Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, toplam talepteki yavaşlamanın, çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklerken gıda fiyatlarındaki aşağı yönlü seyrin de etkisiyle kısa vadede enflasyonda düşüş öngörüldüğü bildirildi.
Kurulun, 22 Eylül 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı özette, ağustos ayında tüketici fiyatlarının yüzde 0,29 azaldığı ve yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 8,05’e gerilediği anımsatıldı.
Bu düşüşte işlenmemiş gıda fiyatlarındaki düzeltmenin belirleyici olduğu belirtilen özette, tütün ürünlerinde ise temmuz ayındaki fiyat ayarlamasının, ağustosa kalan etkisinin gözlendiği kaydedildi.
Özette, bu dönemde çekirdek göstergelerin yıllık enflasyonlarında düşüş gözlenirken, ana eğilimlerinin temel mal kaynaklı olarak bir miktar yükseldiği aktarılarak, “Gıda ve alkolsüz içecekler grubunda yıllık enflasyon belirgin olarak azalarak yüzde 6,19’a geriledi. Bu gelişmede özellikle taze meyve ve sebze fiyatlarındaki azalış etkili olurken son dönemde taze meyve ve sebze dışı gıda grubunda da enflasyon olumlu bir seyir izledi.” denildi.
Eylül ayına ilişkin öncü göstergelerin, işlenmemiş gıda enflasyonundaki aşağı yönlü düzeltmenin süreceğine işaret ettiği vurgulanan özette, şunlar kaydedildi:
“Enerji fiyatları, akaryakıt fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak azalırken bu grupta yıllık enflasyon baz etkisiyle yüzde 2,97’ye yükseldi. Eylül ayında ise akaryakıt ürünlerinden alınan maktu ÖTV’de artışa gidildi. Söz konusu artışın tüketici enflasyonu üzerindeki doğrudan etkisinin 0,3 puan olacağı hesaplanmaktadır. Ağustos ayında hizmet fiyatları yüzde 0,71 artarken, grup yıllık enflasyonu 0,46 puan azalarak yüzde 8,09 oldu. Bu dönemde yıllık enflasyon kira haricindeki tüm alt gruplarda düştü. Yıllık enflasyondaki azalışta, gıda fiyatlarındaki olumlu seyrin yansımalarına ek olarak baz etkisi ile yavaşlayan lokanta-otel hizmetleri enflasyonu belirleyici oldu.”
“Hizmet enflasyonun ana eğiliminde sınırlı bir yavaşlama gözlendi”
Özette, birim iş gücü maliyetlerinde yılın ilk yarısında gözlenen belirgin artışın, hizmet enflasyonun yüksek seyrinde önemli bir rol oynadığı, son dönemde turizm sektöründeki yavaşlamanın ise buradan gelen etkileri kısmen sınırladığı dile getirildi.
Bu çerçevede, hizmet enflasyonun ana eğiliminde sınırlı bir yavaşlama gözlendiği aktarılan özette, “Temel mal grubu yıllık enflasyonu ağustos ayında 0,15 puan azalarak yüzde 8,67 oldu. Yıllık enflasyon dayanıklı mal grubunda sınırlı bir oranda yükselirken, diğer gruplarda azalış kaydetti. Temel mal yıllık enflasyonu üzerinde döviz kurunun gecikmeli etkileri kademeli olarak azalmaktadır ancak, Türk lirasında temmuzda gözlenen değer kaybının ardından bu dönemde temel mal grubunda ana eğilim bir miktar yükseldi.” ifadeleri kullanıldı.
Özette, toplam talepteki yavaşlamanın çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklediği, gıda fiyatlarındaki aşağı yönlü seyrin de etkisiyle kısa vadede enflasyonda düşüş öngörüldüğü bildirilerek, akaryakıt ürünlerindeki vergi ayarlaması ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmelerin ise enflasyondaki iyileşmeyi sınırladığı vurgulandı.
“Temmuzdaki üretim kaybı kısmen telafi edildi”
Özette, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan 2016 yılı ikinci çeyrek verilerine göre, Gayrisafi Yurt içi Hasıla’nın (GSYH) yıllık bazda yüzde 3,1 arttığı hatırlatıldı.
Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış verilere göre ise ilk çeyrekteki yüzde 0,7’lik ılımlı artışın ardından, 2. çeyrekte büyüme hızının yavaşladığı ve yüzde 0,3 düzeyinde gerçekleştiği belirtilen özette, bu dönemde yatırımlardaki zayıf seyir sürerken, özel ve kamu tüketim harcamalarının büyümeye yüksek katkı sağladığı ifade edildi.
