Mahfi Eğilmez – 22.06.2017
Para politikası
Para politikası, merkez bankalarının bazı araçlarla piyasadaki para miktarını etkileyerek piyasaya sürdüğü paranın istikrarını sağlamak amacıyla uyguladığı politikalar bütününe verilen addır.
Günümüzde pek çok ülke, merkez bankalarının temel amacını fiyat istikrarını sağlamak olarak tanımlıyor. Bunun en basit biçimde anlamı enflasyon ve deflasyonun önlenmesidir. Bu durumdaki merkez bankaları para politikasının amacını belirlemekte bağımsızlığa sahip bulunmuyor. Merkez bankaları, bu amaca ulaşmak için ellerinde bulunan para politikası araçlarını kullanırlar. Amaç belirlemekte bağımsızlıkları olmasa da merkez bankaları, belirlenen amaca ulaşma konusunda uygulayacakları para politikası araçlarını seçmekte ve uygulama dozunu ayarlamakta serbest bırakılırlar. Merkez bankalarının bağımsızlığı ifadesinden anlaşılması gereken de budur.
Sıkı ve gevşek para politikası ve araçlar
Bir ekonomide enflasyonist eğilimler egemense ve enflasyonun yükselmesi önlenemiyor ya da enflasyon hedeflenen düzeye indirilemiyorsa merkez bankası sıkı (daraltıcı) para politikası uygulamasına başvurabilir. Sıkı para politikası, enflasyona yol açan temel neden olarak görülen toplam talep artışının frenlenmesini hedefler. Günümüz merkez bankacılığı üzerinde egemen olan görüş olan Monetarist görüşe göre ‘enflasyon her yerde ve her zaman parasal bir olgudur.’ Bu durumda enflasyonun çözümü para arzının azaltılması ya da sınırlandırılmasından geçer. Merkez bankası bu durumda elindeki para politikası araçlarını bu yolda kullanır. Günümüzde birçok merkez bankası bu amaca ulaşmak için ‘enflasyon hedeflemesi’ denilen bir yönteme başvurmakta ve bir hedef enflasyon belirleyerek para politikası araçlarını o hedefe ulaşacak biçimde ayarlamaktadır.
Bir ekonomide deflasyonist eğilimler egemense ve fiyatların sürekli düşerek ekonomiyi olumsuz yönde etkilemesi önlenemiyor bu da büyümenin düşmesine yol açıyorsa merkez bankası gevşek (genişletici) para politikası uygulamasına başvurabilir. Gevşek para politikası, ekonomide küçülmeye yol açan temel neden olarak görülen toplam talep düşüşünün tekrar artışa döndürülmesini hedefler. Bunu sağlamanın yolu para arzının artırılmasıdır. Merkez bankası bu durumda elindeki para politikası araçlarını para arzını artıracak biçimde kullanır. Günümüz uygulamasında bu yoldaki uygulamalar küresel kriz sonrasında gelişmiş ekonomilerde yürürlüğe konulan ‘niceliksel gevşeme’ politikası şeklinde yürütülmektedir. Başta ABD Merkez Bankası Fed olmak üzere, İngiltere, Avrupa ve Japonya Merkez Bankaları bu yönteme başvurmuş durumdadırlar.
