Tüpraş, ABD ve Avrupa’daki yeni teknoloji şirketlerine yatırım yapmak üzere, Uluslararası Girişim Sermayesi Fonu olan Emerald Industrial Innovation Fund ile uzun süreli iş birliği anlaşması imzaladı
Türkiye’de aktif olarak açık inovasyon çalışmaları sürdüren Tüpraş, Emerald iş birliğiyle yurt dışında faaliyet gösteren yeni teknoloji şirketlerine ulaşmayı amaçlıyor.
Enerji sektörünün hızla değiştiği günümüzde, sektörün lider şirketi Tüpraş, Emerald Technology Ventures’ın endüstriyel inovasyon fonu olan, Emerald Industrial Innovation Fund ile iş birliği anlaşması imzalayarak öncü bir rol daha üstlendi.
Bu anlaşmayla Emerald Industrial Innovation Fund’a yatırımcı olarak dahil olan Tüpraş; enerji dönüşümüne katkı sağlamak, mevcut faaliyetlerinde rekabet gücünü artırmak ve geleceğin işlerini yakından takip etmek amacıyla ABD ve Avrupa’daki yeni teknoloji startup şirketlerine yatırım yapmayı hedefliyor.
Enerji, su, ileri malzeme ve endüstriyel bilişim teknolojileri alanlarında Zürih, Toronto ve Singapur ofisleriyle faaliyet gösteren Emerald, bugüne kadar 660 Milyon ABD Doları’nın üzerinde varlık yönetimi ve 60’dan fazla yeni teknoloji şirketine yatırım yaptı.
Söz konusu iş birliğiyle tüm enerji sektörüne etki edecek operasyonel ve stratejik teknolojileri takip etmeyi ve özellikle yıkıcı potansiyele sahip gelişmelerin içinde bulunmayı hedeflediklerini dile getiren Tüpraş Yatırımlar ve Planlama’dan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Levent Zağra, “Öncelikli amacımız; ABD ve Avrupa’da faaliyet gösteren startup şirketlere erişmek. 30 milyon ton ham petrol işleme kapasitemizle, Avrupa’nın 7’nci büyük rafinerisi konumundayız. Modern rafinaj faaliyetleri teknolojik olgunluğa erişmiş ham petrol işleme proseslerini içermekle beraber; veri analitiği, nano teknoloji, robot uygulamaları, IoT gibi yeni teknolojilerden faydalanmayı da gerektiriyor. Böylece enerji verimliliği, sürdürülebilirlik, iş güvenliği süreçlerimizi ve rekabetçi gücümüzü destekliyoruz. Emerald iş birliğimizle de yurt dışında faaliyet gösteren yeni teknoloji şirketlerine ulaşarak yatırımlarımızı artırmayı ve çeşitlendirmeyi planlıyoruz” dedi.
Tüpraş’ın bu yatırımla yeni gelişen teknolojileri yakından tanıyarak stratejik öngörülerini güçlendirmeyi amaçladığını belirten Zağra, şöyle devam etti: “Yarının işlerini keşfederek bu sahalara yatırım yapmak, yeni büyüme alanları bulmak da hedeflerimiz arasında bulunuyor. Tüpraş’ı geleceğe hazırlamak için teknoloji, inovasyon ve Ar-Ge yatırımlarımız, her zaman öncelikli gündemimizi oluşturuyor. Koç Topluluğu İnovasyon Programı’nda da yer alan şirketimiz, çalışanlarımızın yenilikçi fikirlerini ticari değere dönüştürdüğü “Kurum içi Girişimcilik Programı”nı 2017 yılından bu yana sürdürüyor. Eş zamanlı olarak Türkiye girişimcilik ekosistemi içerisinde birçok startup şirket ile iş birliği kuruyor; ülkemizde girişimcilere yönelik hızlandırma programları, yarışmalar ve benzer etkinliklerde iş ortağı, sponsor ve mentor olarak yer alıyoruz. Yeni teknoloji ve iş modellerini, rekabet gücümüzü artıracak en önemli kanal olarak görüyoruz.
İnovasyon alanındaki girişimlerin, kültür değişimi olarak adlandırabilecekleri önemli bir etkisi olduğuna da işaret eden Zağra “Şirket dışı kaynaklardan öğrenilen fikir, alınan ilham ve startup ruhu Tüpraş’ın tüm birimlerinde yürütülen çalışmalar için kaldıraç etkisi yaratıyor; şirket kültürümüze daha hızlı, yenilikçi ve değişen şartlara rahatça uyum sağlayan özellikler kazandırıyor” dedi.
Konuyla ilgili açıklama yapan Emerald Yönetici Ortağı Gina Domanig ise, “Emerald olarak, Avrupa’nın 7. büyük rafinerisi ve Akdeniz’in en yüksek kompleksiteye sahip rafinerilerinden biri olan Tüpraş’ın, yenilikçi startup’larla ortaklık kurmasından ve açık inovasyon faaliyetlerinde işbirliği yapacak olmamızdan memnuniyet duyuyoruz. Emerald, uluslararası enerji şirketleri ile uzun süredir inovasyon iş birlikleri yürütüyor. Tüpraş’ın katılımı ile enerji sektöründe endüstriyel teknolojiler alanındaki çalışmalarımızı güçlendirmeye devam edeceğiz” dedi.
Kurulduğu 2000 yılından bu yana Emerald’ın, açık işbirliği ekosistemini oluşturmak için köklü sanayi firmaları ile girişimcileri bir araya getirdiğini ve tüm taraflar için uzun vadeli stratejik katma değer oluşturduğunu belirten Domanig, şunları kaydetti: “Değişim, artık her sektörün değişmezi haline geldi. Ezber bozan teknolojiler ve iş modelleri, mevcut modelleri yeniden şekillendiriyor; yeni potansiyelleri açığa çıkarıyor ve yerleşik endüstrileri, iş modellerini tekrar ele almaları yönünde zorluyor. Yarının şirketleri; başarılı olmak için geleneksel kurumsal sınırları aşarak, iş modellerini yeniden icat etmek, yeni teknolojileri benimsemek ve yeni yöntemlerle faaliyet göstermek zorunda kalacak.Açık inovasyon sadece bağlantılar ve anlaşmalardan ibaret olmayıp; dönüşüme katkı verecek paydaşları içeren ekosistemin oluşmasını ve güçlenmesini de sağlıyor. Sektörlerdeki oyuncu sayısı ve değişimin hızlı hareket eden doğası göz önüne alındığında, takip edilmesi ve değerlendirilmesi gereken çok sayıda girişim ve yaratıcı aktivite bulunuyor. Böyle bir ortamda verimliliği artırmak için bağlantıların kurulması, paydaşların uzun vadeli hedeflerinin hizalanması, geliştikçe karmaşıklaşan ilişkilerin desteklenmesi gerekiyor. Bu süreçte bir ortakla çalışmak ise verimlilik ve etkinlik sağlayarak açık inovasyon çalışmalarında başarı şansını artırıyor.”