Türk Sermaye Piyasaları Gücünü Kanıtladı

Temmuz ayı tüketici enflasyonu Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın öngörüsüne paralel önceki aylara kıyasla yükselerek %1,16 artış gösterdi.

Böylece bir öneki yılın aynı ayına göre enflasyon artış hızı %8,79 oldu. Detayda aylık en yüksek artış %7,05 alkollü içecek ve tütün grubunda olurken ikinci sırayı %3,15 ile gıda ve alkolsüz içecekler alıyor. İşlenmemiş gıda ve enerji fiyatları hariç TÜFE artışı ise merkez bankasının beklentisi aksine yükseliş göstererek  %9,48 olarak gerçekleşti. Temmuz ayı toplantısında 25 baz puan faiz indirimi ile temkinli adım atam kurum çekirdek enflasyonda yüksek seyrin devamı ile sadeleştirme politikasına ara verebilir.

Bankalar arası borçlanma piyasasında maliyetler düşüyor; TCMB’nin Mart ayında yüzde 10,75 olan gecelik marjinal fonlama oranı “son beş toplantıda” alınan karar ile yüzde 8,75 seviyesine çekilmiş oldu. Merkezin sadeleştirme politikası ile bankalar arası borçlanma piyasasında maliyetler Mart ayından bu yana geriliyor. 25 Temmuz tarihinde 7,99 gerileyen borçlanma maliyeti 02 Ağustos’ta 8,05 seviyesindeydi.

ucuz-fonlar

TCMB’nin sadeleştirme politikası küresel piyasalarda risk iştahının arttığı ve gelişen ülke ekonomilerinin yıldızının parladığı iyi bir zamanlama ile başladı. Nisan ayı ile beraber gelişen ülkelere para akışı zirve yapınca Türkiye’de bundan nasibini aldı. Tahvil bono piyasasına gelen alımlar ile oranlar 9 bileşik altına geriledi.

Mayıs ayında yanlış alarm olmakla beraber FED yaz aylarında faiz artırabilir görüşü piyasaların gündemine girdi. Yine Mayıs ayında Türkiye cephesinde iktidar partisi kongresi ve genel başkan değişikliği ile yeni kabine kuruldu.

Haziran ayında Amerika’da karışık ekonomik veriler ile faiz artırım ihtimali gündemden çıktı ancak İngiltere referandum sonucu piyasaları salladı. Bitmedi Türkiye 15 Temmuz başarısız darbe girişimi ardından normal olarak piyasalar kısa süreli bir şoka girdi. TCMB’nin ve hükümetin ilk müdahaleleri başarılı olurken likidite ve işlerlikte herhangi bir sorun yaşanmadı.

Yukarıdaki gündem maddelerini sıralarken ne çok önemli olay atlatılmış demekten kendimizi alamıyoruz. Türk Sermaye Piyasaları adına geçmiş dönem tecrübelerin de etkisiyle çok yol kat edildiğinden artık eminiz. Bu kadar yol kazası ardından piyasalar makul bir çerçevede olayları fiyatlamaya çalıştı. Küresel Merkez Bankaları’nın kolay para politikaları ve FED’in yakın zamanda ihtimal olmaktan çıkan faiz artırım ihtimali de Türkiye’nin yüksek tansiyon ile ayakta kalmaya çalıştığı dönemde en büyük yardımcıydı.

Muhtemelen küresel merkez bankaları politikaları yılın geri kalanında da gelişen ülke ekonomileri için endişe kaynağı olmayacak. Ancak içeride Moody’s ve Fitch tarafında geçer notumuzu korumadan ekonomik anlamda zorlanabiliriz. Moody’s 18 Temmuz’da ülke notunu negatif izlemeye alırken kararın bir ila üç ay arasında verileceğini açıkladı. Bu süreçte alınan önlemler ile mevcut yatırım yapılabilir seviye korunursa, Türk ekonomisi adına büyük başarı olur ve sermaye piyasaları yılın geri kalanında diğer gelişen ülke piyasalarına kıyasla daha iyi performans gösterebilir. Aksi takdirde Türk Lirasında baskılanma ve piyasalarda satış baskısı uzayabilir.

Arzu Toktay