Türkiye Ekonomisinin Son 15 Yılı

2005 – 2020 yılları arasında Türkiye Ekonomisinin durumu nedir? Gerçekten de büyüyor mu?

İnsanların refah seviyesi artıyor mu? Türk Lirasının satın alım gücü ne yönde ilerliyor? Bu yazıda, bunlar ve benzeri birçok sorunun cevabını vermek adına yapılan değerlendirmeleri ve analizleri bulacaksınız.

Yazıda, Türkiye ekonomisinde son 15 yılda meydana gelen değişimleri gösteren parametrelerden bazıları ele alınarak okurun değerlendirme yapacak seviyede bilgi sahibi olması hedeflenmiştir. Son dönemlerde gündemde olan beyaz eşya satışından, “Maaşını dövizle almıyorsa kurdaki dalgalanmalar kişiyi ilgilendirmez” anlayışına kadar pek çok konuya değinilmeye çalışılmıştır. Bunları yaparken ilgilenilen alan sadece iç piyasalardır. İhracat ve ithalat ya da dış borç stoğu gibi daha çok dış ekonomiyi ilgilendiren konular göz ardı edilmiştir. Zira üzerinde durulan konu “Türkiye’deki halkın ekonomik seviyesi ne yönde ilerliyor?” sorusunun cevabıdır.

Şimdi bu ekonomik göstergeleri başlıklar halinde inceleyelim:

1-Asgari Ücret

Ekonominin durumunu ortaya koyması adına ele alınan ilk parametre asgari ücrettir. Asgari ücretin yıllara göre değişimi ve dolar kuru karşısındaki durumu incelenmiştir.

Asgari ücret uygulaması Türkiye’de ilk olarak 1974 yılında başlamıştır. Bu ücret, asgari ücret komisyonu tarafından görüşülerek Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından belirlenir. Bir işçinin aylık maaşının en alt seviyesini gösterir ki bu ücretin altında işçi çalıştırmak yasal olarak suçtur. Bu ücretin hesaplanma yöntemleri yazı konusunun dışındadır. Bilinmesi gereken, asgari ücret brüt olarak belirlenir ancak işçinin eline belli kesintiler yapıldıktan sonra kalan kısım geçer. Analizlerin sağlıklı olması adına burada, bakanlık tarafından belirlenen brüt maaş esas alınmıştır.

Aşağıdaki tablo 2005- 2020 yılları arasında brüt asgari ücretin seyrini ve aynı zamanda dolar kurundaki değişiklikleri gösterirken, ilgili dönemin asgari ücretinin dolar karşılığını ifade etmektedir.


*www.alomaliye.com / yillar-itibariyle-asgari-ucretler-1974-yilindan-gunumuze **www.tcmb.gov.tr/doviz-kurlari

Tablodaki kurlar, yıllık ortalama kurlardır fakat bu makalenin yazıldığı şu günlerde dolar/TL kuru 7,40 seviyelerindedir. Bu da asgari ücretin dolar karşılığının yaklaşık 398 $ olduğu anlamına gelmektedir ki bu seviye 2005 ve 2006 yıllarından sonraki en düşük seviyedir.

2- Enflasyon ve Big Mac Endeksi

Enflasyon, bir ülkedeki mal ve hizmetin satın alım fiyatının sürekli olarak artış göstermesi olarak tanımlanır. Enflasyon yukarı yönlü ise, paranın satın alım gücünde azalma olduğu ortaya çıkar. Örneğin, enflasyon oranı yıllık %2 ise, bu sene 1 Liraya alınan ürünün fiyatı 1 yıl içerisinde 1,02 Lira olur.

Türkiye Ekonomisi hakkında fikir vermesi açısından incelenen bir diğer parametre de enflasyon oranlarıdır. Aşağıdaki tablo Dr. Mahfi Eğilmez’in “Değişim Sürecinde Türkiye” kitabından alınmıştır. 2005 – 2019 yılları arasında Türkiye’de gerçekleşen enflasyon oranlarını ifade etmektedir. Tabloda son 3 yıldaki yüksek enflasyon seviyeleri dikkat çekmektedir.