Özette, turizmdeki daralmanın olumsuz etkilerinin 2. çeyrekte belirginleştiğine ve böylece net ihracatın büyümeye olumsuz katkısının arttığına işaret edilerek, şu ifadelere yer verildi:
“Son dönemde açıklanan veriler ve yılın 3. çeyreğine dair göstergeler iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret etmektedir. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış sanayi üretimi temmuzda yurt içinde yaşanan olumsuzluklar ve uzatılan Ramazan Bayramı tatilinin etkileriyle aylık ve yıllık bazda yüksek oranda geriledi. Bu sert düşüşte Ramazan Bayramı tatilinin uzatılması nedeniyle oluşan iş günü kaybının (köprü günü etkisi) yanı sıra 15 Temmuz’u takiben efektif çalışma günü sayısındaki düşüşün de etkili olabileceği düşünülmektedir. Nitekim yakın dönemde açıklanan göstergeler, ağustos ve eylül aylarında gözlenen toparlanmayla birlikte temmuzdaki üretim kaybının kısmen telafi edildiğine işaret etti. Buna rağmen, 3. çeyrek genelinde sanayi üretiminin 2. çeyrek düzeyinin altında kalacağı tahmin edilmektedir.”
“Emtia fiyatlarının cari açık üzerindeki olumlu etkisinin kademeli azalması beklenmektedir”
Avrupa Birliği ülkelerinin talebindeki artışın ihracat üzerindeki olumlu etkisinin sürdüğü belirtilen özette, dış talep üzerindeki jeopolitik gelişmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın dış piyasalarda pazar çeşitlendirme esnekliğinin ihracatı desteklemeye devam ettiği dile getirildi.
Özette, yakın dönem dış ticaret verilerinin, altın hariç ihracatta temmuzda yaşanan hızlı düşüşün, ağustos ayında telafi edildiği yönünde sinyal verdiği bildirildi.
Buna karşılık, turizmdeki daralmanın net ihracata olumsuz etkisinin, yaz aylarıyla birlikte belirginleştiğinin altı çizilen özette, “Turizm sektöründeki gelişmelerin cari denge üzerinde kısa süreli olumsuz bir etki yapması beklenmekle beraber, dış ticaret hadlerindeki gelişmelerin gecikmeli yansımaları ve tüketici kredilerinin ılımlı seyri cari dengedeki iyileşmeyi desteklemektedir. Diğer taraftan, emtia fiyatlarının cari açık üzerindeki olumlu etkisinin önümüzdeki dönemlerde kademeli olarak azalması beklenmektedir.” değerlendirmeleri yapıldı.
Özette, 2016 yılı Haziran döneminde mevsimsellikten arındırılmış işsizlik oranlarının, tarım dışı istihdamdaki gerilemenin etkisiyle bir önceki döneme göre arttığı aktarılarak, şöyle devam edildi:
“Böylece istihdam görünümündeki kötüleşmeyle birlikte işsizlik oranları üst üste iki dönem belirgin bir artış kaydetmiştir. Haziran döneminde istihdam görünümündeki bozulma tüm sektörlere yayılmıştır. Sanayi ve inşaat istihdamı gerilerken hizmet sektöründe istihdam artışı hız kesmiştir. Gerçekleşmeler ve öncü göstergeler ışığında üçüncü çeyrekte işsizlik oranlarında artış beklenmektedir. Ayrıca, haziran ayı itibarıyla SGK verileri, turizm sektöründeki olumsuz görünümün hizmet sektöründe istihdam artışını sınırlamaya devam ettiğine işaret etmektedir.
Özetle, iktisadi faaliyetin üçüncü çeyrekte dönemlik bazda gerileyeceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte, yılın son çeyreğinde turizmdeki daralmanın büyüme üzerindeki olumsuz etkilerinin daha sınırlı kalacağı ve alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla iç talebin toparlanma eğilimine gireceği öngörülmektedir.”
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantı özetinde, para politikasının sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılmasının planlandığı belirtilerek, sadeleşmenin hızı ve zamanlamasının, enflasyon ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacağı bildirildi.
Kurulun, 22 Eylül 2016 tarihli toplantısına ilişkin yayımladığı özette, mevcut durumda genel finansal koşulların sıkı olduğunun değerlendirildiği ifade edildi.
Küresel risk iştahındaki artışın finansal koşullardaki sıkılığı azaltıcı etki yapsa da kredi koşullarındaki sıkılığın devam ettiği belirtilen özette, marjinal fonlama faizindeki kademeli düşüşün, kredi ve mevduat faizlerine kısmen yansıdığı dile getirildi.
Özette, destekleyici makroihtiyati düzenlemelerin de etkisiyle kredilerin gelecek dönemde ılımlı bir toparlanma eğilimine girmesinin beklendiği aktarılarak, şunlar kaydedildi:
“Son dönemde açıklanan veriler ve yılın üçüncü çeyreğine dair göstergeler iktisadi faaliyetin ivme kaybettiğine işaret etmektedir. İstihdam eğilimindeki bozulmayla birlikte iki dönem üst üste artış kaydeden işsizlik oranları da ekonomideki yavaşlamayı teyit etmektedir. Bununla birlikte, öncü veriler sanayi üretiminde temmuz ayında gözlenen belirgin yavaşlamanın kalıcı olmadığına işaret etmektedir. Dış talep üzerindeki jeopolitik gelişmeler kaynaklı olumsuz etkilere karşın Avrupa Birliği ülkelerine yapılan mal ihracatı güçlü artış eğilimini korumaktadır. Rusya ile ilişkilerin düzelmesi de dış talebi kademeli olarak destekleyebilecektir. Bu doğrultuda, önümüzdeki dönemde mal ihracatının büyümeye olumlu katkı vermeye devam etmesi beklenmektedir. Alınan destekleyici teşvik ve tedbirlerin katkısıyla son çeyrekten itibaren iç talepte toparlanma eğiliminin başlaması beklenmektedir.”
