Kökü kurumayan döngü ifadesi ünlü Keynesyen iktisatçı Charles P. Kindleberger’e aittir.
Aslında pek çok ekonomist gibi kapitalizmdeki mali krizleri belli periyotlarla ve dışsal müdahaleler olmaksızın sistemin bir düzeltmesiymiş gibi tanımlar ki Cinnet, Panik ve Çöküş kitabında 19. Yy’ın ilk yarısından itibaren oluşan bu 10 yıllık döngüleri kendisi Keynesyen olmasına karşın Parasalcı yani Monetarist iktisatçıların kuramlarıyla açıklamıştır.
Bu hafta Hindistan’da 3. G20 Maliye Bakanları ve Merkez Bankacıları zirvesi düzenleniyor olacak. IMF’in bloğunda başkan Kristalina Georgieva’nın kaleme aldığı makalede dünyada artan ekonomik parçalanma, yavaşlayan büyüme ve yüksek enflasyonu ele almak için ortak eylem arayışında olunacağı dile getiriliyor.
“Zayıf Küresel Ekonomi, Yüksek Enflasyon ve Artan Parçalanma, Güçlü G20 Hareketi Gerektiriyor” başlığıyla adeta çoklu bir krizin resmi çizilmiş… Yüksek enflasyon ve beraberindeki sıkı para politikalarıyla geçmişten gelen tedarik sancıları içindeki gecikmiş talebi kombine edince belki zayıf ekonomiyi anlamak kolay da “artan parçalanma”nın güçlü G20 hareketiyle nasıl bertaraf edileceği ayrı bir muamma!
Neden muamma olarak gördüğümü bir takım çıktılarla besleyecek olursam;
-Küresel ticarette durgunluk çok önceden başladı: IMF verilerine göre, 1980’lerin başında dünya ihracatı, küresel GSYİH ‘nın yüzde 15’ine eşdeğerken 2008 krizi sırasında bu oranın zirveye ulaşarak yüzde 25’e çıktığını görüyoruz.
Ancak krizden sonra bir düşüş trendine giriliyor ve 2020’de yüzde 20 seviyesine geriliyor. Burada Çin’in 2001’de DTÖ’e girişi ile başlayan pozitif bir etki var ancak ülke teknolojik dönüşümü sağlayınca işler küresel ticaret anlamında tersine evrilmeye başlıyor.
Yazının devamı için TIKLAYINIZ!