Mahfi Eğilmez – 15.09.2018
IV. Mehmed (Avcı Mehmed) 1648 yılında, henüz altı yaşındayken, Osmanlı tahtına çıktığında, Hazine’nin finansal açıkları sürekli artış halindeydi. 1652 yılında IV. Mehmed’in annesi Valide Turhan Sultan’ın takdiriyle sadrazamlığa Tarhuncu Ahmet Paşa getirildi. Paşa, işbaşına gelir gelmez, giderleri azaltmaya ve mali işleri yoluna koymaya girişti. Padişaha (asıl olarak Valide Turhan Sultan’a), gelirlerin yetersizliği ve yönetimin düzensizliğine ilişkin bir rapor sundu. Bu rapor üzerine IV. Mehmed, Tersanede bir divan topladı. Sadrazam Tarhuncu Ahmet Paşa, hazırladığı raporu divanda okudu. Bu rapor, önceki yılın gerçekleşmelerini ortaya koymanın yanı sıra, geleceğe ilişkin tahminleri de içeriyordu. Dolayısıyla bugünkü anlamda Osmanlı İmparatorluğu’nun ilk bütçesi olarak kabul edilebilir[1].
Tarhuncu layihası[2] adıyla tarihe geçmiş bulunan bu bütçeye göre Osmanlı’nın 1652 yılında başlayan hesabında gelirler 5,329 yük, giderler 6,872 yük olarak belirlenmiş ve açığın yaklaşık olarak 1.600 yük dolayında olacağı tahmin edilmişti[3]. Doğrudan İç Hazine’ye[4] giren gelirlerle, tahsil edildiği yerde harcanan gelirler bu hesaplara eklenmemişti. Tarhuncu Ahmet Paşa, genel rakamların yanı sıra, Hazine’ye giren gelirlerin ayrıntısını ve nerelere harcandığını tek tek sunduktan sonra açığı düşürmek için büyük tartışmalara yol açan kararlar aldırmış, saray giderlerini de kapsamak üzere kamu giderlerinde önemli kısıntılar yaptırmış, ulufeleri kaldırtmıştı. Bununla da yetinmeyerek haksız kazanç sağlayanların mallarına el koydurup Hazine’ye gelir yazılmasını sağlamaya girişmişti.
Tarhuncu Ahmet Paşa’nın, önceki Sadrazamların, giderleri kısarak, padişahın ve yakınlarının tepkisini almaktansa, geleceğe ilişkin bir takım devlet gelirlerini iskontolu bedelle önceden satıp, ilgili yılın açığını kapattıklarını bilmemesi olanaksız. Kendisi de böyle yapabilir ve rahat bir sadrazamlık yaşayabilirdi. Öyle yapmadığı anlaşılıyor. Geleceği harcayarak bir devletin varlığını sonsuza dek sürdüremeyeceğini görmüş ve çözüm aramaya girişmiş.
Haksız yere edindikleri mallarına el konulanlar, ulufeleri kesilenler, kamu giderlerinin kısılması nedeniyle kazançları azalanlar, saray giderlerini kendi çıkarlarına yönlendiremeyeceklerini anlayanlar faaliyete geçmekte gecikmemişler. IV. Mehmed’e, Tarhuncu’nun, padişah aleyhinde faaliyetlerde bulunduğunu söylemişler. Ve bir ay kadar sonra Tarhuncu Ahmet Paşa boğdurulmuş.
1651 yılı bütçe açığının, toplam bütçe giderlerine oranı yüzde 30 olarak hesaplanmış. Tarhuncu Ahmet Paşa’nın hazırladığı 1652 yılı Osmanlı bütçesi uygulanabilmiş olsaydı bütçe açığının, toplam bütçe giderlerine oranı yüzde 20 dolayına düşecekti.
Tarhuncu Ahmet Paşa’nın boğdurulmasından bu yana neredeyse 370 yıl geçmiş. Bütçe açığına bir de cari açık eklemiş durumdayız. Her iki açığa bakıp da kendisini boğulur gibi hissedenleri saymazsak, adam boğmaktan vazgeçtiğimiz anlaşılıyor. Ya da açıkla uğraşmaktan.
Not: Bu yazı ilk kez 17 Ekim 1999 yılında Radikal Gazetesinde “Tarhuncu’nun Bütçesi” başlığıyla yayınlandı. Bu kez bazı düzeltmeler yapıldı.
[1] Osmanlı imparatorluğunda bugünkü anlamda ilk bütçenin ne zaman yapıldığı tam olarak bilinmiyor. Osmanlı’nın ilk bütçeleri, geçmişe ilişkin hesapları gösterdiği için, bütçeden çok “kesin hesap cetveli” işlevi gören belgeler olarak kabul edilebilir.
[2] Layiha: Tasarı, görüş dile getiren yazı.
[3] 1 yük 2 kese akçe etmektedir ve değeri 40.000 ile 100.000 akçe arasında değişmektedir.
[4] İç Hazine: Osmanlı’da Padişah’ın özel hazinesidir.