Mahfi Eğilmez – 04.01.2015
Önce temel bilgiler: Zorunlu karşılıklar, rezervler ve ROK
Günümüz finans sisteminde bankaların topladıkları mevduat ve diğer kaynaklardan belirli bir miktarını zorunlu olarak merkez bankasına yatırmaları gerekiyor. Yatırılan bu tutara zorunlu karşılık deniyor. Bir bankanın zor duruma düşmesi halinde merkez bankası, bu bankadan aldığı zorunlu karşılıkları serbest bırakarak zor durumdan çıkmasına yardım ediyor. Zorunlu karşılık oranlarını belirleme yetkisi merkez bankalarına ait bulunuyor.
Merkez bankaları bir yandan ileride doğabilecek sıkıntılı durumda bankalara yardım edebilmek için onların mevduat ve diğer kaynaklarından zorunlu karşılık alırken bir yandan da ülke ekonomisinin karşılaşabileceği döviz sıkıntılarını karşılamak için döviz (ve altın) rezervi bulunduruyor. Birkaç ülke dışındaki ülkelerin parası rezerv para niteliği taşımıyor. Yani uluslararası işlemlerde alış veriş birimi olarak kullanılamıyor. Örneğin Türkiye, uluslararası ödemelerini, bazı sınırlı istisnalar dışında, TL ile yapamıyor. Türkiye’ye mal satanlar ödemenin TL ile yapılmasını kabul etmiyor ve karşılığında Dolar ya Euro talep ediyorlar. Bir ekonomide sıkıntılı bir durum ortaya çıkmışsa o ülkede parası olan yabancılar paralarını alıp gitmek isteyebilirler. Bu gibi durumlarda döviz talebi tavan yapacağı için döviz yokluğu yaşanabilir. İşte bu aşamada rezervler devreye giriyor ve döviz paniğini önleyerek krizin daha da ileri aşamalara ulaşmasını önlüyor. Merkez bankalarının döviz (ve/veya altın) rezervi bulundurma ihtiyacı buradan doğuyor.
Türkiye’de zorunlu karşılıklar, 2011 yılı sonuna kadar hangi para cinsinden mevduat veya kaynak toplanmışsa o para cinsinden karşılık yatırılması yöntemiyle uygulandı. Yani TL ile toplanan mevduat için zorunlu karşılık TL, Dolarla toplanan mevduat veya kaynak için zorunlu karşılık Dolar ile yatırılıyordu. TCMB, 2011 yılı sonunda bu yönteme bir alternatif getirerek TL ile toplanan mevduat ve kaynağın belirli bir bölümü için (bu bölüme rezerv opsiyon katsayısı – ROK adında bir katsayı uygulanarak TL karşılığı hesaplanıyor) zorunlu karşılığın dövizle (Dolar veya Euro) veya altınla da yatırılabilmesi olanağını tanıdı. Buna rezerv opsiyon mekanizması (ROM) adı veriliyor (ROM ve ROK’un ayrıntıları aşağıda meraklısı için ayrıntılar bölümünde yer alıyor.) Böylece bankalar dışarıdan daha uygun maliyetle buldukları dövizlerle TL zorunlu karşılıkların bir bölümünü yatırıp serbest TL kaynak sahibi olma olanağına kavuştular.
TCMB’yi tatil gününde zorunlu karşılıkları artırmaya götüren gelişmeler
ABD ekonomisinden gelen iyileşme haberleri son dönemde Doları diğer paralar karşısında güçlendiriyordu. Geçen hafta Avrupa Merkez Bankası Başkanı Draghi’nin Euro Bölgesinin deflasyona gidebileceği yolunda verdiği karamsar mesajlar Euro’ya değer kaybettirirken Doları daha da güçlendirdi. Bu çerçevede Dolar kurunda son günlerde ortaya çıkan yükselişin devam etmesi ve Dolar TL paritesinin haftayı 2,34’ün üzerinde kapatması bu artışın süreceği izlenimini yarattı.
Dışarıdan kaynaklanan bu gelişmelere ek olarak içeride iki önemli gelişme söz konusu oluyor: (1) Son dönemde TCMB’nin döviz rezervlerinde düşüş yaşanıyor. Bunun nedeni bankaların TL zorunlu karşılıklar için TCMB’ne ROM mekanizmasını kullanarak yatırdıkları yabancı paraları çekerek TL karşılıklarını yatırmaları. Bunun da nedeni bankaların dövize duydukları ihtiyaç. Aralık 2014’de bu şekilde TCMB’den çekilen miktar yaklaşık 5 milyar dolar. (2) Bankalar, kısa vadeli dış borçlanmayı artırmaya devam ediyorlar. Fitch, Türk bankalarına, 2008’den bu yana kısa vadeli dış borçlanmayı 3 kat artırdıklarını ve bunun önemli bir döviz riski yarattığı uyarısında bulundu.
TCMB’nin zorunlu karşılıkları artırma kararı
Bu saydığımız nedenlerle TCMB, alışılmadık bir şekilde Cumartesi günü, yabancı para zorunlu karşılıklarını ve rezerv opsiyon karşılıklarını artırdı (yeni zorunlu karşılık oranlarını ve ROK katsayılarını aşağıda meraklısı için ayrıntılar başlığında bulabilirsiniz.)
