Sermaye artırımı ne demek? KOZAL hissesinin geleceği ve 2021 beklentilerim

*Sonunda teşvik paketinin imzalanmasıyla piyasalar derin bir ohh çekti..

Brexit çıkmazının genel itibari ile geçtiğimiz hafta aşılması, bir de üzerine Trump ‘ın teşvik paketini onaylaması,aşı konusundaki ilerlemeler derken piyasaların en az ocak sonuna kadar fiyatlayacak ters bir durum kalmadı gibi. Piyasamızdaki bankacılık hisselerine giren nakitle ilgili haftalardır analiz ve veri paylaşmıştık. Bu süreçte en çok Garanti, Yapı Kredi ve ak bankın öne çıktığından ve kamu bankalarının devlet nezdinde dolar satışları sebebiyle son çeyrekte kısmi zarar yazmalarından mıdır bilinmez para girişlerinin sınırlı kaldığını gördük ve görmeye de devam etmekteyiz. Aynı şekilde holdinglerde başlayan para girişleriyle bankacılık biraz dinlenirken, sanayi grubu da canlanmaya başladı. Yani piyasadaki hareketlilik önümüzdeki günlerde artarak devam edecek. Ama bu rüzgarda aradan sert yükselişlerle fırlayan bedelsiz sermaye arttırması beklenen bir çok hisse de çok sert hareketler gerçekleşiyor. Eski borsacılar bu denli hareketlere yabancı değiller. 2010-2012 arasında bir çok hisse de sermaye artırım beklentisi rüzgarı esiyordu. O zamanlar piyasa şartları da fena sayılmazdı ve karlılığı artan hisseler kasadaki parayı sermayelerine kazandırarak hem lot sayısını arttırırken hem de bu süreçte sabırlı ve ileri görüşlü herkese güzel paralar kazandılar. Bu dönemde de parametrelerin benzerliği göze çarpmakta. Şirketlerin kimisi bedelli (yatırımcılar para koyarak), kimisi tahsisli (şirketler kendileri nakit koyarak), kimisi de kasalarında nakit varsa bedelsiz sermaye artırımına yöneldiler. Tahsisli sermaye artırımında şirket ana ortakları ya da yeni bir ortak şirkete nakit getirerek hem lot sayısını arttırır hem de hissenin derinlik kazanmasıyla gelecekteki projeleri için kaynak yaratır. Ortaklardan para isteme yöntemi olan bedelli sermaye artırımı ise işlem gören hisseleri elinde bulunduran ortaklardan belirlenen oran tutarında sermayelerine para isterler ve bu para ile ne yapacaklarını halka duyurarak SPK ya başvururlar. SPK bağımsız denetim raporlarında ve şirket bilançolarında bir tutarsızlık görürse başvuruyu onaylamaz ve yeniden hazırlanması için 6 ay süre tanır(örneğin MARKA hissesinin tahsisli sermaye artırım talebi bu tutarsızlıklarda dolayı iptal edilmişti). Sonrasında şirketler yeniden başvurabilir. Asıl olan sermaye artırımının her türlüsü güzeldir. Ama son dönemde değeri 1 tl ve hafif üzerinde işlem gören senetler bedelli sermaye artırımlarını piyasaya duyurmadan önce hisselerde sert hareketler gerçekleştirerek öncesinde hisseyi herkesin katılım yapmaya zorlayacak bir değere taşımaya zorluyor. Mesela hissenin fiyatı 3 tl olsun, hisseyi buradan itibaren durduk yere hiçbir haber yokken  15 e götürüp sonrasında ben %400 sermaye arttıracağım diyerek başvuru yapar, hisse düşer ve zaten hisseyi zararda satmak istemeyen bilinçsiz yatırımcı hissenin bedellisi için ya para bulur ya da elindeki lotu satarak sermaye artırımına katılmaya çalışır(Tabi zarardan satıp gitmekte bir seçenektir). Hisseyi zaten yukardan satış yapan patronlar bu saatten sonra hisseyi yavaş yavaş eriterek yatırımcıyı elindeki yüksek maliyetli lotları satmaya zorlar.. Bu süreç her zaman çalışır. Bu sebeple ya bu döngüleri ezberleyeceksiniz ya da zorla ezberletirler. En sevdiğimiz ise bedelsiz sermaye artırımlarıdır. Temiz ve kılçıksız. Şirket kasasında bulunan nakdi örneğin Aselsan gibi sermayesine ekleyerek bedelsiz verir. Artan sermaye sayesinde şirketin PD/DD’si düşeceğinden ucuz kalacağından ciddi bir talep patlaması olur. Bu süreç zaten tahta yönetimleri tarafından bilindiği için zaten şirket sermayesini arttırmak için başvurmadan çok önce hisse zaten olması gereken seviyeye kadar yükseltilmiş olacaktır. Yani bakarsanız yatırımcı talebi yükseltiyor dersiniz ama ben bana düpedüz SPK’nın açıklarından faydalanma diyorum. Sonuçta sermaye artırım sürecinin tahta sahibiyle paylaşılması sayesinde hisse yükseltiliyor. Yani ana ortaklar yapıyor bu işi. Borsalarda her şey kağıt üzerinde olması gerektiği gibi şeffaf olmadığı için hisselerin yükseliş heyecanına kapılan bir çok yatırımcı bu rüzgarda ciddi kayıplarla ayrılmak zorunda kalabiliyor. Biliyorsunuz borsada birileri kazanırken birileri de kaybetmesi gerekiyor. Herkes kazanırsa buna finans demiyoruz.

