Korona virüsü ile başlayan ve kısa zamanda tüm dünyayı etkileyen bir salgına dönüşen kriz ile birlikte Dünya’da ve Türkiye’de hem kamu yönetimi hem de işletmeler özelinde pek çok değişimin tetikleneceğini aşikardır. Bu değişim hemen hemen her alanda etkisini gösterecek ve muhtemelen değişimden etkilenmeyecek çok az istisna alan olacaktır.
Değişim kaçınılmaz ama değişime de hiçbir zaman hazır olunmaz. Değişimi tetikleyen gelişmeye neden olanlar dahi değişimin hızına ayak uyduramamaktadırlar. Değişimi tetikleyen gelişimin içinde olmayanlar ise muhtemelen değişimi fark ettikleri anda çoktan geç kalmış olduklarını bile dahi fark edemeyeceklerdir.
“Değişim rüzgarları esince aptallar duvar örer, akıllılar değirmen inşa eder.”
Çin Atasözü
Anahtar Kavram: Değişim Yönetimi
Değişim Yönetimi bu anlamda anahtar kavramdır. Değişim Yönetimi kısaca, değişimi tetikleyen faktörlerden dolayı işletme stratejilerinin ve süreçlerinin revize edilmesidir.
Değişim;
· Teknoloji veya farklı alanlarda hayatın doğal akışı içinde veya
· Korona virüsü kaynaklı yaşanan kriz ortamının bir sonucu olarak da
ortaya çıkabilir.
Değişim Yönetimi hayatın doğal akışı içinde ortaya çıktığı durumda işletmelerin ve bireylerin değişimi yakalayabilmeleri hem maliyet yönetimi hem de planlama açısından yönetilebilir olacaktır.
Değişim Yönetimi ihtiyacı, krizlerle birlikte ortaya çıktığında ise hem planlama hem de maliyet yönünden işletmelerin ve bireylerin yönetilebilir alanından çıkmaktadır. Normal zamanlarda krizlerin neden olduğu değişim ihtiyacına karşı direnç göstermek orta vade de işletmelerin süreçlerini etkilerken kiriz dönemlerinde karşılaşılan değişime direnç ise çok hızlı bir şekilde işletmelerin rutin döngülerini etkileyebilmektedir.
Salgın Ekonomisinden Kriz Ekonomisine Geçiş
Virüs salgını ile birlikte sırasıyla üretim ve hizmet sektörlerinde ciro kaybı ve global ticaretin yavaşlaması doğal sonuçtur. Fakat olası muhtemel kaybın maliyetinin ne olacağı belirsizdir. Belirsizliği aydınlatacak kritik faktör ise salgının ekonomisinin ne kadar süreceğidir.
Bu tür durumlarda kriz senaryolarının ilke etapta 3, 6 ve 12 aylık periyotlar için hazırlanması ve gidişata göre de senaryoların güncellenmesi gerekir.
Geçmiş dönemlerdeki krizlerden farklı olarak globalleşmenin yaygınlık seviyesi ve teknolojideki ilerlemeden dolayı Korona virüsü ile başlayan sürecin temel sonuçları; global tedarik zincirlerinin zarar görmesi, siparişlerin azalması, üretim kapasitelerinin düşmesi ve dolayısıyla maliyetlerin artması ve işsizlik oranlarının yükselmesidir.
Uluslararası ölçekte alınacak önlemlere paralel ulusal ölçekte hükümetlerin önlemleri ve teşvikleri ile birlikte doğal olarak işletmeler düzeyinde de alınması gereken önlemler vardır. Global ve ulusal ölçekte alınacak önlemler salgın sürecinde işletmelerin ayakta kalmalarına, salgın sonrasında da üretimin tekrar başlamasına yöneliktir.
Hükümetlere paralel işletmelerin alacağı önlemler ise sermayenin korunması, üretimin sürdürülebilirliği, alacak riskinin sağlıklı yönetimi, sabit maliyetlerin yönetilmesi de dahil olmak üzere çok farklı kategorilerde değişim yönetimini tetiklemek gerekir.
İşletmelerin Ödevi: Değişim Yönetimi
Salgın sürecinde ve devamında işletmelerin alacağı önlemler işletme kayıplarının minimize edilmesi ve salgının işletmeler açısından krize dönüşmemesi açısından çok önemlidir. Finansal dengenin korunması, nakit akış dengesinin sürdürülmesi, üretimde sürdürülebilirliğin devamı ve üretim kapasitelerinin korunması, tedarik zincirlerinin akışının sağlanması, müşteri kaynaklı alacak risklerinin sağlıklı yönetimi ve verimli müşterilerle çalışmaların devamı ve sabit maliyetlerin yönetimi gibi alanların değişim yönetimi çerçevesine değerlendirilmesi gerekmektedir.
Salgının etkisinin ne kadar devam edeceğine yönelik varsayımlar dikkate alınarak alternatif senaryoların işletmeler özelinde hazırlanması ve senaryolardan değişim yönetimi kapsamında aksiyonlar geliştirilmesi gerekmektedir.
Senaryolarınızın zengin ve alternatifli olması işletmenizin geleceğe ulaşması ve krizden çıkışı açısından çok önemlidir.
Prof. Dr. Davut Pehlivanlı
İstanbul Üniversitesi / Siyasal Bilgiler Fakültesi
GRC Management / Kurucu