Aydın Eroğlu – 19.09.2013
Benim gibi sonbaharı gayet iyi bekleyen biri olarak bile ”Pes artık” diyorum. Bu nasıl bir yükseliş şekli? Önceki düşüşleri nasıl ki doğru bulmayıp iki hafta evvel ”Alımlara Hazır Olun” yazımın içeriğini yazdıysam, şu an yaşanan yükselişi de doğru bulmuyorum!
Bankalarda tavan fiyatlar oluştu. Endeks şuan 80.187. Ödenmiş sermayelerinin yarısı kadar bile kâr açıklayamamış olan bazı bankalarımızın bile geldiği bu fiyatlar çok anlamlı gelmiyor bana. Bu sağlıklı bir görüntü değil. % 10’luk bir yükseliş yaşıyorlar. Ben bu yükselişin hemen FED kararı sonrası bu denli yaşanmasında başka detaylar arıyorum. Acaba FED 15-20 Milyar Dolar tahvil alımı azaltırsa gelişmekte olan ülkelere ciddi ek satışlar gelir diye düşünenler çoktu da, açık pozisyonlar mı yaptılar diye düşünüyorum. FED’den düşündüklerinin tam tersi bir karar çıkınca da açık pozisyon kapaması mı yapılıyor diye anlamaya çalışıyorum. Yoksa arada mesela halkb gibi bazıları için bu fiyatların bile bana göre bilanço olarak hala ucuz olduğunu düşünsem de, diğer tüm bankalar için aynı şeyi düşünmüyorum.
Umarım edindiğim şüphe gerçek değildir. Yoksa açık pozisyon kapamaları nedeniyle banka tavanları yaşanıyorsa, bu pozisyonlar kapandığı anda tam tersi bir piyasaya da dönebiliriz. Bu denli sert yükselişin sadece bankalarda olmasının yine bankalara gelen realizelerle çözülmesi ciddi zararlar yaratır.
Yatırımcı Kime İnanacak?
ABD başkanı Suriye’yi kapsamlı bir şekilde vurabileceklerini söylüyor. FED başkanı 2013 sonbaharından itibaren tahvil alımını azaltmaya başlayıp, 2014 ortalarında sonlandırmış oluruz diyor. Bizde piyasanın en büyük kurumlarından olan şirketler için aniden soruşturmalar ve baskınlar yaşanıyor. Bu yaşananlardan en çok gelişmekte olan ülkeler zarar görecek diye nağmeler düzülüyor. Türkiye gelişmekte olan ülkelerden en çok etkileneni olabilir diye yazılıp-çiziliyor. Doğal olarak piyasalar en yetkili kişilerin bu açıklamalarına göre pozisyon alıyorlar. 63.887 endeks bu açıklamaların ve gelişmelerin paniği ile oluşuyor. O esnada 58.000-54.000 ve daha altı endeksleri hedefleyen yorumlar havalarda uçuşuyor. Sonra ise bir bakıyorsunuz aynı yetkili kişiler önce söylediklerinin tam tersi uygulamaları ve kararları alıyorlar! Neredeyse söylenenlerin hepsi bir anda unutuluyor, sanki bunlar hiç yaşanmamış gibi bir hava oluşuveriyor.
Şimdi ise biz dahil gelişmekte olan ülkelere doğru yeniden ciddi bir sermaye girişi yaşanıyor. Tabii bu olurken de, bizim gibi endeksinin içinde en etkili sektör bankalar olan borsalarda önceki düşüşleri ile aynı sertlikte yükselişler yaşanıyor. Peki bu ortamda yatırımcı neye ve kime inanacak? Hangi kritere göre yatırım kararı alacak? Bankalarda yaşanan sert yükseliş tepkileri diğer sektör ve sanayi şirketlerine aynı şekilde yansıdı mı? Hayır. Peki bankalara bu yükseliş sonrası satış gelirse, aynı şekilde yükselmemiş olan diğer sektör hisseleri mi yükselmeye devam edecek, yoksa onlar da gelecek realizeye uyarak bulundukları fiyatlardan düşmeye mi başlayacaklar? Maalesef biz uzmanların bile tahminlerini sağlıklı yapamadığı bu ortamda normal yatırımcılar sağa-sola savruluyorlar.
SPK ve-veya BIST Endeks Hesaplamasını Yeniden Düzenlemelidir!
Bankaların endeks içindeki payı azaltılmalıdır. Şirketlerin hakla açıklık paylarının arttırılması teşvik edilmelidir. Endekste bankaların ağırlığını azaltacak büyüklükte banka dışı şirket ve kurumların borsaya açılması sağlanmalıdır. Yoksa beş banka ile şekillenen bu görüntü sağlıklı bir borsa görüntüsü değildir. Mevcut bankaların açık paylarının çoğunun da yabancılar elinde olduğunu düşünürsek, boşta kalan az adet banka hisseleri ile çok büyük spekülasyonlar oluşmaktadır. Bunu düzeltemediğimiz için, aradan geçen on yıl içinde açık hesap sayısı 1 milyon 100 bin civarında durmaya devam ediyor. 50.000-TL üstü bakiyeli hesap sayısı ise 100 bine bile ulaşamıyor. Borsa vasıtası ile sermayenin halka yayılmasını istiyorsak, sağlıklı bir borsa olmasını istiyorsak, yatırımcı sayısının düşen faizlere rağmen gerçek ve görülür bir şekilde artmasını istiyorsak, borsamızın sadece banka borsası değil de, bankaların da içinde bulunduğu bir borsa haline gelmesini istiyorsak muhakkak bu görüntüyü değiştirmemiz lazımdır.
Endekse dönersek, her şeyi hep abartılı yaşadığımız gibi, bu yükselişi de çok abartılı yaşadığımız düşüncesindeyim. Nihayetinde FED tahvil alımını azaltma kararından vazgeçmiş değil. Sadece bu kararını geriye atmış durumda. Yarın öbürgün ABD’den yine çok iyi bir veri geldiğinde aynı şeyleri yeniden konuşuyor olacağız. Yok ama, eğer tahvil alımı sıfırlansa bile bu Türkiye’ye olumsuz yansımaz diye bir inanış oluştuysa onu bilemem.
Bana göre endeksin 80.300 – 82.218 arasında teknik olarak bir realize görmesi riski yüksek duruyor. Ama yaşanan bu yükselişte diğer sektör hisselerinin hak ettikleri tepkiyi tam olarak vermediklerini düşünüyorum. Ama yine de bankalara gelebilecek olası realizelerde, hisse bazlı yükselişler olsa da, genel bir gevşeme yaşanabilir.
iki hafta evvel 64.000 endeksin altına inerken ”hisselerinize sahip çıkın ve Alımlara Hazır Olun” diyen ben, yükselişin bu şeklinden tedirgin olduğumu ifade etmek istiyorum. Yok eğer gereksiz bir tedirginlik içindeysem ve bankalar durmayıp daha da yükselecek olurlarsa, söyleyecek söz bulamayıp, olmayan şapkamı çıkartmak zorunda kalabilirim:)
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com