Şimdi çok konuştun ne demek istiyorsun kısmına gelelim; bu dönemde belli ki sermaye artırım beklentisi yüksek şirketlerde bu rüzgar esmeye devam edecek. Bu süreçte elinizde böyle bir şirket varsa hissenin çok fiyatlanmadığından emin olmaya çalışınız, şirketin sermayesine, pd/dd oranına ve kasadaki nakde bakınız. Ortak satışları var mı buna bakınız. O zaman bu işten rahatlıkla kazanç elde edebilirsiniz. Ama bu beklenti ile satın alınan hisselerin endekslerde bir esneme olduğunda taban taban ineceğinden yüksek işlemler gerçekleştirmemeye gayret ediniz. Çünkü tahta sahibi aşağı düşüşe destek olarak aşağıdan hisse toplamaya bayılır. Örneğin portföyünüzün %25 ile bu riski alın. Çünkü almayı düşündüğünüz hisseler muhtemelen çarpanları ayyukadadır.

Peki her şeyi öğrendik te Ahmet Bey bahsettiğiniz kaç hisse kaldı ki böyle, KOZAL hissesi önümüzdeki 5 yılın hisselerinden olabilir. FETÖ davaları sebebiyle temettü ödeyemeyen şirket kasasında 5.5 milyar TL bulunmakta ve 3Ç20 karı 1.5 milyar tl, yıl sonu karı da eklersek tahminen 7.5 milyar TL dolayında nakdi olacak. Ve sermayesi sadece 152 milyon tl seviyesinde. Yani 3. Çeyrekte gelen kar rakamı bile sermayenin 10 katına yakın.  Pd/dd 2 katında işlem gördüğünü gösteriyor ama varlık fonu yönetimindeki şirket için devletimizin çok önemli projeleri var. Bildiğiniz gibi maden holdingi kurarak madenlerin tek elden stratejik şirketlerle çıkarılması planı var. KOZAL tek başına güzel ülkemizin %30 altın ihtiyacını tek başına karşılamakta. Bu yıl 40, 5 sene içinde 100 ton üretim kapasitesine ulaşma beklentisi var. Biliyorsunuz ülkemiz neredeyse petrol ithalat ettiği kadar altın ithal etmekte ve bu da cari açığa sebep olmaktadır.  Tekrar KOZAL’a dönersek bu devran da bu testi çok su kaldırır diyerek hafta görüşürüz demek istiyorum…

SONUÇ: 2021 yılının ben harika geçeceğini düşünüyorum. Bakın dolar da beklentim olan 7.40 seviyesine bu gün itibariyle ulaştı. Kara bela enflasyonu da seneye düzene sokarsak harika ötesi olacak. BİST’in sene sonu tahminimiz 1400 dü muhtemelen 1450 üzerinde kapatacağız. Ben beklentilerimi bu sene sonu itibariyle karşıladım. Seneye de 1900 bölgesine hevesliyim. Bakalım beklentilerimi aşabilecek miyiz? Sizlerden ricam zaten ekmeği yenmiş hisselerden uzak durarak portföy yönetmeyi öğrenmenizdir. Çok güzel ucuz hisselerimiz var. Ortağı olun, çıkarcısı değil.

Saygılarımla.

Ahmet Güven