Sefalet endeksi (misery index), Amerikalı iktisatçı Arthur Okun tarafından ilk kez ortaya atıldığında işsizlik oranıyla enflasyon oranının toplanmasından oluşan bir göstergeydi. İşsizliğin yükselmesi geliri olmayanların sayısının arttığını, enflasyonun yükselmesi yaşamın pahalandığını gösterdiği için endeksin yükselmesi sefaletin arttığını, dolayısıyla ekonomide bozulma ortaya çıktığını gösteriyor. Zaman içinde endeks, Nobel ödüllü Amerikalı iktisatçı Robert Barro ve Johns Hopkins Üniversitesi profesörü Steve Hanke tarafından yeniden formüle edildi. Yeniden formüle edilmiş haliyle endeksi şöyle bir denklemle ifade etmek mümkündür:
Sefalet Endeksi = (Enflasyon Oranı + İşsizlik Oranı + Faiz Oranı) – Büyüme Oranı
Burada yer alan faiz oranı olarak on yıllık devlet tahvili faizleri alınıyor. Eğer büyüme oranı pozitifse yani ekonomi büyümüşse bu oranın düşülmesi gerekiyor, çünkü ekonomik büyüme sefaleti azaltıyor. Tersine büyüme oranı negatifse yani ekonomi küçülmüşse o zaman bu oranın da toplama eklenmesi gerekiyor, çünkü eksi büyüme sefalet artışı getiriyor.
Aşağıdaki tablo Türkiye’de sefalet endeksinin yıllar itibarıyla gelişimini ortaya koyuyor (Tablodaki enflasyon, işsizlik ve büyüme oranları TÜİK sitesinden, 10 yıllık tahvil faizi oranları da Bloomberg HT sitesinden alınmıştır.)
2022 yılı için elde bulunan son veriler kullanılmıştır. Tabloya göre Türkiye’de sefalet endeksi son iki yılda katlanarak artmıştır. 2015 yılında 23,5 olan endeks bugün itibariyle 99,5’e gelmiş bir başka deyişle 6 yılda 4,2 kat artış göstermiştir.
Şimdi de sefalet endeksi üzerinden 2022 yılı güncel verilerini kullanarak benzer ekonomileri Türkiye ile karşılaştıralım (Tablodaki enflasyon, işsizlik ve büyüme oranları www.tradingeconomics.com sitesinden, 10 yıllık tahvil faizi oranları da http://www.worldgovernmentbonds.com/ sitesinden alınmıştır.)
Sefalet endeksi karşılaştırması yapıldığında Türkiye’nin, Güney Afrika’yı ikiye Brezilya’yı da üçe katladığı görülüyor. Altı ülke arasında bu değerlendirme açısından en iyi durumda olan ülke Endonezya’dır. Öte yandan ağır bir ekonomik krizden çıkan Yunanistan’ın ciddi bir toparlanma içinde olduğu görülüyor.
Türkiye’yi sefalet endeksi liginde en üst sıralara taşıyan birbirine bağlı iki gösterge var: Enflasyon ve faiz. Faiz, enflasyonun sonucu olduğuna göre Türkiye’nin bu durumdan kurtulabilmesinin yolu enflasyonu düşürmekten geçiyor. Enflasyonu düşürmek için ilk aşamada faizi artırmak gerekeceğinden bir süre büyümenin düşük kalması ve ekonominin enflasyon ve büyüme arasındaki çelişkiyi yaşaması kaçınılmazdır. Türk siyasetçisi daima yüksek büyümeyi düşük enflasyona tercih etmiştir. O nedenle seçim öncesinde hükümetin, büyümeyi feda edip faizi artırarak enflasyonu düşürmeye yönelmesini beklemek gerçekçi görünmüyor. Bu durumda Türkiye bir süre daha yüksek sefalet endeksiyle yaşamaya devam edecek gibi duruyor.