oranına ulaşılacak; özetle küresel piyasalarda FED politikalarının etkisi hissedilecek ve güçlü dolar dönemi devam edecek.
Güney Avrupa tahvil piyasalarına dikkat edilmeli
2015 yılında Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin olarak; Euro Bölgesi’nde yüzde 0,8 seviyelerinde büyüme, yüzde 0,5 seviyesine yakın enflasyon beklemekle beraber, ekonomide riskler ağırlıklı olarak aşağı yönlü olacak.
Euro Bölgesi’nde bir süre devam edebilecek deflasyon durumunu da göz ardı etmemek gerekiyor. Avrupa Merkez Bankası’nın müdahaleleri ile beraber Euro Bölgesi tahvil ve hisse senedi fiyatları yükselirken, özellikle ekonomisi ve bankacılık sektöründe sorunlar ve riskler bulunduran İtalya, İspanya, Portekiz gibi ülkelerin tahvil faizlerinde görülen düşük seyir ve aşağı yönlü eğilim önem kazanıyor.
Bu ülkelerin 10 yıllık tahvil faizlerinin güvenli liman olarak tabir edilen ABD 10 yıllık tahvil faizlerinin aşağısında bulunması ve bu ülkelerin tahvil piyasalarında balon oluşmuş olabileceği, piyasaların bu ülkelerin tahvillerinde düzeltme yoluna gitmesi durumunda ise sadece Avrupa’da değil, bütün küresel piyasalarda satış dalgasına sebebiyet verebilecek bir risk oluşturabilir. Bu açıdan 2015 yılında küresel piyasalarda özellikle Güney Avrupa tahvil piyasaları izlenmesi gereken riskler içinde yer alıyor.
Türkiye için beklenti yüzde 2
Türkiye ekonomisinde ise 2015 yılında enflasyonun hem arz hem de talep yönlü etmenlerden dolayı gerilemesi ve enflasyonun yüzde 6,3 oranında olması bekleniyor. Cari açık ise 40 milyar 500 milyon dolar seviyelerinde olacak. Türkiye ekonomisi 2015 yılında düşük enflasyon, düşük cari açık ve düşük büyümede dengelenecek. 2015 yılı için yüzde 2,0 büyüme bekliyoruz. İşsizlik oranı ise yüksek ve çift haneli seviyelerde devam edecek.
2015 yılı Borsa İstanbul için risklere açık bir yıl olarak kayıtlardaki yerini alabilir. 2014 yılının sonlarına doğru petrol fiyatlarındaki sert düşüş kaynaklı cari açık ve enflasyondaki gerileme beklentileri yerini, 2015 yılı için düşük büyüme tehdidine bırakıyor. Söz konusu düşük büyüme hem kredi derecelendirme kuruluşlarının değerlendirmeleri hem de ülke ekonomisi çarkları için önemli ölçüde risk barındırıyor.
Yurt dışında, başta Avrupa Merkez Bankası olmak üzere Japonya ve Çin Merkez Bankası parasal teşvikleri, borsaları yukarı yönlü etkileyebilecek etmenler olurken, yurt içinde cari açıkta ve enflasyonda görülen gerileme ve enflasyonda görülen gerilemeye bağlı olarak faizlerin gerilemesi Borsa İstanbul’u yukarı yönlü etkileyebilecek gelişmeler arasında. Analistlerin 2015 yılı BIST 100 endeksine yönelik değerlemeleri 93.500 seviyesine tekabül ediyor.
