OECD ile BM Gıda ve Tarım Teşkilatı’nın (FAO) ortaklaşa hazırladıkları ve önümüzdeki 10 yılda küresel tarım pazarlarında neler yaşanabileceğine dair öngörüleri içeren rapor geçen hafta yayınlandı. Rapor, her şeyden önce, gelişmiş ülkelere göre, bilhassa aralarında Türkiye’nin de yer aldığı yükselen ekonomilerin son 20 yılda küresel tarım ve balıkçılık pazarını daha fazla yönlendirir hale geldiğinin, bu durumun önümüzdeki on yıllık dönemde katlanarak devam etmesinin beklendiğinin altını çiziyor. Küresel tarım pazarlarında değişen trendler, küresel tarımsal üretim ve tüketim eğiliminde ortaya çıkan değişimler, uluslararası tarımsal ticaret modellerinde de değişikliklere yol açmış durumda.
Rapordaki ilginç tespitlerin başında, önümüzdeki 10 yılda Çin’in küresel gıda ve tarımsal ürün tüketimini yönlendirici rolünün azalacağı, Hindistan ve Güneydoğu Asya’nın rolünün ise artacağı geliyor. Önceki on yılda küresel tüketim artışının yüzde 28’ine katkıda bulunduğu ifade edilen Çin’in önümüzdeki 10 yılın küresel tüketim eğilimindeki payının tersine yüzde 11’e düşmesi beklenmekte. Buna karşılık, Hindistan ve Güneydoğu Asya ülkelerinin ise, büyüyen kentsel nüfus ve artan refah nedeniyle, 2033 yılına kadar küresel tüketim artışının yüzde 31’ini oluşturacakları öngörülmekte. Keza, orta gelirli ülkelerde kalori alımı yüzde 7, düşük gelirli ülkelerde ise, kalori alımı ancak yüzde 4 artabilecek. Bunun anlamı, BM’nin ‘Açlığın Sıfırlanması’ hedefine 2030’a kadar ulaşılabilmesi ne yazık ki mümkün gözükmüyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!