Son yılların en kritik FOMC toplantısına artık sayılı saatler kaldı.
Mortgage krizi sonrasında başlatılan varlık alım programının neticelendirilmesinin ardından bir yıl geçmiş durumda. Bir yıldır sürekli konuştuğumuz ‘faiz artırımı’ hiç bu kadar yakın olmamıştı.
Enflasyon açıklandı
FED’in sürekli hedef gösterdiği Eylül toplantısı geldi çattı. 2015 yılı içerisinde faizleri artırmak için artık Eylül dışında sadece Aralık seçeneği elde kaldı. FED, faiz artırımının bu kadar gecikmesinin ana sebebi olarak ekonomik verileri gösteriyordu. İstihdamın yavaş yavaş istenilen düzeye yerleşmesinin ardından, gözler artık enflasyon verisindeydi. Eylül toplantısı öncesi oldukça kritik olan enflasyon verisi bugün açıklandı. Tüketici fiyat endeksi, Ağustos ayında beklenildiği gibi yüzde 0,1 oranında düşüş gösterdi. Ancak petrol fiyatlarının küresel arz fazlası sorunu sebebiyle sürekli gerileme eğilimi içerisinde olması sebebiyle FED, daha çok gıda ve enerji fiyatlarından arındırılmış olan çekirdek tüketici fiyat endeksi verisini baz alıyor. Çekirdek enflasyon da beklentilerinden çok uzak açıklanmadı. Yüzde 1,9 artış beklentisinin altında kalınmasına rağmen yüzde 1,8 oranında artış görülmesi FED adına çok olumsuz bir tablo oluşturmuyor. Açıklanan bu verinin ardından tüm dünyanın gözü artık yarın ABD’de olacak. Bakalım FED yeniden ekonomik verileri dikkate alacağını söyleyerek Eylül ayını da pas geçecek mi , yoksa 10 baz puan da olsa faiz artırım sürecini başlatacak mı ?
Olası faiz artırımı Türkiye’yi nasıl etkiler?
Faiz artırımı için artık yolun sonuna geldik. Peki Türkiye bu durumdan nasıl etkilenebilir? FED’in başlattığı parasal genişleme sonrasında, Türkiye’de yabancı sermayeden payına düşeni fazlasıyla almıştı. O dönemki konjonktürde ülkedeki siyasi ve ekonomik istikrar da yabancı sermayenin ülkeye girişinde etkili olmuştu. Şu dönemde ise tam tersi bir durum söz konusu. FED’in olası faiz artırımı sonrası gelişmekte olan ülkelerde bulunan yabancı sermayenin çoğu artık Dolar’ın anavatanına yani ABD’ye geri dönecek. Cari açığını finanse etmek için bu yabancı sermayeye ihtiyaç duyan ülkelerde ekonomik sorunlar baş gösterebilir. Türkiye’de bu ülkelerin arasında ilk sıralarda yer alıyor. Gerileyen petrol fiyatları sonrası cari açıkta bir miktar iyileşmeler görülse de yabancı sermayenin ülkeyi terk etmesi Türkiye’yi zor günlerin beklediğini işaret edebilir. Buna bir de ülkedeki siyasi belirsizliği eklersek ülkemiz adına şu anki tablo çok da aydınlık görünmüyor.
USDTRY
Dolar/TL 3.00 seviyelerinin altını gördü ancak bu psikolojik seviyeyi aşamıyor. Bu seviyenin üzerinde kapanış gösterirse, paritenin yukarı gitme eğilimi var. Ancak FED’in politikası dikkatle izlenilmeli. Olası geri çekilmelerin devamında 2.90 önemli bir destek ve alım bölgesi olarak düşünülebilir. Yukarı yönlü hareketlerde 3.02’ye kadar bir hareket gün sonuna doğru görülebilir. Paritede yeni zirve görülmesi için hala olasılıklar yüksek ve Dolar güç mü topluyor, yoksa geri çekilme devam edecek mi ? hep beraber göreceğiz.