Ekim 2020 TCMB Para Politikası Kurulu Faiz Oranı Kararı
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Para Politikası Kurulu Ekim toplantısında, politika faizini 175 bp artması yönündeki piyasa beklentilerinin aksine, değiştirmeyerek yüzde 10,25 düzeyinde sabit tutarken, Para politikası operasyonel çerçevesinde değişikliğe giderek Geç Likidite Penceresi işlemlerinde uygulanacak Merkez Bankası borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300 baz puan olarak belirlenmesine karar verdi.
Faiz oranlarına ilişkin yayımlanan basın duyurusunda, koronavirüs salgınına ilişkin gelişmeler ve ülkelerin attığı normalleşme adımlarına bağlı olarak üçüncü çeyrekte toparlanma sinyalleri gözlenirken, toparlanmaya ilişkin belirsizliklerin devam ettiği belirtildi. Küresel ekonomideki toparlanmaya ilişkin gelişmiş ve gelişmekte olan ülke merkez bankaları genişleyici yönde adımlar atmaya devam ettiğini ve salgın hastalığın sermaye akımları, finansal koşullar, dış ticaret ve emtia fiyatları kanalıyla oluşturmakta olduğu küresel etkilerin yakından takip edildiğini bir kez daha vurguladı.
İktisadi faaliyette toparlanmanın devam ettiğini ve son dönemde atılan politika adımlarıyla birlikte ticari ve bireysel kredilerdeki normalleşme eğilimi belirginleştiğini vurgularken, salgın tedbirleri kapsamında uygulanan destekleyici politikaların kademeli olarak geri alınmasıyla ithalatta öngörülen dengelenmenin başladığı eklendi. Mal ihracatındaki güçlü toparlanma, emtia fiyatlarının görece düşük seviyeleri ve reel kur düzeyi önümüzdeki dönemde cari işlemler dengesini destekleyeceğinin altını çizdi.
Yayımlanan ilgili basın duyurusunun devamında “Güçlü kredi ivmesiyle ekonomide sağlanan hızlı toparlanma ve finansal piyasalarda yaşanan gelişmeler neticesinde enflasyon öngörülenden daha yüksek bir seyir izlemiştir. Enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve enflasyon görünümüne yönelik risklerin sınırlanması amacıyla para politikası ve likidite yönetimi kapsamında atılan adımlarla finansal koşullarda belirgin bir sıkılaşma sağlanmıştır. Bu doğrultuda Kurul, politika faizinin sabit tutulmasıyla birlikte, likidite yönetimindeki esnekliğin arttırılmasına ve enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar likidite tedbirlerinin sürdürülmesine karar vermiştir.
Kurul, dezenflasyon sürecinin yeniden tesis edilmesinin, ülke risk priminin gerilemesi, uzun vadeli faizlerin aşağı gelmesi ve ekonomideki toparlanmanın güç kazanması açısından büyük önem taşıdığını değerlendirmektedir. Enflasyondaki düşüşün hedeflenen patika ile uyumlu şekilde gerçekleşmesi için para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülmesi gerekmektedir. Bu çerçevede, parasal duruş ana eğilime dair göstergeler dikkate alınarak enflasyondaki düşüşün sürekliliğini sağlayacak şekilde belirlenecektir. Merkez Bankası fiyat istikrarı ve finansal istikrar amaçları doğrultusunda elindeki bütün araçları kullanmaya devam edecektir.” ifadeleri yer aldı.
TCMB genel beklenti olan faiz artırım kararına karşılık politika faizinde değişikliğe gitmedi ve %10,25’de sabit bıraktı. Salgın tedbirlerinin kademeli olarak geri alınmasıyla ithalatta öngörülen dengelenmenin başlaması, mail ihracatındaki güçlü toparlanma ve emtia fiyatlarının düşük seviyelerinin cari işlemler dengesini destekleyeceği ifadesi ile uygulanan likidite sıkılaştırıcı adımlar karşısında TCMB’nin kurdaki önümüzdeki süreçteki görünümden çok rahatsız olmadığı sonucunu çıkarabiliriz. Fakat buna karşın politika faizinde değişiklik oluşmasa da başka bir faizde değişikliğe gidildiği de gözleniyor. O da geç likidite penceresi faiz oranı. Toplantı metninin ilk satırlarında Geç Likidite Penceresi işlemlerinde uygulanacak Merkez Bankası borç verme faiz oranı ile gecelik borç verme faiz oranı arasındaki farkın 300 baz puan olarak belirlenmesine karar verildiğine değilmiş. Bu durumda geç likidite penceresi faizi %14,75’e yükseltilmiş oldu. Toplantı metninde faiz kararına ilişkin değerlendirmede enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması amacıyla atılan adımlarla finansal koşullarda belirgin sıkılaşma olduğuna değinildiği görülüyor. Bu sıkılaşma adımlarına ilave olarak TCMB’nin enflasyon görünümünde belirgin iyileşmeyi sağlamak adına politika faizine dokunmadan geç likidite penceresi faizini yükseltmek suretiyle kendine bir alan açtığını ve bu yolla olası kur hareketlerine karşılık örtülü faiz artırım yoluyla ağırlıklı ortalama fonlama maliyetini yukarı çekmeyi amaçladığını söyleyebiliriz. Piyasadaki faizlere göre bakıldığında ayrıca ağırlıklı ortalama fonlamaya göre değerlendirildiğinde aşağıda kalan politika faizine dokunulmaması, bu faizin enflasyonun altında kalmaya devam etmesi ve genel beklentinin artırım yönünde oluşması karşısında Türk Lirası ilk tepkilerde Dolar’a karşı hızlı değer kaybı yaşadı ve kur 7.97 seviyesinin üzerini görerek rekor yeniledi. Görünen durumda Merkez Bankası’nın likidite tedbirlerine devam etme kararı aldığını ve fonlama kompozisyonunu geç likidite penceresine yaklaştırarak ağırlıklı ortalama fonlama maliyetinin kurdaki yukarı yönlü baskı sürecek olursa %13 ve üzerine doğru hareket etmeye doğru gidebileceğini söyleyebiliriz. Sonuç olarak kurda 8.00 TL seviyesi atılacak adımlar bakımından psikolojik bir bariyer olacaktır.