TL’de yaşanan değer kaybı özel sektörü sıkıntıya soktu
ALB Forex Araştırma Uzman Yardımcısı Rıdvan Baştürk, kur riski ve özel sektör borçlarını inceledi.
İçinde bulunduğumuz süreci oldukça riskli olarak nitelendiren Rıdvan Baştürk, Fed’in faiz artırım beklentileri, Ortadoğu’da yaşanan olaylar, Euro Bölge’sindeki riskler, ihracattaki zayıf seyir, siyasi kanat ve Merkez Bankası arasında yaşanan diyaloglar ile büyümeye dair öncü göstergelerin endişe verici olmasının, Türk Lirası’nda ciddi değer kayıplarına yol açtığını söyledi. Rıdvan Baştürk, Türk Lirası’nda yaşanan bu değer kayıplarının ise döviz cinsinden borçlanan özel sektörü ciddi anlamda sıkıntıya soktuğunun altını çizdi.
ALB Forex Araştırma Uzman Yardımcısı Rıdvan Baştürk’ün, kur ve özel sektör borçlarına yönelik analizi.
Merkez Bankası’ndan açıklanan son resmi rakamları incelediğimizde; 2015 Ocak sonu itibarıyla, kısa vadeli dış borç stokunun, 2014 yıl sonuna göre 83 milyon ABD doları artışla 133,0 milyar ABD doları olarak gerçekleştiğini görüyoruz. Oluşan 133,0 milyar dolarlık dış borcun döviz kompozisyonu incelendiğinde yüzde 54,8’i Amerikan doları, yüzde 28,7’si Euro, yüzde 14,0’ı TL ve yüzde 2,5’i diğer döviz cinslerinden oluşuyor. Diğer yandan orijinal vadesine bakılmaksızın vadesine 1 yıl veya daha az kalmış dış borç verisi kullanılarak hesaplanan kalan vadeye göre kısa vadeli dış borç stoğu, 166,1 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti. Oluşan 166 milyar dolarlık borcun yüzde 13,4’ü kamu sektörüne, yüzde 0,7’si Merkez Bankası’na ve yüzde 85,9’u ise özel sektöre ait. Kurda yaşanan hareketler, dış borcun maliyetini Türk Lirası cinsinden ciddi oranlarda artırıyor. 2014 yılını 2,33 seviyesinden kapatan dolar/tl kuru, 2015 yılı içerisinde gerek yurtiçi olaylar gerekse yurtdışı gelişmelere bağlı olarak kısa bir sürede 2,6480 seviyesine kadar yükseldi. Bu da 166 milyar dolarlık dış borcun 2014 yılı sonunda 386 milyar 780 milyon TL’ye denk gelmesi anlamına gelirken, çok kısa bir sürede sadece kur etkisinden dolayı maliyetlerin 52.7 milyar TL daha artmasını sağladı. Bu maliyetin bir kısmı daha önceden hedge işlemiyle kontrol alınmış olsa da kurda yaşanan yukarı yönlü hareketlerin, özel sektörün dış borç maliyetini Türk Lirası cinsinden artırdığı bir gerçek.
Önümüzdeki süreci incelediğimizde yukarıda belirtilen risklerin devam etmesi beklenebilir. İlk olarak Fed riskine dikkat çekmek gerekiyor. Her geçen gün artan faiz artırım beklentisi, doların global bazda değerlenmesini sağlıyor. Diğer yandan Yunanistan riski başta olmak üzere, ekonomide toparlanmanın hala zayıf olduğu Euro Bölgesi, yine yurtiçi açısından önemli risklerden biri. Oradaki toparlanmanın gecikmesi ihracatımızı düşürürken, bu durum da üretimimizin azalmasını sağlıyor. Ayrıca Euro’nun dolar karşısında değer kaybetmesi, dolar endeksini yukarı taşıyor ve bu da bizim gibi gelişmekte olan ülke para birimleri üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturuyor. Ortadoğu’da çatışma ortamı ve Rusya ekonomisinde yaşanan daralma ihracatı olumsuz etkileyen diğer faktörler. Yurtiçinde ise en ciddi risk, seçim dönemi olarak gözüküyor. Seçim belirsizliği Türk Lirası için risk oluşturuyor. Tabi bu kapsamda kurda yaşanabilecek yukarı yönlü hareketler, özel sektörün dış borç maliyetini Türk Lirası cinsinden artıracaktır. Zira kredi derecelendirme kuruluşları son raporlarında Türk özel sektörü için, bu riske dikkat çekiyor.