Söktaş’tan dikkat çeken faaliyet performansı
Sektörde 50. yılını geride bırakan ve yıllık 10 milyon metre üretim kapasitesiyle lüks gömleklik kumaş sektöründe ilk sıralarda yer alan Söktaş, 6 aylık finansal raporlarını açıkladı. Söktaş’ın ilk 6 aylık performansında bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 206,3 oranındaki artışla 66,4 milyon TL’ye ulaşan FAVÖK (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar) rakamı dikkat çekiyor.
140 bin metrekare açık alana kurulu tekstil üretim kampüsünde, aralarında Stella McCartney, Hugo Boss, Paul& Shark, Massimo Dutti, Gucci ve Max Mara’nın bulunduğu üst segment perakende markalarına kumaş üreten Söktaş, bünyesindeki Efeler Çiftliği markasıyla süt hayvancılığı iş kolunda da yatırımlarını sürdürüyor. 766 dekar alan üzerine yayılmış modern tesisleri ile Efeler Çiftliği, ülkemizin en büyük üç çiftliğinden biri olarak büyükbaş süt hayvancılığında sektörün önemli oyuncularından.
Pandeminin etkisi, artan maliyetler ve kurdaki artışlar nedeniyle finansal tablolara yansıyan olumsuzlukların düzelmeye başladığını hissettiğimiz 2021 yılının ilk altı aylık döneminde, her iki iş kolunda da büyüme kaydeden Söktaş, net konsolide satış gelirlerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 41,4 artırarak 156,4 milyon TL’ye yükseltti.
Halka açık en eski şirketler arasında yer alan Söktaş’ın CEO’su Muzaffer Turgut Kayhan, “Gerek tekstil gerekse büyükbaş süt hayvancılığı kolunda yürütülen maliyet azaltıcı tedbirler ile satış gelirlerindeki artış, FAVÖK’ü olumlu etkiledi. Özellikle tekstil iş kolunda talebe dayalı tedariğin öneminin arttığı yeni düzende, ortaya koyduğumuz esnek üretim kabiliyetinin gelir artışına katkısı büyük. Süt hayvancılığı iş kolunda ise çiğ süt taban fiyatlarında yapılan artış, satış gelirlerimizi artırdı.” dedi.
“Yılın ikinci yarısında talep dengelenir”
Tekstil iş kolundaki son gelişmeleri değerlendiren Kayhan, “Etkisini 2020 yılının ikinci çeyreğinde yoğunlaştıran COVID-19 salgını tüm dünya ekonomisini etkilemeye devam ediyor. Pandemi etkisiyle global tedarik zincirlerinde görülen sıkışma özellikle şirket olarak bizim etkili olduğumuz Avrupa pazarı için Türkiye’ye çok önemli fırsatlar sundu. Türkiye’nin toplam pamuklu dokuma kumaş ürün grubu ihracatı yılın ilk 6 ayında yüzde 25,1 artış kaydetmiştir. Aşı hızının artması ile birlikte tekstil sektöründeki sipariş talepleri 2021’in ikinci çeyreğinde artmaya başladı. Bu sayede 2021 yılının ikinci çeyreğindeki satış miktarı geçen yılın aynı dönemine oranla yüzde 69 arttı. 2020 yılının ilk yarısında 60,8 milyon TL düzeyindeki net zararımız, bu sene aynı dönemde 0,2 milyon TL’ye kadar geriledi. Net karda görülen bu hızlı düzelmenin ana nedeni hem finansal hem de operasyonel anlamda faaliyetlerimizde görülen iyileşmedir.” şeklinde konuştu.
Yıl sonunda Türkiye’nin toplam pamuklu dokuma ihracatının 600 milyon doları geçeceği yönündeki tahminlerini paylaşan Kayhan, “2022-2023 döneminde toplam ihracatın tarihi zirve olan 2005 yılı seviyesini aşarak 700 milyon USD’nin üzerine çıkmasını beklemekteyiz. Bu süreçte ana pazarımız olan AB’deki rekabetçi konumumuzun güçlenmesi için hamlelerimiz sürecek.” açıklamasını yaptı.
Kişiye özel online gömlek markası yatırımı
Pandemi sürecini aldıkları tedbirler sayesinde herhangi bir iş kesintisi yaşamadan yönettiklerini belirten Kayhan, “Bu süreçte pek çok iş kolunda değişim yaşandı. Bunlardan biri de e-ticaret sektörünün ön görülenden daha hızlı büyümesi oldu. Biz de bu değişimin içinde yer almak için e-ticaret ve pazarlama yatırımları yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Online olarak sipariş alacağımız kişiye özel dikim gömlek markamızla ilgili çalışmalarımızda son aşamaya yaklaştık, yılın son çeyreğinde de lansmanı planlıyoruz” dedi.
