1. Genel Değerlendirme
İktisadi faaliyet, ilk çeyrekteki güçlü büyüme eğilimini ikinci çeyrekte de sürdürmüştür. Gayrisafi Yurt İçi Hasıla (GSYİH), yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda yüzde 7,6; çeyreklik bazda ise yüzde 2,1 oranında artmıştır. İkinci çeyrekte yıllık büyümenin temel belirleyicileri ilk çeyrekte olduğu gibi hizmetler ve sanayi sektörü olurken, özellikle hizmet kalemlerinin katkısıyla özel tüketim büyümeye güçlü katkı vermeyi sürdürmüştür. Alternatif göstergeler ise harcama yönünden incelendiğinde talebin gruplar arasında parçalı bir yapı gösterdiğine işaret etmektedir. Bu dönemde, önceki çeyreklerde olduğu gibi makine-teçhizat yatırımlarındaki artış eğilimi korunurken, inşaat yatırımlarındaki azalış toplam yatırımların yıllık büyümeye katkısını sınırlamıştır.
Büyümenin kompozisyonunda sürdürülebilir bileşenlerin payının artması istihdamdaki yükseliş eğilimini desteklemektedir. Potansiyel büyümenin sürükleyicilerinden olan makine-teçhizat yatırımlarının yıllık bazdaki artışı, 2019 yılının son çeyreğinden bu yana on bir çeyrek boyunca devam etmiştir. Ayrıca cari dengeyi olumlu yönde destekleyen net ihracatın büyümeyi artırıcı etkisi ikinci çeyrekte de sürmüştür. İkinci çeyrekte makine-teçhizat yatırımlarının ve net ihracatın yıllık büyümeye katkısı sırasıyla 2,2 ve 2,7 yüzde puan olmuştur. Böylelikle, söz konusu bileşenlerin milli gelir içindeki payları tarihi yüksek seviyelerine ulaşmıştır. Güçlü seyreden büyümenin istihdam üzerindeki olumlu yansımaları ikinci çeyrekte de sürmüştür. Mevsimsellikten arındırılmış toplam işsizlik oranı ikinci çeyrekte yüzde 10,6’ya gerilerken, Temmuz-Ağustos ayları ortalaması bir önceki çeyreğe göre 0,8 puan düşerek yüzde 9,8 düzeyinde gerçekleşmiştir. Söz konusu dönemde, istihdam artışı yılın ilk yarısındaki artış eğilimine kıyasla ivme kaybederek dönemlik bazda yüzde 0,4 oranında (yaklaşık 116 bin kişi) gerçekleşmiştir. Öte yandan, mevsimsellikten arındırılmış olarak katılım oranı 0,4 puan düşüşle yüzde 52,8 oranında gerçekleşerek işsizlik oranındaki azalışa katkı sağlamıştır.
Öncü göstergeler ilk yarıda güçlü seyreden iktisadi faaliyette azalan dış talebin de etkisiyle ivme kaybına işaret etmektedir. Mevsimsellikten arındırılmış Sanayi Üretim Endeksi (SÜE), Temmuz–Ağustos döneminde ikinci çeyreğe kıyasla yüzde 3,9 oranında azalmıştır. Bu dönemde üretimde görülen gerileme taşıt hariç imalat sanayi sektörlerinin genelinde gözlenmektedir. Sanayi ciro endeksleri üçüncü çeyrekte hem yurt içi hem de yurt dışı talepte azalışa işaret ederken perakende satış hacim endeksi çeyreklik bazdaki artışını yavaşlayarak sürdürmüştür. Talep bileşenleri incelendiğinde ikinci çeyrekte dönemlik bazda artış gösteren nihai yurt içi talebin üçüncü çeyrekte sınırlı olarak azalış kaydettiği değerlendirilmektedir. Bu dönemde küresel büyümedeki yavaşlama nedeniyle dış talepte görülen azalış net ihracatın büyümeye katkısını sınırlayıcı yöndedir. İktisadi faaliyette beklenen yavaşlama doğrultusunda, üçüncü çeyrekte toplam istihdam artışının ivme kaybedeceği ve ihracattaki azalış nedeniyle bağlantılı sanayi sektörlerinde istihdamının yavaşlayabileceği değerlendirilmektedir.
Hizmet dengesinin güçlü katkısına rağmen ihracatta gözlenen sınırlı ivme kaybı ile enerji ve altın ithalatındaki yüksek seyir nedeniyle yıllıklandırılmış cari işlemler açığı artmaya devam etmiştir. Etkisi artarak devam eden jeopolitik risklerin dünya genelinde iktisadi faaliyet üzerindeki zayıflatıcı etkisi sürerken öncü göstergeler küresel ekonominin resesyona girme riskinin arttığı yönünde sinyaller vermektedir. 2022 yılının ilk yarısında ihracatta süregelen güçlü seyir üçüncü çeyrekte dış talepteki zayıflama kaynaklı sınırlı olarak ivme kaybetmiştir. Yılın ilk yarısında güçlü seyreden ve toplam ihracat büyümesine katkı veren Türkiye’nin ana ihracat pazarı Avrupa’ya yapılan ihracat, üçüncü çeyrekte yıllık bazda bir miktar yavaşlamıştır. Bununla birlikte, toplam ihracat salgın sonrası ulaştığı yüksek seviyeleri korumaktadır. İthalatın ise yüksek seyreden enerji ve son dönemde ivmelenen altın ithalatının etkisiyle artışını sürdürdüğü gözlenmiştir. Uluslararası emtia fiyatlarında gözlenen düşüşler, üçüncü çeyrekte hem ihracat hem de ithalat fiyatlarının sınırlı oranda gerilemesine neden olmuştur. Fiyat etkileri dışlandığında ise ihracat miktarı azalırken, ithalat miktarı artmıştır. İhracat miktarının azalmasında ana ihracat pazarlarının iktisadi faaliyetlerindeki ivme kaybının etkili olduğu değerlendirilmektedir. Hizmet gelirleri seyahat ve taşımacılık gelirlerinin katkılarıyla artış eğilimini koruyarak cari dengeye desteğini sürdürmüştür. Ağustos ayı itibarıyla seyahat ve taşımacılık gelirleri pandemi öncesindeki 2019 yılı seviyelerinin üzerinde seyretmektedir. 12 aylık birikimli olarak bakıldığında, seyahat gelirleri 31,7 milyar ABD dolarına ulaşırken, taşımacılıktan elde edilen gelirler 33,1 milyar ABD doları olarak gerçekleşmiştir. Öte yandan, dış ticaret gelişmeleri ile birlikte değerlendirildiğinde Ağustos ayı itibarıyla yıllıklandırılmış cari işlemler açığındaki artış eğiliminin sürdüğü gözlenmiştir. Altın ve enerji hariç olarak ise 12 aylık birikimli cari işlemler fazlasındaki artışın devam etmesi, azalış kaydetmekle birlikte 2021 yılına kıyasla halen yüksek seviyelerde olan enerji fiyatlarının cari denge üzerindeki etkisini göstermesi açısından önem arz etmektedir.
Raporun tamamına ulaşmak için tıklayın.
Kaynak: Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası