Aydın Eroğlu – 04.02.2016
Bir süredir gelişmiş borsalardan (gelişmekte olan ülke borsaları benim için ölçü değil, ben gelişmiş borsaları BIST’in rakibi görüyorum!) pozitif ayrışmalar yaşadığımızı görüyorsunuz. İki gün evvel BIST de düştü ama gelişmiş borsalarda BIST’in iki katı fazla yaşanan düşüşün etkisi ile bu durum yaşanmıştı. BIST biraz da onlara uymak durumunda kaldı. O an teknik dirençlere yakın olmamız da bu realizasyonun yaşanmasında etkili oldu. Ama bakın dün ise, DOW ve DAX’da ciddi düşüşler yaşanırken BIST bin puan civarı artılarda dolaşıyordu.
Yani gerçekten de pozitif ayrışma keyifli oluyormuş değil mi? Yazılarımda Türkiye’nin devamlı ayrışmasından bahsediyorum. Kredi notunun bile artması gerektiğine dikkat çekiyorum. Bankalarının ucuz kaldığını yazıyorum. Şirketlerinin ciddi karlar yaptığını belirtiyorum. Türkiye’nin büyüme oranının beklentilerin de üzerinde olabileceğini öngörüyorum. Siyaset olarak çok güçlü bir seçim döneminden çıktıkları için en rahat süreçlerden birini yaşayacak bir iktidar imkanı bulduklarını söylüyorum. Düşen petrol fiyatlarının Türkiye için inanılmaz bir fırsat olduğunu, sırf petrol fiyat düşüşü nedeniyle bile ratingimiz artabilirdi diyorum. Çevremizdeki ülkelerden malum sebeplerle Türkiye’ye mecburen bile ciddi para girişleri olduğunu ve olacağını yazıyorum. Savaşlar bir gün durduğunda, yıkılanları yapmakta, yeniden imarını sağlamakta en şansı ülkelerin başında Türkiye olduğunu söylüyorum. ABD’den sonra AB de büyümeye başladığında en hızlı ticareti artacak ülkenin Türkiye olacağını yazıyorum. Bölgenin neredeyse tüm enerji hatlarının tamamının Türkiye üzerinden geçmek zorunda kaldığını görüyoruz.
İyi de O zaman Neden Duruyoruz?
Pozitif ayrışmamız için bu denli iyi gelişme varken neden o zaman bir türlü ayrışamıyoruz?
Bu denli yüksek bir oy ile seçimden çıkılmasına rağmen, iç siyaset belirsizlikleri bitmeyip daha da arttığı için.
Seçim bittiği gibi, rahat bir nefes almaya bile fırsat bulamadan, başkanlık gündemini işlemeye başladığımız için.
Nasıl olacağını bilmediğimiz bir başkanlık ve güçler ayrılığı mı, yoksa güçlerin birliği mi tereddütleri için iç-dış yatırımcılar şaşkınlaştığı için.
Bir türlü yapısal üretim reformunun kararlarını alamadığımız için.
Dünya enflasyon yaratamaz iken, eksi faizden kurtulamaz iken biz hala yüksek enflasyon açıkladığımız için. Hala faizleri daha da artırın dendiği için.
En yüksek ticari ve siyasi ilişkilerimiz olan Rusya ile bir anda savaş yapacak düzeye geldiğimiz için.
Bir anda ülkemizin sınırlarında birilerinin çıkıp da, şehirlerimizde bombalar patlatıp toplu katliamlar yaptıkları, şehirlerde hendekler, barikatlar yaparak bu bölgeler bizim, biz özerk-öz yönetimiz diyerek şehir savaşları başlatıldığı için.
Döviz kurları rekor kırmasına rağmen, ihracatımız azaldığı için.
Dünya emtia ve gıda fiyatları bir kaç yıldır düşerken, bizde rekor düzeyde artmaya devam ettiği için.
Sınırlarımızdaki savaşlar nedeniyle ülkemize gelen mülteci sayısının 2,5 Milyon düzeyine ulaşması nedeniyle, bunun insani ama Türkiye bütçesine yükünün 9 Milyar Doları aşmış olduğu için.
Ülkemizin direkt ya da dolaylı terör hedefi olması nedeniyle turizm hatlarından çıkartılmaya başlanması nedeniyle ciddi rezervasyon iptallerinin yaşandığı için…..,….,…, için de efendim için.
Gördüğünüz gibi pozitif ayrışma gibi bir o kadar da, hatta daha da fazla önümüzde engeller çıktığı için pozitif ayrışamıyoruz. Riskler elbet kontrol altına alınacaktır diye inanıyorum. İşte bu riskleri azalttıkça Türkiye pozitif ayrışmasını daha da güçlendirecektir. Ama iç siyasetteki bu ikili yapının bir an önce netleşmesi çok önemlidir.
Her neyse, çok fazla uzatmayayım, bilirsiniz başladım mı parmaklarım durmayı bilmez. Sonra da sizler okumaktan sıkılırsınız, belki de en can alıcı yerleri okumadan geçersiniz. O zaman da bu kadar yazmamın anlamı kalmaz. Ben teknik manada BIST uyarımı yapayım ve bitireyim.
Dünkü yükselişi sonrası Devamı İçin Tıklayınız!
NOT: Yazı, 4 Şubat, 09:09’da borsaanalizci.com‘da yayınlanmıştır.