Mahfi Eğilmez – 16.01.2019
İktisatçılar ya da geleceğe ilişkin gelişmeleri anlamaya çalışanlar tahmin yaparlarken genellikle eldeki veri setini kullanır ve mevcut koşulların değişmeden kalacağı varsayımını yaparlar. Oysa bu tahminler yapıldıktan bir süre sonra, özellikle gelişme yolundaki ekonomilerde, birçok değişiklik olur, yeni önlemler açıklanır ve mevcut durumu değiştirecek adımlar atılır. Bu durumda tahminin yapıldığı andaki mevcut koşulların devam edeceği varsayımı anlamını yitirmiş olur. Bir tahminin altında yatan varsayım anlamını yitirdiğinde o tahminin tutması beklenemez. Esasen tahmin değişen koşullarda tutuyorsa o da tahminin tutarlılığı konusunun sorgulanmasına yol açar.
Robert Lucas Jr. (1995 Nobel Ekonomi ödülü), yeni bir ekonomi politikası uygulamaya sokulduğunda, iktisatçı ve analistlerin, bu politikanın etkilerini geçerli ekonomik yapının devam edeceği varsayımına dayanarak ölçmeye çalışmalarının ve tahminlerini buna göre yapmalarının yanlış olduğunu vurguluyor. Bu yeni ekonomi politikasının, ekonomik aktörlerin bekleyişlerini etkilemek suretiyle mevcut yapıda değişikliğe yol açabileceğinin ihmal edilmesini eleştiriyor. Lucas’a göre yeni politikanın sonuçlarını doğru tahmin edebilmek için bu politikanın karar alıcıları ne yönde etkileyeceğini göz önüne almak gerekir. Lucas’ın bu tespitine Lucas Eleştirisi adı veriliyor.
Lucas, haklı olarak ortaya koyduğu bu eleştirisinde sürprizlere ya da öngörülmemiş kararlara yer vermiyor. Yalnızca eldeki verilere ek olarak yeni bir ekonomi politikasının uygulamaya girmesinin beklentiler üzerinde yapabileceği etkilerin göz önüne alınması gerektiğini vurguluyor. Lucas’ın bu tespiti doğrudur çünkü gelişmiş ekonomilerde sürpriz kararlara pek yer yoktur. Oysa gelişme yolundaki ekonomilerde durum oldukça farklı. Bu ekonomilerde sürpriz kararlar her zaman rastlanan düzenlemeler. Bir örnek verelim. Diyelim ki Aralık ayı başında 2019 yılı için önemli ekonomik göstergelerin nereye gideceğine ilişkin tahminler yaptık. Bu tahminleri yaparken 2018 yılında ortaya çıkan ve o ana kadar açıklanmış olan göstergeleri ve geleceğe ilişkin açıklanmış olan mesela Yeni Ekonomi Programı’nı temel aldık ve mevcut durumun buna göre devam edeceği varsayımını yaptık. Tahminlerimizi yayınladıktan 15 – 20 gün sonra hükümet, yılsonunda bitecek olan vergi indirimlerini 3 ay daha uzattığını açıkladığında bizim tahminlerimizin varsayımı açığa çıkmış olur. Diyelim ki tahminimizi buna göre düzeltip yeniden yayınladık. Bu kez hükümetten Ocak ayında asgari ücretin yüzde 26 artırıldığı ve bazı sektörlere verilecek krediler için ucuz faiz uygulaması yapılacağı açıklaması geldiğinde tahminler yeniden dayanaksız kalmış olur. Çünkü her iki açıklama da beklentileri ciddi biçimde değiştirir. Büyümenin eskisi kadar kötü gitmeyebileceği, buna karşılık enflasyonda beklendiği gibi düşüşler olmayabileceği görünümü ortaya çıkar.
Lucas Eleştirisi, bütün ekonomiler için geçerli olsa da gelişme yolundaki ekonomiler için eksik bir tespittir. Bunun iki nedeni var: (1) Gelişmekte olan ekonomiler, yalnızca kendi hükümetlerinin ekonomi politikası uygulamalarından değil, gelişmiş ekonomilerin aldıkları ve uygulamaya koydukları kararlardan da fazlasıyla etkilenmektedirler. Örneğin ABD Merkez Bankası Fed’in faiz artırma kararı gelişme yolundaki ekonomilerin dış finansmana bağımlı olanlarını ABD ekonomisinden daha fazla etkiler. (2) Tahmin yaparken, yeni ekonomi politikası uygulamalarının beklentileri ne şekilde etkileyeceğini anketlerle ölçmek bir dereceye kadar mümkündür. Buna karşılık gelişmekte olan ekonomilerde sıklıkla rastlanan sürpriz kararları tahminlere katmak mümkün değildir. Ancak sürpriz ortaya çıktıktan sonra tahminleri buna göre değiştirmek söz konusu olabilir.
Bu açıdan baktığımızda gelişme yolundaki ekonomilerdeki tahmin yapanların ve karar alıcıların işi gelişmiş ekonomilerdeki tahmin yapanlardan ve karar alıcılardan çok daha zordur. Yapılabilecek en doğru şey sürpriz kararlar açıklandığında tahminleri yenilemektir. Ne var ki bu da öngörü ufkunu çok kısıtlı hale getirmektedir.