Aydın Eroğlu – 13.12.2016
Yeni Büyüme Hesabından Sonra Ratingçiler Ne Yapacak?
Öncelikle hemen söyleyeyim ki, TÜİK tarafından uzun süredir revize edilerek gelişmiş ülke standartlarında hesaplanacağı söylenen büyüme hesaplaması değişikliği dün yapıldı. Yeni metodoloji değişikliği sonrasında 2009’dan bu yana ilk kez bir çeyrekte daralma yaşadık. Türkiye ekonomisi 2009 üçüncü çeyreğinden sonra ilk kez % -1.8 daralma yaşamış oldu. Üçüncü çeyrekte bir çok kalemde daralma var.
Üzülelim Mi, Sevinelim Mi?
Tamam son gelen veride ekonomik olarak iyi bir görüntü yok. Bir çok kalemde daralma yaşandığı çok net görülüyor. Ancak bu durumun 15 Temmuz sonrası gelişmeler ile izahı var. Bence asıl önemli olan, yeni hesaplama sonrası ortaya çıkan ekonomik görünüm revizeleri olmalıdır!
Hemen bir kaç revizeyi dikkatinize sunmak istiyorum.
Yani yeni hesaplama yöntemi ile uzun süredir takıldığımız orta gelir grubunun üzerinde görülüyoruz. Tabii 2015 için bu durum böyle. Çünkü kur artışı sonrasında 2016 yılı için muhtemelen yine gelirimiz orta gelir düzeyine inmiş olacaktır. Ama bu durumun geçici olduğunu düşünür ve muhtemelen son çeyrekte yeniden büyüme çıkmasını beklersek, Türkiye yeni hesaba göre bir çok kriterde sandığımızdan çok daha iyi durumda gözüküyor.
Misal, en çok eleştirdiğimiz tasarruf konusu. Hep % 13 ler civarı tasarruf düzeyimizden yakınıp, buna çare bulmak için mecburi BES yöntemlerini yarattık. Ama yeni hesaba göre tasarruf rakamımız % 24.8 görülüyor. Avrupa ortalamasında tasarruf rakamının % 24, Almanya’da bile % 27 olduğu düşünülürse yeni hesaba göre bir çok sorunlu konu gibi, tasarruf oranımız da aslında göründüğünden çok daha iyi çıkıyor.
Gayrisafi tasarrufların GSYH içindeki payı 2015 yılında % 24,8 olarak hesaplandı(TÜİK)
2015 yılında % 24,8 olarak gerçekleşen brüt tasarrufların % 8,7’si mali olmayan şirketler; % 2,2’si mali şirketler; % 4,4’ü genel devlet ve % 9,4’ü hanehalkı ve HHKOK tarafından gerçekleştirildi.
Genel devlet gayrisafi tasarruf oranı 2009 yılında % -1,5 iken 2015 yılında % 4,4 seviyesine ulaştı.
Kurumsal sektörlere göre GSYH içindeki gayrisafi tasarruf oranları, 2009-2015(TÜİK)
Hanehalkı tasarruf oranı 2015 yılı için % 13,5 olarak hesaplandı(TÜİK)
Hanehalkı tasarruf değerinin kullanılabilir gelir içerindeki payı 2009 yılında % 10,1 iken 2015 yılında % 13,5 oldu.
Hanehalkı kullanılabilir gelir içindeki tasarruf oranı,2009-2015
Yeni yöntem ile hesaplamanın büyüme üzerindeki değişimini şöyle özetleyeyim; 2009 yılından bu güne mevcut ilan ettiğimiz büyüme oranlarından ortalama % 1.6 daha fazla büyümüşüz. Bu rakamlar ile bakınca, geçen yıl Çin’den sonra en çok büyümüş ülkelerden biri konumundayız. Anlaşılan o ki, yeni hesaplama sonrası ortaya çıkan veriler doğru ise, gelişmiş dünyanın özellikle AB bölgesi resesyondan bile çıkamamışken, çok ciddi büyümeler yaşamış bir ülke olarak haksız eleştiriler alan bir ülke olmuşuz.