Bankacılık sektörü ‘medcezir’ yılı olacak
2015 yılına dair sektörlere değinen analistlerin özellikle bankacılık sektörüne ilişkin ifadeleri dikkatleri çekiyor. Bankacılık sektöründe 2015 yılı, deyim yerindeyse medcezir misali bir yıl olabilir. 2015 yılı ilk yarı yılı için düşük faiz ortamı beklentileri ile birlikte bankacılık sektöründe karların yükselmesi olası olmakla beraber, 2015 yılının ortasında FED cephesinden gelebilecek bir faiz artırımı ve Avrupa’da yaşanabilecek finansal dalgalanmanın, yılın ikinci yarısından sonra bankaların bilançolarında yakından hissedilebileceği gözden kaçmamalı. Ayrıca düşük büyüme beklentileri de göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye’nin genelinde bankalara olan borçların ödenmesinde yaşanacak zorluklar, bankaların mali tablolarında takipteki krediler tutarlarında şişkinlik yaratıp, aktif kalitesinde bozulmalar olarak suları geri getirebilir.
Çin’de gölge bankacılık sektörü piyasaları tedirgin ediyor
Uzak Doğu piyasalarında 2015 yılı sonunda Japonya’da büyüme oranı yüzde 1,0, TÜFE oranı yüzde 1,5 olarak öngörülüyor. USDJPY paritesinin ise 120,00 – 130,00 bandında dengelenebilecek. Çin’e dair ise; Çin’de gölge bankacılık kontrol altına alınamaz ise önümüzdeki dönemlerde Çin’i ve dolayısıyla küresel piyasaları ciddi bir tehdit bekleyebilir. 2015 yılı sonunda Çin büyüme oranını yüzde 6,5-7,0 Çin enflasyonu ise yüzde 1,8-2,0 arasında gerçekleşebilir. Ayrıca ekonomik yavaşlamanın devam etmesi ve hükümetin teşvikleri artırması durumunda Shanghai Composite Endeksi 2015 yılını 4.000,00 puanın üzerinde tamamlayabilir.
Gelişmekte olan ülke ekonomilerine ilişkin olarak ise FED faiz artışının yılın ilk yarısı sonundan daha erken olmasının, sermaye çıkışının beklenenden fazla ve hızlı olmasına neden olacağı söylenebilir.
Petrol fiyatları 36 dolara kadar düşebilir
2015 yılında petrol piyasasında düşük talebin hakim olabileceğine dikkat çeken analistler, petrol fiyatlarında mevcut düşüş trendi içinde 43 ve 36 dolar seviyelerine kadar düşüşler görebiliriz diyorlar. 2015 yılındaki ortalama fiyat beklentileri ise 60 dolar seviyeleri olarak karşımıza çıkıyor.
USDTRY paritesinde 2015 yılında kuvvetli bir seyir bekleyen ALB Menkul analistleri; Yıl içerisinde USDTRY paritesinde 2,70 seviyesinin maksimum olarak görüleceğini, sonrasında ise 2,55 civarında dengelenme olacağını bekliyorlar. 1. çeyrek ortalama USDTRY kur beklentileri ise 2,34, 2. çeyrek 2,45, 3. çeyrek 2,60 olarak şekillenmiş. 4. çeyrekte ise USDTRY paritesinin 2,55 seviyesinde olması bekleniyor.
Altına dair notlarında yer alanlar ise şu şekilde karşımıza çıkıyor: Altında orta vadede 1275 seviyesinin önem arz ettiğini ve bu seviyenin üzerinde fiziki talebin de eşlik etmesi ile birlikte 1400 USD’e doğru yükseliş görülmesini ve sonrasında bu seviyelerden tekrar satış baskısının gelmesini bekliyorlar. Euro bölgesi, Çin, Rusya ve gelişmekte olan ülkeler kaynaklı risklerin yayılması durumunda altına olan talebin daha da artabileceğine ve altının 1400 dolarında üzerine yükselebileceğinin göz ardı edilmemesi gerektiğine dikkat çekiyorlar.
EURUSD paritesi beklentileri ise orta vadede 1,05-1,00 seviyelerine kadar gevşeyebileceği, hatta teknik olarak daha altının da görülebileceği ve 1 Euro 1 Dolar’ın makul olabileceği görüşündeler. Tabi burada ABD tarafından açıklanacak ekonomik datalar ve Euro tarafından genişleme yönünde yapılacak açıklamaların ön planda olacağına dikkat çekiyorlar.