Mahfi Eğilmez – 30.06.2014
Riskler, 22 Mayıs 2013’de Fed’in tahvil alımını azaltmaya başlayacağını ilk kez telaffuz etmesinden sonra bütün dünyada yükseliş gösterdi. Burada riskleri CDS primiyle ölçüyorum.
CDS, Credit Default Swap deyiminin kısaltmasıdır. Türkçede tam bir karşılığı olmadığı için CDS olarak kullanılıyor. Biraz zorlamayla da olsa zaman zaman “kredi risk primi” olarak adlandırılabiliyor. CDS, bir kişi ya da kuruluşun, kredi sahibinin karşılaşabileceği alacağın ödenmemesi riskini belirli bir bedel karşılığında üstlenmeyi kabul etmesinin bedelidir. Bu çerçevede bir anlamda kredi sigortası gibi çalışır. Yunanistan devletinin borçlanma tahvilini alan bir kurum düşünelim. Bu kurum bu tahvil karşılığında Yunanistan devletine belirli bir faiz karşılığında belirli bir süre için kredi vermiş olur. Vade sonunda tahvili verecek ve anaparasını, birikmiş faiziyle birlikte geri alacaktır. Bu kurum Yunanistan’ın bu tahvilin bedelini geri ödeyeceğinden endişe duyduğu için bu tahvili CDS işlemi yapan kuruluşa götürerek belirli bir bedel ödemek suretiyle bu şirketin garantisini satın alabilir. Bu prime CDS primi deniyor. Bir ülkenin CDS primi ne kadar yüksekse borçlanma maliyeti de o kadar yüksek demektir. Çünkü bu prim ister istemez faize yansımaktadır.
Aşağıdaki tabloda kırılgan beşli olarak adlandırılan beş ülkeden dördü ile Çin ve Rusya yer alıyor (Kırılgan beşli arasında sayılan Hindistan’a ait CDS verilerine ulaşım imkanı bulamadığım için onun yerine Rusya’yı bu tabloya dahil ettim.) Tablo bize Fed açıklaması sonrasında risklerdeki artışın karabasan gibi geliştiğini gösteriyor.
Tarih | Türkiye | Brezilya | Endonezya | G. Afrika | Rusya |
22.5.2013 | 118 | 130 | 140 | 169 | 136 |
31.5.2013 | 131 | 146 | 162 | 191 | 155 |
28.6.2013 | 191 | 185 | 207 | 216 | 195 |
31.7.2013 | 205 | 191 | 208 | 222 | 186 |
29.8.2013 | 240 | 203 | 282 | 240 | 200 |
30.9.2013 | 214 | 173 | 220 | 197 | 172 |
31.10.2013 | 185 | 166 | 193 | 185 | 161 |
28.11.2013 | 207 | 205 | 236 | 211 | 171 |
31.12.2013 | 245 | 194 | 237 | 204 | 165 |
31.1.2014 | 270 | 206 | 233 | 233 | 203 |
28.2.2014 | 230 | 172 | 185 | 204 | 191 |
31.3.2014 | 220 | 169 | 175 | 195 | 222 |
30.4.2014 | 199 | 146 | 174 | 186 | 260 |
30.5.2014 | 180 | 142 | 141 | 172 | 193 |
27.06.2014 | 175 | 141 | 145 | 179 | 183 |
Artış Oranı (%) | 48,3 | 8,5 | 3,6 | 5,9 | 34,6 |
Tabloda yer alan ülkelerden risk primi en fazla artış ve düşüş gösteren üç ülke, Türkiye, Brezilya ve Rusya, uluslararası gelişmelerin yanı sıra kendi iç sorunlarından da fazlasıyla etkilenmiş üç ülke olarak öne çıkıyor. Bu dönem boyunca risk primi en fazla artmış ülke Türkiye. Türkiye’yi, Rusya izliyor. Endonezya ve Güney Afrika’nın risk primleri bir ara Türkiye’nin üzerinde seyretmesine karşın dönem sonunda, her ikisi de dönem başındaki risk pozisyonlarına oldukça yaklaşmayı başarmış bulunuyorlar.
Bu dönem boyunca risk primleri, dış gelişmeler yanında iç gelişmeler nedeniyle en fazla etkilenen üç ülkenin durumunu aşağıdaki grafikte göstermeye çalışayım.
Bu tablo ve grafik bize Türkiye’nin risk primlerinde yaşanan ciddi yükselişin düşmeye başladığını ancak bir yıl önceki siyasal ve sosyal istikrar görünümüne dönebilmek için daha fazla çaba göstermesinin gerekli olduğunu gösteriyor.