Futbol, oyuncusunu bazı durumlarda zor seçimler yapmaya sürükler. Örneğin, “son adam” konumundasınız ve önünüzdeki rakip oyuncu gole doğru gitmektedir. Bu noktada bir seçim yapmalısınız. Seçeneklerden biri oyundan ihraç edilmeyi göze alarak gole giden oyuncuyu faulle durdurmak ya da rakibe gol vuruşu şansını vermek pahasına müdahale etmemektir. Her iki durumunda dezavantajları vardır ve tam da o anda bu zor seçimi yapmalısınız.
Yapılan bu seçim faulle durdurmak olursa, oyuncu ihraç edilecek ve takım geçici bir rahatlamaya kavuşacaktır. Rahatlamadan kastım kalesinde gol görmemektir. Bu noktadan sonra iş teknik direktör becerisine ve oyun bilgisine kalacak ve eğer teknik direktör doğru hamleleri yapamazsa bir kişi eksik oynayan takımı muhtemelen ileriki dakikalarda kalesinde golü görecektir. Böylece takım hem bir oyuncusunu hem de maçı kaybetmiş olacaktır.
Geçtiğimiz hafta Merkez Bankası aldığı 475 baz puan faiz artırımı kararıyla tam da bu seçimi yaptı. Gole giden döviz kurlarını “son adam” olması gerekçesiyle düşürünce oyundan ihraç edildi. Bu müdahale geçici bir rahatlamaya yol açtı. Şimdi ise doğru hamlelere ihtiyaç olduğu aşikardır. Bu hamleler yapılmazsa Merkez Bankası piyasalara ve yatırımcılara hem faiz yükü hem de aşırı değerli döviz kuru yüklemiş olacaktır. Bu yükler düşmesi beklenen(!) enflasyonu daha da arttıracaktır. Çünkü faiz artışı, yapısal sorunların olduğu ve bu sorunların riskleri yükselttiği bir ortamda uzun süreli ve derin etkiler yaratamaz.
Gole giden oyuncunun düşürülmesiyle muhtemel yenecek golü ötelemek gibi…
İsmail CEBECİ
Bağımsız Denetçi Yardımcısı
E-mail: cbcisml@gmail.com