Aydın Eroğlu – 20.11.2013
Ne hikmetse hükümet kanadından yapılan her türlü kredi ve cari açık uyarılarına rağmen, FED kaynaklı şimdi olmasa bile, önümüzde bekleyen risklere rağmen bir ralli söylemimiz halen sürüyor! Doğrudur, genelde fon yönetenler yıl sonu yaklaşınca, fonlarının yıllık getirilerini yüksekten bağlamak ve bu sayede de yönettikleri fonlar üzerinden daha yüksek prim tahsil edebilmek isterler. Bunun için tecrübelerimizde yıl sonları yaklaştığında borsaların genelinde bir yükseliş yaşandığına bir çok kez şahit olmuşuzdur.
Ama bilmenizi isterim ki, eski genellemeler her zaman gelecekte de gerçekleşir diye bir borsa kuralı yoktur. Beklenilen ve son günlerde devamlı dillendirilen bu ralli, olabilir ama hangi seviyelerden yaşanacağı da çok önemlidir. Yani mevcut seviyeden değil de, endeks öncesinde düşer ve sonra bu düştüğü yerden yeniden düşüş öncesindeki seviyelere yükselirse bu ralli midir sizce? Yani demek istiyorum ki, şimdi yeniden 70.000’li rakamlara insek, sonra da 77.000, bilemediniz 80.000 olsak bu ralli midir? Kendimizi kandırmayalım lütfen bu Bektaşi’nin kaybettiği eşeğini yeniden bulmasından öteye bir şey değildir. Bu beklentileri yayarak sizlere elinizdeki hisseleriniz sattırılmayarak bir güzel realizeler yapıldığını ve sonra da alttan alınan hisselerle yeniden düşüş öncesi seviyelere gelindiğinde bunu bir kaç kez tekrarlayanların kendi açılarından çok da güzel ralliler yaptıklarını artık fark etmek lazım diye düşünüyorum!
Ayrıca da şuna dikkat çekmek istiyorum! Hadi diyelim ki, endeksin bu mevcut seviyesinden ralli yapmaya başladık. 77.000 – 80.500 ve hatta 82.500 diye 8.000 puanlık bir yükseliş yaşasak, belki de ayar biraz daha kaçıp, ralli hevesimiz de var ya hani, 85.000 endeks seviyesine ulaşsak sonra ne olacak? Ne de güzel ralli yaptık diye sevinip, sonraki ralli için kazanılan paralarınızı mı sayıyor olacağınızı düşünüyorsunuz? Tam tersi, bence eğer böyle bir yükseliş yaşanırsa, o esnada yaratılan hava öyle pozitif olacak ki, sizler endeks burada da durmaz diye hisselerinize sıkı sıkıya sarılırken, yabancı ve yerli büyük fonlardan bol miktarda realize ve satış gelecek. Küçük yatırımcı iyice mallanacak. Tabii küçük ve yerli yatırımcının bu kadar hisseyi taşıma gücü de yok. Üstüne de sonradan FED tahvil alımını artık azaltmam lazım açıklamaları yaparsa, hadi bakalım bu sefer de yokuş aşağı ralli başlayacak!
Kısacası cari açık sorunu bu denli ciddi iken, BDDK, TCMB ve Hükümet bu sorun için bir düzine finansal ve ekonomik tedbir alırken, ekonomiyi sıkılaştırıcı tedbirler art arda gelirken, bir de dışarıdan bir gün gelecek FED kararlarının gelişmekte olan ülkeler için negatif etkileri söz konusu ise, bu ralli aynı patlak lastikle ralli yapmak gibi olur! Siz ralliye devam ettikçe, önce arabanızın cantları gibi lastik aksamları dağılır. Daha sonra da bir yerlerde takla atarsınız. Ne için peki? Son bir kaç haftadır ciddi realizeler öncesinde bile ralli başlıyor mu yorumlarına kapılıp ralli merakı yüzünden. Bu sevdayı bıraksak da, zaman zaman satarak, sonra alttan alarak, sonra yükselişte yeniden satarak, ralli gibi olmasa da daha sağlıklı, daha tedbirli yatırım kararları alsak çok mu kötü? Bence olması gereken bu diye düşünüyorum.
Hele bir de düşünün, böyle bir ralli banka sektörü olmadan olur mu? Olmaz tabii. İyi de, bankalar üzerine bu denli tedbir açıklamaları varken, bankacılık sektörünün kârları önümüzdeki dönem bu tedbirlerden olumsuz etkilenecek derken, ralliye bankalarla katılmak riskli olmayacak mı? Hatta son günlerde, benim 2-3 aydan daha fazladır tekrarladığım ”sanayi ön plana çıkacak, bankalardan uzak durmalı. Endeks değil de hisse bazlı düşünmeli” uyarılarım artık başkaları tarafından da dile getirilirken, bankalarla böyle bir ralliye katılmak yaman bir çelişki olmaz mı?
Bir – iki bankanın seviyesini düşük buluyorum. Bunun dışında ben sanayi sektörünün daha cazip olacağı görüşümü koruyorum. Yolumuza ille de ralli yaparak gitmek zorunda değiliz. Güvenli sürüş, trafik kurallarına riayet her zaman iyidir diyorum:)
Aralık 2012 tarihli strateji yazımda (sitemde strateji yazılarım arasında bulabilirsiniz) altın 1.900$- 1.750$ seviyesindeyken ben 1.200$ ve daha altındaki risklere dikkat çektiğim zamanlar, 2.500$, hatta 3.000$ yorumlarının ne denli çok olduğunu unutmayın. Ama bir de şimdiki altın fiyatlarına ve piyasadaki yorumlara bakınız. Bu nedenle sıcak söylemlerin cazibeleri size tedbiri elden bıraktırmasın. Varsın kazancınız daha az olsun, ama riskiniz de öyle olsun! Az kazanmak, çok kaybetmek riskinden her zaman daha iyidir!
PPK Faizlere Dokunmadı
Zaten böyle yapması bekleniyordu. Ama sıkılaştırıcı para politikası için başka bir değişiklik yaptı. Aylık repo ihalelerini kaldırdı. Böylece eğer likiditeye ihtiyacın varsa, elindeki dövizlerden satabilirsin, ya da diğer finansal kurumlardan daha yüksek faizle daha kısa süreli borçlanmaya gidebilirsin dedi. Piyasada döviz bolsa bu karar kurların düşmesine neden olur. Böylece de MB yıl sonu yaklaştıkça, başkanının ağzından telaffuz ettiği 1.92 kur hedefini kuvvetlendirecek bir uygulama yapmış olur. Ama eğer FED’den tahvil azaltımı ile ilgili bir karar sinyali gelirse, bu takdirde bu kararın tesiri beklentilerin tam tersi olur. Eldeki döviz satılmaz, daha fazla piyasadan döviz alımına gidilir. Aylık borçlanma kalmadığı için de, gecelik borçlanma faizi olan % 7,75 ve üstü faizler gündeme gelir. Yani hem kur yükselir, hem faiz. Bunun ikisi de banka kârları için olumsuz etki yaratacak gelişmelerdir.
FED öyle ya da böyle korkulan kararları bir gün alacak. Umut edelim de, mümkün olduğunca geç alsın. Geç alsın ki, bizim ekonomimizdeki cari açık riski öncesinde kontrol altına alınabilmiş olsun. Yoksa TCMB’nın dün aldığı sıkılaştırıcı faiz kararının etkisini çok daha kısa sürede ve beklenilenin tersine olumsuz yansımalarla yaşarız. Suni kur düşürme uygulamalarının doğru olmadığının altını çizmek istiyorum.
Dirençlere Takıldık!
Düne ait beklenti yazımın başlığı da bu riske dikkat çekiyordu. BIST yakın teknik dirençlerine takıldı ve realize yaşadık. Borsaanalizci.com adlı sitemin Destek-Direnç Tablosunda teknik olarak olası endeks seviyelerini görebilirsiniz. ABD ve AB borsaları önemli yükselişler ve zirveler yaşıyorlar. Bu borsalarda yaşanabilecek düzeltme kapsamındaki realizeler BIST üzerinde de yeni baskılar yaratabilir.
Her ortamda yükselebilecek hisse bulunabilir. Ya da para kazanmak ille de endeksin daha yüksek seviyelere ulaşması ile olmaz. Endeksin düşüş çıkışlarında da doğru alım-satım kararları ile, endeks ekstra yükseliş yaşamasa da para kazanılabilir. Bu nedenle hisse bazlı düşünmenin doğru olacağı bir dönemde olduğumuzu belirtmek istiyorum.
Saygılarımla
www.aydineroglu.com – www.borsaanalizci.com