Şimdi bu açıklamalar göre merkez bankalarının para politikası araçlarını sıkı ve gevşek para politikası uygulaması durumunda nasıl kullanacaklarını bir tabloda göstermeye çalışalım:
Sıkı Para Politikası | Gevşek Para Politikası | |
Dolaysız para politikası araçları | ||
Kredi tavanı (kredi miktarına üst limit koymak) | Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir | Hiçbir şekilde uygulanmamalı |
Faiz denetimi (faiz oranlarına üst limit koymak) | Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir | Hiçbir şekilde uygulanmamalı |
Dolaylı para politikası araçları | ||
Faiz | Yükseltilmeli | Düşürülmeli |
Zorunlu karşılıklar (bankaların topladığı kaynaklardan MB’ye yatırılacak miktar) | Yükseltilmeli | Düşürülmeli |
Diğer para politikası araçları | ||
Kura müdahale (döviz alışı veya satışı yaparak kuru etkilemek) | Döviz satışlarıyla düşürülebilir | Döviz alımlarıyla yükseltilebilir |
Açık sözlülük politikası (yapılacak uygulamaları önceden açıklamak) | Kesinlikle uygulanmalı | Kesinlikle uygulanmalı |
Para basma (niceliksel gevşeme) | Hiçbir şekilde uygulanmamalı | Zorunlu hallerde kısa süreli uygulanabilir |
Burada para politikası araçlarının hepsi ele alınmış olmakla birlikte günümüzde en yaygın olarak kullanılan para politikası araçları faiz, zorunlu karşılıklar ve kura müdahaledir. Merkez bankaları toplam talepte hızlı bir artış ortaya çıktığında bu gidişin enflasyonu yükselteceğini, ekonomiyi ısındıracağını görerek sıkı para politikası uygulamasına girerek faizi artırmaya ve bazı hallerde zorunlu karşılıkları yükseltmeye başlarlar. Bu hamlelerle amaçladıkları şey bu artışların kredi maliyetlerinde artış yaratarak kredi talebini frenlemesi ve dolayısıyla fiyat artışlarının denetim altına alınmasıdır. Eğer tersi söz konusu olur da ekonomi canlılığını kaybetmeye, talep daralmaya ve dolayısıyla ekonomik büyüme düşmeye başlarsa bu gidişlin deflasyonist eğilimlere yol açabileceğini düşünen merkez bankaları bu kez tam tersini yaparak talebi artırmaya çalışır. Bunu yaparken de faizleri ve zorunlu karşılıkları düşürerek kredi maliyetlerini indirir ve kredi kullanımını teşvik ederek ekonomin yeniden büyüme patikasına dönmesini sağlamaya çalışır.
Temel amacı fiyat istikrarı olan merkez bankalarının büyüme, istihdam artışı, kur dengesi gibi makro konularla ilgileniyor gibi görünmesinin nedeni aslında bütün bu konuların fiyat istikrarıyla yakın ilişki içinde bulunmasındandır.
Türkiye uygulaması
Türkiye uzun süredir yüksek enflasyonla yaşıyor. Yukarıda ele aldığımız çerçevede değerlendirirsek böyle bir ortamda merkez bankasının amacının enflasyonu düşürmek olması gerekiyor. Esasen Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası da uzunca bir süreden beri ‘enflasyon hedeflemesi’ çerçevesinde enflasyonu düşürmeye çalışıyor.
TCMB’nın enflasyonu düşürmeye yönelik olarak uyguladığı para politikasını son on yılı ele alarak değerlendirirsek karşımıza şöyle bir tablo çıkıyor.
TCMB Uygulaması | Hükümet Önerisi | |
Dolaysız para politikası araçları | ||
Kredi tavanı | Bir uygulama yok | Öneri yok |
Faiz denetimi | Bir uygulama yok | Düşürme yönünde öneri var |
Dolaylı para politikası araçları | ||
Faiz | Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu | Düşürme yönünde öneri var |
Zorunlu karşılıklar | Duruma göre düşürme ve yükseltme söz konusu | Öneri yok |
Diğer para politikası araçları | ||
Kura müdahale | Düşürme yönünde kısmi uygulama var | Karışılmaması yönünde öneri var |
Açık sözlülük politikası | Yeterli değil | Öneri yok |
Para basma (niceliksel gevşeme) | Söz konusu değil | Öneri yok |
Aşağıdaki grafik Merkez Bankası’nın resmi olarak, enflasyonu yüzde 5’e indirme yolunda, enflasyon hedeflemesi uygulaması yaptığı, bir başka deyişle para politikasını resmen enflasyon hedeflemesine göre yönettiği 2006 – 2016 yılları arasındaki enflasyon hedeflerini ve yılsonu enflasyon gerçekleşmelerini gösteriyor.
Grafik bize Merkez Bankası’nın enflasyona karşı uyguladığı sıkı para politikasının başarılı olmadığını açık biçimde gösteriyor. Bunun iki nedeni olabilir: (1) Uygulanan para politikası yeterince sıkı değildir. (2) Para politikası sıkı olarak öngörülmüş olsa da karışık uygulamalar nedeniyle sonuç alamamaktadır. Ben daha çok ikinci şıktaki davranışın bu sonucu yarattığını düşünüyorum.
Son on yıllık uygulamasına baktığımızda Merkez Bankası’nın sıkı para politikasını aynı sıkılıkta ve kararlılıkta yürütmediğini, zaman zaman faizi yükseltip henüz enflasyonda sonuç alınmadan düşürdüğünü, diğer konularda da tutarlı ve sürekli bir uygulama sergileyemediğini söylememiz mümkün. Merkez Bankası’nın kararsız politika uygulamasının büyük ölçüde hükümetin bankaya önerilerinden kaynaklandığını da öne sürebiliriz.