Üstüste üç çeyreklik dönemde, büyüme oranı sıfır ile %2 arasında kalırsa, resesyon (ekonomide durgunluk) tehlikesinden bahsedilmeye başlanır.
Böylesi bir ortamda; ekonomi ivmesini kaybeder, talepte canlanma görülmez ve genel olarak bir karamsarlık havası egemendir. Büyüme oranındaki her 1 puanlık gerileme, 80-100 bin kişilik bir işsiz kitlesinin iş bulmasını engeller. Resesyon dönemlerinde, kapasite kullanım oranları %80’lerden 70’lere kadar, hatta daha da gerilere düşer. Üretimde reel olarak bir duraklama eğilimi mevcuttur. Bu dönemde, yatırım eğilimleri zayıflar, yeni iş kurmak isteyenler bile bir süre daha beklemeyi tercih ederler. Resesyon, 9-15 ay süre ile ekonomiyi etkiledikten sonra yerini yavaş yavaş canlanmaya bırakır. Durgun dönemde gelecek için yatırımlar yapanlar, rakiplerinin önüne geçebilme imkanını yakalayabilirler. Sanayileşmiş ülkelerin (iç pazarlarındaki durgunluk nedeniyle) ellerinde kalan stokları göreceli olarak daha düşük fiyatlarla ihraç etmeleri sonucunda; Türkiye için, ithal malların fiyatları gerileme eğilimine girer.