Türkiye dünya sıralamasında 4.’lüğe yükseldi
Dünya Ticaret Örgütü’nün son verilerini de değerlendiren Muzaffer Kayhan Türkiye’nin hazır giyim ihracatında 4.’lüğe yükselmesinde performansın ve rakip kaybının etkili olduğunun altını çizerek, “Hindistan’ı geride bırakarak ihracatta bir üst sıraya yerleşen Türkiye’nin yerinin kalıcı olabilmesi için AB ihracat pazarında gücünü koruması gerekiyor. Hem Türkiye hem de Hindistan için AB en büyük ihracat pazarı konumunda. 2021 yılının ilk çeyreğini incelediğimizde Türkiye AB bölgesine gerçekleştirdiği ihracatı yüzde 20,1 artırarak 3,4 milyar dolara çıkartırken Hindistan’ın ihracat artışı yüzde 4.2 olarak gerçekleşti. Bu nedenle dünya sıralamasında yerimizi korumak için AB pazarındaki ihracat hacmimizi artırmalıyız” değerlendirmesini yaptı.
400 binden fazla kumaş örneği ve esnek üretim kabiliyeti sayesinde müşterilerinin sektörün en başarılı markaları olmasına katkı sağlayan Söktaş’ın, 1 Ocak-30 Haziran tarihleri arasında tekstil ürünlerinden oluşan konsolide ihracatı 6,5 milyon Euro oldu. Söktaş’ın tekstil iş kolunda yurt içi satışlarının da yaklaşık yüzde 99,8’i döviz bazlı gerçekleşti.
Efeler Çiftliği’nde organik büyüme devam edecek
Süt verim iyileştirmesinin yanında organik büyümeye de dikkat çeken Muzaffer Kayhan, “Efeler Çiftliği’nin toplam net satışları 2021 ilk 6 ayda yıllık yüzde 40,9 artarak 55,3 milyon TL’ye ulaştı. Şirketin FAVÖK’ü ise iki kattan fazla artarak 47,2 milyon TL’ye ulaştı. Efeler Çiftliğinde organik büyümeyle genişleyen sağmal sayısına bağlı çiğ süt üretimimiz 43 ton arttı. Ocak ayından itibaren geçerli olmak üzere 2,30 TL’den 2,80 TL’ye çıkarılan çiğ süt litre taban fiyatı Mayıs ayında 2,90 TL, Temmuz ayında da 3,20 TL olarak güncellendi. Söz konusu taban fiyatlarının artışı tüm sektörde satış rakamlarını etkiledi. Buna paralel olarak üretim artışının önümüzdeki dönemde de devam etmesi, Söktaş’ın birim maliyetlerine ve kar marjına olumlu katkıda bulunacaktır. Efeler Çiftliği, yeme içme sektörünün önde gelen markalarına toptan süt tedarik ederken, seçkin pastörize süt ürünleri Migros, Macrocenter mağazalarında ve seçkin şarküterilerde tüketicilerin karşısına çıkıyor. Bu noktada da ürün çeşitliliğini artırma yönünde projelerimiz hızla devam ediyor. Aynı zamanda uygun piyasa şartlarını gözeterek Efeler Çiftliği’ni gelecek yıl içinde halka arz etme hedefimiz doğrultusunda çalışıyoruz. Böylece Efeler Çiftliği’nin kalitesini, hem marka hem ürün çeşitliliği hem de şirket olarak daha çok paydaşla buluşturabileceğiz.” şeklinde konuştu.
“2021 yılını su yılı ilan ettik”
Tekstil ve hayvancılık sektörünün sürdürülebilirlik çalışmaları ile organik bir bağı olduğunu söyleyen Kayhan, şirket olarak bu konuda oldukça hassas olduklarını, hayata geçirdikleri projelerle ülkemizde öncü adımlar attıklarını belirtti.
2021 yılını su yılı ilan ettiklerini belirten Muzaffer Kayhan, “Biliyorsunuz biz aynı zamanda hammaddemiz olan pamuğun da üreticisiyiz. Hem pamuk üretimi hem de hayvancılık su tüketiminin oldukça fazla olduğu iş kolları. Aslında her ikisi de toprağa dayanıyor, topraktan besleniyor. Dolayısıyla birbirinden çok ayrı değiller. Biz her iki iş kolunda da öncelikle su tüketiminin en fazla olduğu prosesleri tespit ederek buralarda iyileştirmeler gerçekleştirdik. Su kullanımı yerine alternatifler ürettik. Örneğin yakma işlemini ıslaktan kuruya çevirdik. Düz boyalı kumaşlarda pişirme prosesini kaldırdık. Gerçekleştirilen tüm işlemlerde dökülen su takibi yapmaya başladık. Soğutma işlemlerinin sürelerini kontrollü olarak azalttık. Tüm bu çalışmalar ile su tüketimini birim üretim başına tüm işletmelerde 2020 yılına oranla yüzde 17, daha önceki yıllara oranla ise yüzde 37 oranında azalttık. Hayata geçirdiğimiz “rejeneratif tarım” projesiyle, pamuk üretiminde de su tüketimini önemli oranda azalttık, toprağın verimini artırdık.” dedi.