Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası 2018 4. Dönem Enflasyon Raporunu yayınladı.
Genel Değerlendirme
Üretici enflasyonu kaynaklı maliyet baskıları tüketici enflasyonu üzerinde belirleyici olmaktadır. İç talep koşullarındaki zayıflamanın enflasyon görünümündeki bozulmayı kısmen sınırlayacağı öngörülmekle birlikte fiyatlama davranışlarına dair yukarı yönlü riskler devam etmektedir. Fiyat istikrarını desteklemek amacıyla Eylül ayında güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmıştır. Enflasyon görünümünde belirgin bir iyileşme sağlanana kadar para politikasındaki sıkı duruş kararlılıkla sürdürülecektir.
Uluslararası Ekonomik Gelişmeler
Yılın ikinci çeyreğinde küresel iktisadi faaliyet bir miktar ivme kaybetmiş, gelişmiş ülkeler daha olumlu bir büyüme performansı sergilerken, gelişmekte olan ülkelerin büyüme hızı yavaşlamıştır. Önümüzdeki dönemde, jeopolitik gelişmeler ve dış ticarette belirgin ölçüde artan korumacılık söylemlerine bağlı olarak, küresel büyüme görünümü üzerinde aşağı yönlü riskler daha belirgindir.
Enflasyon Gelişmeleri
Tüketici enflasyonu yılın üçüncü çeyreğinde bir önceki çeyrek sonuna kıyasla 9,13 puan artarak yüzde 24,52 seviyesine ulaşmıştır. Yıllık enflasyondaki artış alt gruplar geneline yayılırken, Türk lirasındaki belirgin değer kaybı enflasyondaki yükselişin temel belirleyicisi olmuştur. Toplam talep koşulları enflasyona düşüş yönlü destek vermeye başlamışsa da, üretici fiyatları kaynaklı maliyet baskıları tüketici enflasyonu üzerinde belirleyici olmaktadır. Bu dönemde enflasyondaki artışın alt gruplar geneline yayılması ve döviz kuru geçişkenliği görece düşük olan ürün gruplarında yüksek fiyat artışları kaydedilmiş olması, fiyatlama davranışının belirgin şekilde bozulduğuna işaret etmektedir.
Arz ve Talep Gelişmeleri
İktisadi faaliyet, yılın ikinci çeyreğinde yavaşlamakla birlikte Temmuz Enflasyon Raporu’nda öngörülenden bir miktar daha kuvvetli gerçekleşmiştir. İkinci çeyrekte yurt içi talepteki zayıflamaya bağlı olarak ithalatın gerilemesi ve turizmdeki toparlanmanın güç kazanmasıyla birlikte net ihracat dönemlik büyümenin temel belirleyicisi olmuştur. Üçüncü çeyreğe ilişkin açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki dengelenme eğiliminin belirginleştiğine işaret etmektedir. Dış talep gücünü korumakla birlikte finansal koşullardaki sıkılaşmanın da etkisiyle iktisadi faaliyetteki yavaşlama devam etmektedir.
Finansal Koşullar ve Para Politikası
2018 yılının üçüncü çeyreğinde, gelişmiş ülke para politikalarındaki normalleşme ve uluslararası ticarete ilişkin korumacılık eğilimlerinin güçlenmesinin etkisiyle, küresel finansal piyasaların oynaklıklarındaki artış sürmüş; gelişmekte olan ülkelerin risk primleri yükselirken para birimleri de değer kaybetmiştir. Benzer şekilde, Türkiye’nin finansal göstergeleri de olumsuz etkilenmiştir. Ancak, alınan tedbirler ve Eylül ayı PPK toplantısında yapılan güçlü parasal sıkılaştırma sonrasında risk primi ve enflasyon telafisindeki gerilemenin etkisiyle uzun vadeli faizler ile Türk lirasının ima edilen oynaklığı Eylül ve Ekim aylarında gerilemiştir.
Kamu Maliyesi
2018 yılının Ocak-Eylül döneminde, bütçe gelirlerinde gözlenen olumlu performansa karşın, faiz ve faiz dışı giderlerdeki artış sonucunda bütçe açığının geçen yılın aynı dönemine göre belirgin bir şekilde arttığı gözlenmektedir. Bununla birlikte, faiz dışı bütçe giderlerini kısmaya yönelik tedbirlerin yanı sıra vergi ve diğer bazı alacakların yeniden yapılandırılması, imar barışı ve bedelli askerlik kapsamında elde edilecek gelirlerin yılın geri kalan kısmında bütçe açığındaki artışı sınırlandırması öngörülmektedir.
Orta Vadeli Öngörüler
Enflasyonu düşürmeye odaklı, sıkı bir politika duruşu ve güçlendirilmiş politika koordinasyonu altında, enflasyonun kademeli olarak hedeflere yakınsayacağı öngörülmektedir. Tahminler oluşturulurken para politikasındaki sıkı duruşun uzun bir süre korunacağı bir para politikası çerçevesi esas alınmıştır.