2.1 Big Mac Endeksi

Bu endeks ilk kez Eylül 1986’da The Economist dergisi tarafından ortaya atılmıştır. Bir fastfood ürünü olan Big Mac’in farklı ülkelerdeki satış fiyatlarını baz alarak hazırlanan bu endeks, farklı ülkelerin para birimleri ve satın alım güçlerini karşılaştıran, günümüzde genel kabul gören güvenilir endeksler arasında sayılmaktadır.

2.1.1 Big Mac Endeksi Nasıl Hesaplanır?

The Economist’in düzenli olarak hazırladığı Big Mac endeksi temelde bir Big Mac’in farklı ülkeler de sahip olduğu fiyatların karşılaştırılması ile ortaya çıkmaktadır.

Bir örnekle açıklamak gerekirse: ABD’de Big Mac 5,04 dolarken, Türkiye’de 10,75 TL’den satılmaktadır. Buna göre satın alım gücü paritesi 10,75/5,04 = 2,13 olarak hesaplanmaktadır. Bunun anlamı şudur; ABD’de 1 Dolara alınacak bir mal Türkiye’de 2,13 TL’ye alınabilmektedir. Bu endekse göre olması gereken USD/TL kuru 2,13’tür. Serbest piyasada ise USD/TL kuru 3,04’tür. Yani TL, USD karşısında % 30 daha az değerlidir.

Aşağıdaki tablo Türk Lirasının Big Mac Endeksine göre yıllar içinde değer kaybı ya da kazancını ifade etmektedir.


*Kaynak: The Economist Dergisi

The Economist dergisinin yayınladığı 2020 yılı big mac endeksine göre TL, USD karşısında % 64,3 daha az değerlidir.Big Mac endeksine göre düzenlenen ve ABD dışında 54 ülke ve euro bölgesinin yer aldığı listede, Türkiye, sondan üçüncü sırada yer almaktadır.

3- Beyaz Eşya Satışları ve Hane Halkı Borç Stoğu

Günümüzde en çok tartışılan konulardan biri de beyaz eşya satışlarıdır. Söylendiği gibi satışlar “Artış mı göstermektedir?”, “Artıyorsa ne oranda artıyor?” ve “Bu artışın hane halkı borç stoğuna etkisi var mı?” benzeri soruların cevapları irdelenmiştir.

Öncelikle ele alınan konu yıllara göre beyaz eşya satışları ve Türkiye nüfusunun kişi başı beyaz eşya oranı değişimidir. Aşağıdaki tablo bu konuda bilgi verecektir.


*www.tksb.com.tr/beyaz-esya-sektörel-görünüm  **www.nufusu.com

Beyaz eşya satışları ile ilgili bilinmesi gereken, 2017 şubat ayında ÖTV’nin % 6,7 iken % 0’a indirildiğidir. ÖTV indiriminin son bulduğu 2017 Eylül Ayında ise satışlarda, önceki yılın aynı ayına göre % 20 daralma yaşanmıştır.

3.1 Hane Halkı Borç Stoğu

Beyaz eşya satışlarını değerlendirirken hane halkı borç durumunun ne yönde ilerlediği de önem ifade etmektedir. Zira zorunlu ihtiyaç olan pek çok beyaz eşya alınırken “İnsanlar borç altına giriyor mu?” ya da “Bu durum borç stoğuna ne yönde etki ediyor?” diye bakılmalıdır. Aşağıdaki tablo hane halkı borç stoğunun, GSYH’ye oranının yıllara göre değişimini göstermektedir.


*Kaynak: Dr. Mahfi Eğilmez “ Değişim Sürecinde Türkiye” syf. 201

4- İşsizlik

İşsizlik hem Türkiye’nin hem de dünyanın gündeminde her zaman yer almış bir başlıktır. Amerika’da 1929 Büyük Buhran’ından sonra işsizlik kısa sürede %15’lere ulaşmış ve Amerika tarihinin en yüksek seviyesine gelmiştir. Ancak 2008 krizi sonrasında son yıllarda Amerika %2,5 ile işsizliği kontrol altına almayı başarmıştır.

Türkiye ekonomisi hakkında bilgi vermesi açısından ele alınan son parametre işsizlik oranıdır. Yukarıda bahsedildiği gibi kriz dönemlerinde ya da olağanüstü dönemlerde işsizlik kontrol altına alınamasa da olağan dönemlerde işsizlik hedeflenen seviyelerde seyretmektedir. Aşağıdaki tablo 2005 – 2019 yılları arasında Türkiye’de işsizlik oranlarını göstermektedir.


*Kaynak: Dr. Mahfi Eğilmez “ Değişim Sürecinde Türkiye” syf. 199

Değerlendirme ve Sonuç

Yazıda, Türkiye ekonomisinin genel durumunun anlaşılması adına dört başlık altında incelemelerde bulunulmuştur.

Öncelikle asgari ücret yıllar boyu artış göstermiş olarak gözükmektedir fakat satın alım gücünü ifade etmesi ve TL’nin değerinin ne yönde ilerlediğini anlamak açısından yapılan karşılaştırmalar ile aslında asgari ücretin yeterli oranda artmadığı görülmüştür. Günümüzde genel kabul gören Big Mac endeksine göre % 64 oranında değer kaybetmiş Türk Lirası, artan enflasyon oranlarıyla birlikte doğal olarak işçinin eline geçen asgari ücretin de satın alım gücünü eritmiştir.

Beyaz eşya satışlarının, son dönemde Türkiye’de refah seviyesinin önemli göstergelerinden biri olduğu yönünde tartışmalar yapılmaktadır. Burada da ele alınan hususlar itibariyle, sanılanın aksine beyaz eşya satışları nüfusa oranlandığında artmamış ve 2019 yılında azalmıştır. 2012-2016 yılları arasında % 9 olan beyaz eşya / nüfus oranı, 2017 yılında % 11’e çıkmıştır fakat burada 2017 ocak ayında kaldırılan ÖTV etkili olmuştur. Bu tezi doğrular nitelikte iki veri vardır. Bunlardan ilki, ÖTV indiriminin kalktığı Eylül 2017’de bir önceki yılın eylül ayına göre yıla göre satışlar % 20 azalmıştır. Diğer veri ise 2018 yılında beyaz eşya / nüfus oranı ortalama seviyenin de altına % 8’e düşmüştür.

Görünen o ki beyaz eşya satışları sayısal anlamda artmış ve hane halkı borç stoğunu da etkilemiştir. Tabloya göre 2005 yılından 2018 yılına kadar geçen sürede hane halkı borç stoğu 2,5 kat artmıştır. Bu durum, insanların bir şekilde borçlanmakta olduğunu ve bu borçlanmanın ciddi miktarda arttığını göstermektedir.

İşsizlik, belki de bir ekonomide en çok konuşulan ve değerlendirilen parametrelerin başında gelir. İşsizlik oranı üzerine yapılan incelemelerde, bu oranın son yıllarda ne yönde ilerlediği, kontrol edilebilir seviyelerde olup olmadığı görülmeye çalışılmıştır. Karşılaşılan tabloda, işsizliğin son 9 yılda hep arttığı görülmüştür. Bu durum hem günümüz hem de gelecek adına endişe vericidir. Genel işsizlik değerlendirilirken genç işsiz oranının ayrıca ele alınması gerekmektedir. Genç işsiz oranına bakıldığında, TÜİK verilerine göre genç işssiz oranının yaklaşık % 25 seviyesinde olduğu görülür.

İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com