Tüm Türkiye Pazar gecesi bir demokrasi şöleni kutladı. Bize şaşı bakan Batı utancından yerin dibine girdi. Seçmenin %88’i sandığa giderken, bir düzine parti de TBMM’nde temsil edilecek. Oy sayımı adil miydi? CHP, Yeşil Sol ve TİP çok sayıda sandığın sonuçlarına itiraz etti. Eğer AKP-MHP’nin geleneksel ordan-burdan oy tırtıklama alışkanlığı toplamın %2’ni geçtiyse, maraza çıkar, ama şimdilik seçim özgürce yapıldı deyip yolumuza devam edelim.
Hele hele, seçim sonuçlarının halkla paylaşımı öylesine özgürdü ki, her partinin seçmenine göre değişik sonuçlar servis edildi. Benim izlediğim YouTube kanalında favorim Türkiye Komünist Partisi çok uzun süre öndeydi, sonra CIA veri tabanını hekledi.
Yerli ve milli Türkiye Dünya ve Güneş Sistemi’nde eşi benzeri bulunmayan bir toplum olduğu için, demokrasi şöleni bizden cebimizde kalan son demokrasi kırıntılarını da çalmak isteyenleri taçlandırdı.
Bu ülke demokrasi şenliklerine öylesine aç ki, 28 Mayıs’da tekrarlanması için de irade beyan etti. Bu bir yılda 15 gün arayla iki kez Kurban Bayramı kutlamak gibi. Siyasiler adak sahibi, vatandaş da kurbanlık. Öyle ya, Erdoğan da, Kılıçdaroğlu da sanki cebinden veriyormuş gibi ulufe dağıttı, senet yazdı her türlü seçmen kesitine. Hele bir yaz geçsin, cumhurbaşkanlığını kim kazanırsa kazansın, o ulufe şakır şakır burnumuzdan getirilecek.
Eğer Erdoğan kazanırsa ki, bence bunun olasılığı %80’dir, Türkiye bu kış tarihi bir ekonomik krize girer. Hani, öyle sıradan bir ekonomik kriz de olmaz bu, bir MR taraması sonucu vücudunuzda hem kanser, hem ülser, hem siroz, hme de kalp yetmezliği teşhis edildiğini düşünün. İşte öyle bir destan yazacak Türkiye’nin ekonomik krizi.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!