Utku Altunöz – 24.04.2013
Çin’de Açıklanan Ekonomik Veriler Ve Asya Borsalarına Etkisi
Türkiye’deki küçük yatırımcıların en çok kafa yordukları konu, yatırımlarını hangi finansal araçlarda değerlendirmeleri gerektiğidir. Özellikle son aylarda dünya ekonomik konjonktüründeki dalgalanmalar, ülkemiz yatırım araçlarını da doğrudan etkilemektedir. 23 Nisan 2013 tarihi itibariye Çin’de imalat sektörü verilerinin beklentilerin altında kalması Şanghay başta olmak üzere diğer Asya borsalarını negatif etkiledi. Özellikle Çin’deki HSBC PMI endeksindeki 51,5 olan beklentilerin aksine 50,5 puana gerileyerek son iki ayın en düşük seviyesini gördü. Bu durumun yarattığı domino etkisi ile başta Şanghay Birleşik Endeksi verinin üzerinde yüzde 2 değer kaybetti. Hong Kong Borsası’nda kayıp yüzde 1’i geçerken, Tayvan ve Güney Kore’de de yüzde 1’e yakın değer kayıpları görüldü. Japon Nikkei Endeksi’nde de yüzde 0,3 değer kaybı yaşandı.
Moody’s ve Türkiye İle İlgili Beklentiler
Hatırlanacağı gibi Moody’s, ülkemizin kredi derecelendirme notunu 2012 yılının Haziran ayında ülkemizin notunu Ba1’e yani yatırım yapılabilir seviyenin bir kademe altına yükseltti. Avrupada’ki finansal kriz, ABD’nin 2008 krizi etkilerinin devam ettiği bir ortamda Türkiye’nin yatırım yapılabilir ülke notunu çoktan hak ettiği yadsınamaz bir gerçek. Bununla birlikte Moody’s yetkililerinin geçtiğimiz haftalarda Türkiye’de bir dizi görüşmeler yapması Moody’s’in kredi notunu artıracağı beklentilerini arttırdı ve piyasalarda bu beklenti fiyatlanmaya başladı. Moody’s ya da Standard & Poor’s’dan (S&P) gelebilecek olası not artışı şu anda sadece tek bir kuruluştan yatırım yapılabilir seviyede değerlendirilen Türkiye’nin iki kuruluş tarafından yatırım yapılabilir seviyesinde değerlendirilmesini sağlayacak. Diğer derecelendirme kuruluşlarından Fitch, Türkiye’yi yatırım yapılabilir seviye olan BBB- kredi notu ve “durağan” görünümle değerlendirirken S&P ise Mart ayı sonunda Türkiye’nin kredi notunu BB’den BB+’ya yani yatırım yapılabilir kredi notunun bir kademe altına yükseltirken, not görünümünü ise “durağan” olarak belirlemişti.
Altında Tepki Alımları
Altındaki yükselişin temel nedeni büyük yatırımcıların ellerindeki yatırımları azaltacakları haberinin çıkmasının ardından fiziki talebin artması olarak gösteriliyor. Düğün mevsimi olarak ta anılan yaz aylarına yaklaşmamız, altına olan talebi göreceli olarak arttırmaktadır. Düşük altın fiyatlarını alım fırsatı olarak gören yatırımcıların da altın fiyatlarında yukarı yönlü beklentileri, tepki alışlarını beraberinde getirmektedir. Bir önceki yazımızda da belirttiğimiz gibi altın sahibi küçük yatırımcıların panikleyip satış pozisyonu olmak yerine bekle gör stratejisi izlemeleri kendileri için rasyonel bir hareket olacaktır.
Yrd. Doç. Dr. Utku Altunöz