Geçtiğimiz hafta asrın felaketinde yardım ve bağış konusunu verilerle ortaya koymaya çalışmıştım. Çünkü ilk gün için eksiklerin olduğunu dile getirdiğimiz gibi; yaşadığımız felaketin akut etkilerini bertaraf edebilmek için ortaya konulan yoğun çabanın da görünür olması gerekiyordu.
Depremin üzerinden tam iki hafta geçti. Göçük altında kalana, göçük altından çıkana, yaşayana, yaşamını yitirenlerden geride kalana, kurtarmaya çalışana, kurtarana, evinden takip edene, özetle canım ülkemin her metrekaresinde nefes alan her yurttaşa her dakikası acı veren, yaşaması da, dile getirmesi de kolay olmayan 2 hafta… Hala içimiz yanıyor. Her ne kadar duygularımız aklımızı kontrol altına almaya çalışsa da bundan sonraki süreçte doğru adımlar atabilmek için ise, hızlıca silkelenmemiz gerekiyor. Bundan sonra ne yapacağız?
Geride kalanların maddi ve manevi refahını oluşturacağız.
Depremzedelerin sadece bugün değil her zaman yanında olacağız.
Yardımların sürdürülebilirliğini sağlayacağız. Afet bölgesindeki her ili kendi zemin etüdüne göre ele alarak yeniden inşa edeceğiz.
Tarım alanlarını asla ve asla yerleşim alanı haline getirmeyeceğiz.
Ve rant uğruna bir daha asla ve asla ocakların sönmesine müsaade etmeyeceğiz.
Bir olacağız, birlik olacağız, dağılmayacağız, bütün olacağız.
Bunları başarabilir miyiz?
Geçtiğimiz hafta TV kanallarının bir araya gelerek, gerçekleştirdikleri “Türkiye Tek Yürek” ortak yayınında toplanan 115 milyar lirayı aşkın bağış aslında başarabileceğimizin bir kanıtı niteliğindeydi. Ve bu kampanya, devam edecek sürecin de miladıydı sanki. Adından da anlaşılacağı üzere milletimiz zengini, düşük gelirlisi, ünlüsü, siyasetçisi, sanatçısı ile tek yürek olarak, belli bir amaca, depremzedelerin refahına hizmet etti.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!