TCMB Ne Yapacak?
Hatırlayacağımız üzere Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) dün gerçekleştirdiği toplantısı sonucunda, yılbaşından bu yana TL karşısında %25 değer kazanan dolara müdahale etmemiş, ancak bir dizi normalleşme planı açıklamıştı. Banka’nın açıkladığı normalleşme planını kısaca yorumlamak gerekirse: Mevcut durumda, %7,5 olan politika faizinden piyasaya verilen likidite yetersiz kaldığından dolayı, bankalar ve aracı kurumlar işin içerisine girerek eksik kalan kısmı Borsa Repo piyasasından %10,25 – %10,75 aralığından tamamlıyor. Böylece ortalama fonlama faizi %8,5 civarında oluşuyor. TMCB’nin açıkladığı hamlelere göre, mevcut durumda kağıt üzerinde %7,5 olan, ancak fonlama esnasında %8,5’ları bulan bu politika faizinin artırılacağı, alt ve üst bandın ise sadeleştirilerek daraltılacağı anlaşılıyor. Ancak, Merkez’in bu açıklamasının piyasalar tarafından yeterli görülmediğini yurt içi piyasalardaki fiyatlamalardan rahatça görebiliyoruz… Piyasanın bu kadar açık ve net bir şekilde TL sattığı bu ortamda, en az piyasanınki kadar açık ve net hamleler gelmesi gerekiyor. Aksi takdirde, dün TCMB’den gelen ufak “yeltenme” hamleleri gibi planlar ters teperek sermaye çıkışlarının hızlanmasına neden oluyor.
Bunun yanı sıra, AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun 63. Hükümeti kurma görevini Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a iade etmesi ile artan siyasi belirsizliğin, kurların rekor kırmasına yardımcı olduğunu belirtebiliriz. TCMB’nin dün öğle saatlerinde açıkladığı “normalleşme” adımlarının piyasalar tarafından yeterli görülmemesi ve siyasi belirsizliğin sürüyor olması ile birlikte rekorunu genişleten USDTRY paritesi, 2,90 seviyesinin üzerine çıkarken, EURTRY de rekorunu tazeleyerek 3,2093 seviyesini test etti.
Bugün ise yurt içi piyasalarda TCMB’nin ekonomistlere yaptığı sunum gündemimizdeydi. Yapılan toplantının ardından değerlendirmelerde bulunan ekonomistler, TCMB’nin FED sonrasında bir hamle yapabileceğini ve enflasyon – cari açık görünümünün düşen petrol fiyatları ile birlikte yıl sonuna kadar olumlu seyretmesini planladığını belirttiler. Bu noktada, Brent petrolün dolar bazında yılbaşından bu yana yaklaşık %10 düştüğü, ancak TL bazında %13 – %15 aralığında yükseldiği bir ortamda, dolarla yapılan ihracatın cari açığa olumlu etki etmesi pek mümkün görünmüyor. Bugün itibariyle rekor seviyelerdeki seyrini koruyan USDTRY ve EURTRY’de yükseliş potansiyeli hala devam ediyor. Tahvil cephesinde de durum pek iç açıcı değil. Hem gösterge hem de 10 yıllık tahvil faizimiz %10’un üzerine çıkmış durum.da CDS primimiz ise 260 bp’ın üzerindeki seyrini sürdürüyor. Dolayısı ile siyasi belirsizliğin ve jeopolitik risklerin korunduğu ve FED’in faiz artırımı arifesinde olduğu mevcut durumda, sermaye çıkışlarının devam etmesi beklenebilir.