Tabii bunda eleştiriler yapanlarda kabahat aramayalım. Çünkü bir yıldır bu hesaplama yönetemine geçilerek, gelişmiş ülkeler ile aynı metod ile büyüme hesaplamalarını yapmayı planlayan TÜİK, şimdiye kadar bu revizeyi bir türlü yapamamıştı. Dün yapılan açıklamalar bile çok iyi çalışılmadan, özenli bir sunum hazırlanmadan yapıldığı için, bir çok kafa karışıklığı içeriyor.
BİST İşte Bu Nedenle Düşmüyor!
Kısacası BİST için devamlı belirttiğim bana göre ucuz işlem görüyor görüşüm, dün açıklanan yeni büyüme hesaplamalarına göre de doğru çıkmış oluyor. Eğer bu hesaplamalar doğru yapıldı ise, bunun çok yakında yansımalarını görürüz görüşündeyim.
Ben FED ve AB liderlerinin kararlarından sonra BİST’in yönünün şekillenmesini bekliyorum. FED için çok korkum yok. Çünkü olası faiz artış kararları zaten fazlası ile satın alınmıştır. Yarın akşam FED’in kararını öğrenmiş olacağız. Ama bence AB liderlerinin müzakereler konusundaki kararları çok daha önemli olacaktır. Beklentim AB liderlerinin Avrupa Parlamentosunun tavsiye kararını dikkate almayacaklarıdır. Son yaşadığımız terör acısı, bizim bir çok konuda çok özel bir durum içinde olduğumuz haklılığımızın onlar tarafından da görülmesine sebep olacaktır diye düşünüyorum.
Bu nedenle AB liderlerinden müzakereleri dondurma kararı çıkmadığı takdirde, BİST’in 79.000 civarına doğru yükseliş yaşamasını bekliyorum. Endeksin bu yükselişi yapması demek, özellikle bankacılık sektörünün yükseliş yaşaması demek olacaktır.
Eğer beklentilerimde yanılırım ve AB liderleri Türkiye ile müzakereleri dondurma kararı alacak olursa, işte o zaman BİST’in ucuz olduğunu düşünsem de, gerilecek ilişkiler nedeniyle ilk anda 74.000’li seviyelere gevşeme riskimiz güçlenir. Tekrar ediyorum, ben bu beklentide değilim. Beklentimi ve BİST’in olası yükseliş yaşayacağı ilk seviyeyi yukarıda paylaştım.
Ratingçiler Düşünsün!
Son Hesaplamalara göre ortaya çıkacak yeni durum asıl ratingçiler açısından çok daha önemli olacaktır! Yeni hesaplama yöntemine göre, 2009 sonrası yaşadığımız büyüme, cari açık, tasarruf oranları, satın alma paritesi rakamlarına göre, ratingçilerin bırakın not düşürmesini, bir an önce notlarımızı yukarı çekip geçmiş kötü notlar için özür dileriz bile demeleri lazım :)
Şaka bir yana, ortaya çıkan tablo, rating olarak not kırmayı haklı gösteren siyasi ve stratejik riskler dışında bir neden bırakmıyor. TÜİK tarafından geçilen bu yeni hesaplama yöntemi gelişmiş dünyanın hesaplama tekniği olduğu için, bize özel bir durum değildir. Sanırım bir süre sonra bu pozitif revizyonlar ratingçiler tarafından da dikkate alınmak zorunda kalınacaktır. Siyasi ve bölgesel risklerimizdeki belirsizlikler kalkmaya başladığı zaman, Türkiye için yeni hikaye, yeni büyüme metoduna göre, aslında Türkiye’nin çok daha iyi durumda olduğu gerçeği olabilir!
Ben olumlu bakıyorum. Alımların arttığını görebiliriz. Bir kaç gün içinde…Devamı İçin TIKLAYINIZ!
NOT: Yazı, 13 Aralık 09:55’de www.borsaanalizci.com