Bu yılın sonunda küresel kamu borcunun tamı tamına 100 trilyon dolara ulaşacağını düşündüğümüzde Georgieva’nın açıklamalarının önemi daha da anlaşılacaktır.
Ardında bıraktığımız haftanın gündemi sanki birkaç yıla sığacak türden. Tam yozlaşmış bir çetenin yol açtığı hazin bebek cinayetleri, bir anda Sayın Bahçeli’den gelen bir açıklama ile siyasi gündemin öne çıkması ve ardından ülkemizin en önemli savunma sanayi kurumlarından biri olan Tusaş’a düzenlenen alçakça terör saldırısı… Bu arada İsrail, İran’a saldırır ki; artık iş, vekalet savaşlarından çıkıp, devlet savaşlarına bürünmüştür ve ABD’de başkanlık seçimine günler kala AB’de de Trump’a karşı önlemler konusu ile hummalı bir toplantı silsilesi başlar…
Söz konusu vatansa gerisi teferruattır!
Nereye dönsek bir acı nereye dönsek bir risk etrafımızı çevrelemiştir çevrelemesine… Ama ülkemiz bu idealist mühendisleri, teknisyenleri ve emekçileri olduğu sürece asla teröre boyun eğmeyecektir. Dolayısıyla İsrail ile onun ipini tutanlar da ülkemizin bir karış toprağına bile saldıramayacağını, çünkü sonuçlarının çok ağır olacağını gayet iyi bilir. Bu nedenle özellikle terör saldırıları yüreğimizi dağlasa da tek yürek tek bilek olarak hareket edecek ve bugünleri de geride bırakacak ve daha da güçleneceğiz. Bu kadar çok seslilikte nasıl tek yürek olacağız diyenleriniz var, duyar gibiyim. Cevabım şudur ki; Türk milleti için söz konusu vatansa gerisi teferruattır!
Georgieva’dan önemli açıklamalar
Bu kadar olay olurken küresel ekonomide de sular durulmuyor pek tabii ki. Dolayısıyla ben de küresel ekonomide önemli bir risk unsuru olarak karşımıza çıkan konuyu da ele almak istiyorum:
IMF ve Dünya Bankası geçtiğimiz hafta yıllık toplantılarını düzenledi. Toplantı öncesinde ise, küresel ekonominin içinde bulunduğu duruma yönelik bir takım açıklamalar yapıldı. IMF başkanı Georgieva’nın yaptığı açıklamalarda çok önemli vurgular vardı:
-Tahminlerimiz düşük büyüme ve yüksek borcun affedilmez bir kombinasyonuna işaret ediyor.
-Pandemiden önce olduğundan çok daha yüksek, yüksek ve artan kamu borcuyla karşı karşıya kalındı.
-Yüksek faiz oranları ABD’yi daha çekici kılıyor, yani finansal akışlar buraya geliyor. Bu da dünyanın geri kalanını biraz zor durumda bırakıyor. Yüksek faiz oranları doların da güçlü olması anlamına geliyor. Bu diğer ülkelerin daha zayıf olduğu anlamına geliyor. Eğer uzun süre devam ederse, tüm bu nedenlerden dolayı finansal istikrar açısından biraz endişe verici hale gelebilir.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!