Mahfi Eğilmez – 02.11.2012
Zone, İngilizce’de bölge anlamına geliyor. TL zone, TL bölgesinin değişik bir ifade biçimi olarak alınabilir.
Parasal alan ya da bölge denildiğinde iki tür tanım var ekonomi biliminde: Para bölgesi ve Optimum para bölgesi.
Para bölgesi (currency zone): Parası az güçlü ya da güçsüz olan ekonomiler paralarını katı bir değişim oranıyla parası güçlü bir ekonominin parasına bağlıyorlarsa bir parasal bölgeden söz etmemiz mümkündür. Bu bölgenin coğrafi anlamda aynı çerçevede olması şart değil. Örneğin Hindistan, bir zamanlar İngiltere’nin para birimine dayalı olan Sterlin bölgesinde yer alıyordu.
Bu bölgede yer alan ekonomilerin öteki para birimleriyle olan ilişkisi esas aldıkları güçlü ülke para birimi aracılığıyla olur. Geçmişte Sterlin bölgesi, Dolar bölgesi, Fransız Frangı bölgesi, Portekiz Esküdosu bölgesi, İspanyol Pesetası bölgesi gibi para bölgeleri vardı. Günümüzde hala varlığını sürdüren parasal bölgeler olmakla birlikte Dolar dışındakilerin kapsam ve etkisi ya tamamen kalkmış ya da zayıflamıştır. .
Optimum para bölgesi (optimum currency zone): Coğrafi bir bölge içinde bulunan ekonomilerin ekonomik etkinliği en üst düzeye çıkarabilmek amacıyla tek bir para birimini kullanmaları halinde optimum para bölgesinden söz edebiliriz. Bu bölgede bir parasal birlik oluşturulmuş olur. Bu birliğin teorisyeni ünlü Nobel ödüllü iktisatçı Robert Mundell’dir. Avrupa Birliği içinde oluşturulan Euro Bölgesi optimum para bölgesinin en tipik örneğidir ve Mundell’in çizdiği esaslara göre kurulmuştur.
Son günlerde Türkiye’de Euro bölgesine girmeyip onun yerine TL bölgesi kurma düşüncesi çerçevesinde bir tartışma başladı. İşadamları, ihracatçılar bu düşünceye destek verirken akademisyenler soğuk baktılar. Düşünceye soğuk bakanlardan birisi de benim. Ben bir kavram kargaşası yaşandığını düşündüğüm için para bölgesinin ne olduğunu tanımlamaya çalışarak başladı işe.
Biz henüz Avrupa Birliği’ne üye olmuş değiliz. Ve üye olmadığımız halde Euro bölgesine girelim diye bir düşüncemiz olduğu şimdiye kadar hiç açıklanmadığına göre böyle bir düşüncemiz yok demektir. Bu durumda Euro bölgesine girip girmemek niçin bizim konumuz oluyor? Bu bir soru.
Bizim TL bölgesi (TL currency zone) kurmamız için kendi paralarını TL’ye bağlayacak (peg edecek) ülkeler olması ve bu ülkelerin kendi paralarını öteki ülke paralarına TL dönüşüm kurlarıyla çeviriyor olması gerekli. Böyle bir durum yok. Bu bir gerçek.
Bizim TL zone yapmamız için TL’sını kendi para birimi olarak benimseyecek ülkeler olması gerekli. Türkiye ve KKTC dışında bizim paramızı kendi parası olarak benimsemiş ülke yok. Yani TL üzerinden bir optimum para bölgesi kurma olasılığımız söz konusu değil. Bu da bir başka gerçek.
Gerçekte olan şey komşu bazı ülkelerle yapılan ticaretin bir bölümünde TL ile alış veriş yapılmasıdır. Bu alış verişten bir para bölgesi yaratılmaz. Unutmamak gerekir ki onlar da TL’yi ya bizden mal almak için kullanıyorlar ya da dolara veya Euro’ya çeviriyorlar. Yani burada aracılığı yapan yine Dolar, Euro ya da altın. Bu şekilde doğmuş bir alış veriş işleminde TL’nin kullanılmasının ekonomi biliminde adı ticarette bir ülkenin parasının kullanılabilmesidir. Esasen TL, bölgedeki tek konvertibl para olduğu için bunda şaşılacak bir şey de yok. Bu alış verişi geliştirmeye çalışmak iyi bir şeydir. Ama para bölgesi bu yolla kurulmaz. Kavram karışıklığı buradadır.