Küresel piyasalar merkez bankalarının faiz politikalarına ve enflasyonun ne zaman aşağı yönlü patika oluşturacağına ve yüksek kalan faiz ve enflasyonun ekonomilere verdiği zararı izlemeye devam ederken bazı gelişmeler gözden kaçıyor olabilir. Geçen hafta yurt içinde Kurban Bayramı nedeniyle kısa bir işlem haftası yaşadık. Haziran enflasyon verisi temmuz ayının başında açıklanacak olması ve uzun süre sonra olası yıllık enflasyonda aşağı yönlü patikanın başlaması beklenirken özellikle vergilendirme noktasında torba yasadan çıkacak kararların ekonomiyi ne kadar soğutacağı tartışma konusu olmaya devam ediyor. Diğer taraftan tüketici güven endeksi yılın en düşük seviyesi olan 78,3 seviyesine gerilediğini görüyoruz. Bu hafta 27 Haziran tarihinde merkez bankası PPK toplantısında faiz değişikliği beklenmezken enflasyon yaratan başlıklarla ilgili merkez bankasının görüşünü açıklanacak metin içerisinde takip edeceğiz. Bu gelişmeler ile birlikte uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Fitch Ratings küresel büyüme beklentisini yüzde 2,6 seviyesine yükseltirken, Türkiye için beklentisini yüzde 2,8 seviyesinden yüzde 3,5 seviyesine yükseltti.
Küresel piyasalarda ise ABD’de 5 Kasım tarihinde gerçekleşecek Başkanlık seçimi öncesinde Fransa’da Cumhurbaşkanı Macron erken seçim kararı alması ile birlikte Avrupa’da siyasi süreç genel piyasaları da etkilemesi bekleniyor. Bir siyasi risk oluşması Fransa ve sonrasında ABD’de önümüzdeki beş ay içinde her iki kıtada da yüksek olarak değerlendiriliyor. Bu arada Avrupa Merkez Bankası uzun süre sonra ilk faiz indirim kararını yakın zamanda alması sonrasında Avrupa’da açıklanan satın alma müdürleri endeksinin beklentilerin altında kalması ile ekonomik aktivitede yavaşlamanın bu siyasi risk ile artabileceği beklentisi de gündeme geliyor.
Önümüzdeki haftaya baktığımızda ise yurt içinde kapasite kullanımı, reel kesim güven endeksi, ekonomik güven endeksi ve dış ticaret dengesi açıklanacak. Haftanın en önemli beklentisi TCMB PPK toplantısında alınacak faiz kararı olsa da herhangi bir faiz değişikliği beklenmemesi en azından merkez bankası öngörülebilirliği açısından piyasa oynaklığına neden olması beklenmiyor. Ayrıca gri listeden çıkması cuma günü netleşecek olması önümüzdeki hafta sonuna kadar bir iyimser beklenti yaratabilir. Bununla beraber son bir haftadır kur tarafında yaşanan yukarı yönlü fiyatlamaya rağmen merkez bankasının rezervlerindeki artış devam ederken, 21 Haziran tarihinde Borsa İstanbul’da halka açık şirketlerin konsolide bilançolarının son tarihi olması nedeniyle 2024 yılı ilk çeyrek finansal tabloların bu dönem için tamamlanması hisse senetleri üzerinde ayrışmanın belirginleşmesine neden olabilir. Kurda yükselişin sınırlı olarak devam etmesi enflasyon bazlı beklenebilir ve bu fiyatlamanın gram altını yukarı yönlü baskılaması da olası gözüküyor. Borsa İstanbul’da ise BİST-100 endeksi 10850 seviyesini geçememesi durumunda 10400-10850 aralığında yatay fiyatlamaya devam etmesi beklenebilir.
Yurt dışında ise yazının başlığında açıklamaya çalıştığımız faiz, enflasyon ve ekonomik aktiviteye etkileri takip edilmeye devam edilirken perşembe ve cuma günleri açıklanacak ABD ve İngiltere büyüme verileri en önemli ekonomik gelişme olarak takip edilecek. Diğer taraftan haftanın son işlem gününde ABD kişisel tüketim harcamaları enflasyon göstergesi olarak yakından takip edilirken Fed faiz politikası içinde önemli bir veri olması nedeniyle ABD doları üzerinde oynaklığa neden olması beklenebilir.
Genel olarak gözden kaçan gelişmelere geldiğimizde Rusya-Ukrayna krizi devam ederken, İsrail-Filistin gerginliğine de henüz net bir sonuca ulaşmamış durumda ve Hürmüz Boğazındaki gerginlik navlun fiyatlarını etkilemeye devam ederken Avrupa’da başlayan siyasi belirsizlik bu yıl için jeopolitik riskler ile birlikte yılın ikinci yarısında siyasi risklerin de bolca konuşulacak olmasını beraberinde getiriyor. Bu gelişmelerde tansiyonun artması ekonomilerde yavaşlama eğiliminin devam etmesine ve kalıcı enflasyonun devamını beraberinde getirebilir. Diğer taraftan İngiltere hedef enflasyona yaklaşırken ve ECB faiz indirimine başlarken bu ve benzeri sorunların ortadan kalkması enflasyonda gerileme ve buna paralel küresel merkez bankalarının faiz indirimlerine başlaması yeni bir piyasa fırsatını beraberinde getirebilir. Bu nedenle kriz yaratabilecek gelişmelerin yakından takip edilmesi faiz, enflasyon ve ekonomik görünüm üçgeninden daha fazla önemli olduğunu söyleyebiliriz.
Bu başlıklar altında ABD’de borsayı California merkezli cip üreticisi Nvidia piyasa değeri olarak birinci konuma geçti ve dünyanın en değerli firması olmasıyla yükseliş ivmesinin devam ettiğini söyleyebiliriz. Dolar endeksi DXY 106 seviyesine yaklaşırken ABD gösterge tahvil faizi 10 yıllık tahvil yüzde 4,25 seviyesinde yatay seyretmeye devam ediyor. Ons altın geçtiğimiz hafta 2370 dolar seviyelerine yükselmesine rağmen Avrupa’da ekonominin yavaşlaması ile ABD dolarına yöneliş sonrası geri çekilerek haftayı 2320 dolar seviyesine yakın kapattı. Benzer geri çekilme hareketi gümüş ve petrol fiyatlarında da gözlemlendi.
Yurt içinde ise Borsa İstanbul haftayı 10,771 seviyesinden kapattı. Kurda yükseliş ivmesi devam ederken kapanış 32,85TL seviyesinden gerçekleşti. Ülke risk primi CDS 259 seviyesine kadar geri çekildikten sonra geçtiğimiz haftayı 270 seviyesinden kapattı. İki yıllık tahvil faizi yüzde 42,91 seviyesinden haftayı kapatırken gram altında kur yükselişi sonrası ons altında yaşanan geri çekilme ile birlikte 2450TL seviyesinden kapanış gerçekleşti. Bu hafta kurda 33TL seviyesi önemli direnç bölgesi için takip edilirken, geri çekilmelerde 32,50TL önemli destek bölgesi olacaktır. Borsa İstanbul’da 10850 endeks için önemli direnç seviyesi bu seviye yukarı geçilmesi durumunda 11000 tekrar gündeme gelebilir. Destek bölgeleri olarak 10650 ve 10400 seviyeleri takip edilebilir. Yeni haftada Türkiye gri liste gelişmesi ile birlikte ABD büyüme verisi ve jeopolitik risklerde değişimleri takip etmeyi unutmayın.
Tonguç Erbaş