Küresel gelişmelere bakıldığında, gelişmiş ülke faizleri ve emtia fiyatlarındaki düşük seyrin Türkiye ekonomisini olumlu yönde etkilemeye devam ettiği değerlendirmesine yer verilen özette, küresel para politikalarına ilişkin belirsizliklerin bir miktar artmasına rağmen, gelişmekte olan ülkelere portföy girişlerinin sürdüğü dile getirildi.
“Para politikasındaki temkinli duruşun sürdürülecek”
Özette, söz konusu gelişmeler doğrultusunda Kurul’un, para politikası etkinliğine sağladığı katkı da dikkate alınarak, sadeleşme yönünde ölçülü ve temkinli bir adım atılmasına karar verdiği kaydedildi.
Sadeleşmeyle nihai olarak amaçlananın, dar ve simetrik bir koridor uygulamasının hayata geçirilmesi ve fonlamanın tek bir faizden yapılması olduğu vurgulanan özette, “Para politikasının sadeleşme sürecinin makul bir zaman diliminde sonuçlandırılması planlanmaktadır. Sadeleşmenin hızı ve zamanlaması enflasyon ve finansal istikrarı etkileyen gelişmelere bağlı olacaktır.” ifadeleri kullanıldı.
Özette, ağustos ayında enflasyonun, işlenmemiş gıda ve çekirdek enflasyon göstergelerindeki iyileşmeye bağlı olarak düşüş kaydettiği hatırlatılarak, şu değerlendirmelere yer verildi:
“Birikimli döviz kuru hareketlerinin yıllık enflasyon üzerindeki gecikmeli etkileri hafiflemeye devam etmiştir ancak temmuzda Türk lirasında gözlenen değer kaybının temel mal grubuna etkileriyle birim iş gücü maliyetleri ve katılıkların hizmet grubuna yansımalarıyla birlikte çekirdek enflasyonun ana eğilimi yüksek seviyesini korumuştur. İthal girdi maliyetlerindeki düşük seviyenin olumlu katkısına rağmen enflasyon eğilimindeki iyileşme sınırlı kalmıştır. Önümüzdeki dönem için toplam talepteki yavaşlama çekirdek enflasyondaki kademeli düşüşü desteklerken gıda fiyatlarındaki aşağı yönlü seyrin de etkisiyle kısa vadede enflasyonda düşüş öngörülmektedir. Bununla birlikte, akaryakıt ürünlerindeki vergi ayarlaması ve diğer maliyet unsurlarındaki gelişmeler enflasyondaki iyileşmeyi sınırlamakta ve para politikasındaki temkinli duruşun korunmasını gerektirmektedir.”
Gelecek dönemde para politikası kararlarının enflasyon görünümüne bağlı olacağı vurgulanan özette, enflasyon beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki temkinli duruşun sürdürüleceği bildirildi.
“Maliye politikasına ilişkin gelişmeler yakından takip edilmektedir”
Özette, maliye politikasına ve vergi düzenlemelerine ilişkin gelişmelerin, enflasyon görünümüne etkileri bakımından yakından takip edildiği belirtildi.
Para politikası duruşu oluşturulurken mali disiplinin korunacağı, yönetilen veya yönlendirilen fiyatlarda öngörülmeyen bir artış gerçekleşmeyeceğinin varsayıldığı bilgisi verilen özette, maliye politikasının söz konusu çerçeveden belirgin olarak sapması ve bu durumun orta vadeli enflasyon görünümünü olumsuz etkilemesi halinde para politikası duruşunun da güncellenmesinin söz konusu olabileceği kaydedildi.
Özette, son yıllarda mali disiplinin sürdürülmesinin Türkiye ekonomisinin olumsuz dış şoklara karşı duyarlılığını azaltan temel unsurlardan biri olduğu vurgulanarak, “Küresel belirsizliklerin yüksek olduğu mevcut konjonktürde bu kazanımların korunarak daha da ileriye götürülmesi önem taşımaktadır. Mali disiplini kalıcı hale getirecek ve tasarruf açığını azaltacak her türlü tedbir makroekonomik istikrarı destekleyecek ve uzun vadeli kamu borçlanma faizlerinin düşük düzeylerde seyretmesini sağlayarak toplumsal refaha olumlu katkıda bulunacaktır.” denildi.