TCMB, bu düzenlemelerin gerekçesi olarak, kararda şu ifadeye yer veriyor: ‘Küresel piyasalardaki son gelişmeler dikkate alınarak finansal istikrarı desteklemek amacıyla bankaların ve finansman şirketlerinin yabancı para cinsinden yükümlülüklerinin zorunlu karşılık oranları, çekirdek dışı yükümlülüklerde vadelerin uzamasını teşvik edici yönde aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.’ Demek ki TCMB, küresel piyasalardaki gelişmelerin yaratabileceği sıkıntıyı önemsiyor ve yabancı para cinsinden yükümlülüklerin vadesinin kısalığından endişe duyuyor. Yani bu anlamda Fitch’in uyarısıyla aynı paralelde düşünüyor. Öte yandan ROM’dan geri dönen bankaların son dönemde TCMB’den çektikleri dövizlerin rezervleri azaltmasından endişe duyuyor. Ve bir yandan çekilen rezervleri yerine koymak bir yandan bankaların dövizle borçlanma vadelerini uzatmak (ya da en azından kısa vadeye yönelmelerini önlemek) amacıyla bu önlemleri almış bulunuyor.
TCMB’nin bu kararının sonuçları
TCMB’nin kararında yabancı para zorunlu karşılık oranlarında yapılan bu artışlarla TCMB’nin döviz rezervlerinde yaklaşık 3,2 milyar Dolar tutarında artış meydana geleceği vurgulanıyor. Böylece son dönemde azalmaya yönelen döviz rezervleri takviye edilmiş olacak
TCMB, rezerv opsiyonu dilimlerini ve katsayılarını artırmak yoluyla ihtiyaç duyulan döviz likiditesinin sağlanmış olacağına vurgu yapıyor. Mevcut yöntem çerçevesinde TCMB’de bankaların tuttuğu 33 milyar Dolar tutarındaki TL zorunlu karşılıkların 2,4 milyar dolarlık bölümü ROM ile yabancı paraya döneceği için o kadar TL likiditesi serbest kalmış olacak.
Nasıl ki ödünç para günü gelince ödenmek zorunda kalınırsa ödünç rezerv de günü gelince ödenmek zorunda kalınır. (Bu konudaki eleştirimi Ödünç Rezerv Olur mu? Başlığı altında bu blogta yayınlamıştım:
http://www.mahfiegilmez.com/2013/04/odunc-rezerv-olur-mu.html)
TCMB, ödünç rezervleri geri vermemek için şimdi karşılık oranlarını artırarak yeni bir hamle yapmış bulunuyor.
Meraklısı için ayrıntılar:
Rezerv opsiyon mekanizması ve rezerv opsiyon katsayısı (ROK)
TCMB, bankaların TL olarak yatırmak zorunda oldukları zorunlu karşılıkların bir bölümünü (bugün itibariyle % 60’ına kadarki bölümünü) döviz ya da altın cinsinden yatırmalarına izin veriyor. Bu, bankalar için bir zorunluluk değil bir opsiyon yani bir alternatif. Bu uygulamaya rezerv opsiyon mekanizması deniyor. Örneğin bir ay vadeli 100 TL mevduat alan bir banka bu paranın karşılığında TCMB’ye isterse (100 x 0,13 =) 13 TL ya da isterse bunun 5,2 TL’lik bölümünü TL ve kalan 7,8 TL’lik bölümünü USD veya Euro olarak yatırabiliyor. Bu kalan 7,8 TL’lik (ya da yüzde 60’lık) bölüm için TCMB, bankalara yukarıda değindiğimiz alternatifi kullanma hakkını veriyor. Bu uygulamayı seçen bankalar yatıracakları döviz tutarını hesaplarken Rezerv Opsiyon Katsayısını (ROK) uyguluyorlar.
TCMB’nin Cumartesi günü yaptığı düzenleme sonucunda yabancı para için yeni zorunlu karşılık oranları ve eski oranlarla karşılaştırması:
Yabancı Para Mevduat/Katılım Fonu Dışı Yükümlülükler | Mevcut Oranlar (%) | Yeni Oranlar (%) |
1 yıla kadar (1 yıl dâhil) vadeli | 13 | 18 |
2 yıla kadar (2 yıl dâhil) vadeli | 11 | 13 |
3 yıla kadar (3 yıl dâhil) vadeli | 11 | 8 |
5 yıla kadar (5 yıl dâhil) vadeli | 6 | 7 |
5 yıldan uzun vadeli | 6 | 6 |
TCMB’nin Cumartesi günü yaptığı düzenleme sonucunda yeni ROK katsayıları ve eski katsayılarla karşılaştırması:
Döviz Tesis İmkânı Dilimleri (%) | Mevcut ROK | Yeni ROK |
0-30 | 1,4 | 1,20 |
30-35 | 1,5 | 1,50 |
35-40 | 1,8 | 1,90 |
40-45 | 2,6 | 2,30 |
45-50 | 2,9 | 2,70 |
50-55 | 3,1 | 3,10 |
55-56 | 3,2 | 3,30 |
56-57 | 3,50 | |
57-58 | 3,70 | |
58-59 | 3,90 | |
59-60 | 4,10 |