Merkez Bankası ve Darphane’nin Bastığı Paralar
Para; devletçe bastırılan, mal ve hizmetleri satın alma gücü olan, herkes tarafından kabul gören bir değişim aracıdır. Bu çerçevede para toplumda değiş tokuşu sağlar, değer ölçüsü olarak kullanılır ve bir yatırım ve tasarruf aracı görevi görür. Tanımdan hareketle parayı devletin bastırdığı anlaşılıyor. Devlet, Hazineye bağlı Darphane aracılığıyla madeni parayı kendisi basar ama kâğıt parayı merkez bankasına bastırtır. Bunun nedeni kâğıt paranın karşılıksız olmasıdır. Kâğıt para basma yetkisi siyasal iktidara verilirse vergi toplamak yerine kolay yolu seçerek para basmaya yönelen iktidar paranın değerinin düşmesine ve enflasyon ve dış değer kaybı yaşanmasına yol açar. Bugün dolaşıma çıkan toplam 216,2 milyar TL paranın 206,3 milyar TL’si kâğıt para, 9,9 milyar TL’si de madeni paradır.
Buraya kadar anlattıklarımız eski durumu ortaya koyuyor. Eski duruma göre para arzı Merkez Bankası’nın bastığı paradan ibarettir. Bunu 21 Mayıs 2021 tarihi itibarıyla gösterelim:
Burada dolaşımdaki para diye tanımlanan tutar para arzı tanımları içinde en dar para arzı kavramı olan M0’ı gösterir. Bunu şöyle bir denklemle gösterebiliriz:
M0 = (Dolaşıma çıkan banknot + madeni para) – (Banka kasalarındaki mevcut banknot + madeni para) = Dolaşımdaki para
Eğer bankacılık sistemi olmasa para Merkez Bankası ve Darphanenin basıp piyasaya sürdüğü nakit para miktarıyla sınırlı olacaktır. Ki bankacılığın yaygınlaştığı yirminci yüzyıla kadar büyük ölçüde böyle olmuştur.
Bankaların Para Yaratma Mekanizması (Kaydi Para)
Diyelim ki bankaya bir yıl vadeli yüzde 10 faizli 1.000 TL yatırdınız. Banka bu mevduatı kredi olarak kullanmak isteyen bir şirkete diyelim ki yüzde 15 faizle yine bir yıl vadeyle verecek. Banka, bu 1.000 TL’nin tamamını veremez. Bu tutardan zorunlu karşılık diye anılan bir oranda kesinti yaparak zor günlerde kullanmak üzere Merkez Bankası’na zorunlu karşılık adı altında bit tutarı yatırır. Zorunlu karşılık oranının yüzde 10 olduğunu varsayalım. Bu durumda bu banka 1.000 TL’lik bu mevduattan (1.000 x 0,10 =) 100 TL zorunlu karşılık keserek Merkez Bankası’na gönderecek, kalan 900 TL’yi kredi olarak kullandıracaktır. Şimdi bu 900 TL’yi kredi olarak alan şirketin bu parayı hemen kullanma ihtiyacı olmadığı için bir süre bankada mevduat olarak tuttuğunu düşünelim. Bu durumda bankaya 900 TL mevduat daha yatmış olacak ve banka bunun yüzde 10’u olan (900 x 0,10 =) 90 TL’yi Merkez Bankasına yollayacak ve kalan 810 TL’yi yeniden kredi olarak kullandırabilecektir. Teorik olarak ilk 1.000 TL’nin 10.000 TL’lik bir toplama yükselme olasılığı vardır. Bu durumda kâğıt parayı Merkez Bankası, madeni parayı Darphane, kaydi parayı bankalar yaratıyor diyebiliriz.
Dar Paradan Geniş Paraya
Yukarıda M0’ı en dar para arzı olarak tanımladık ve dolaşımdaki para miktarını (nakit para) gösterdiğini vurguladık. Bunun bir üstünde yine bir dar para tanımı vardır: M1. Bunu da şöyle gösterebiliriz:
M1 = M0 + Vadesiz YP Mevduat + Vadesiz TL mevduat (YP: Yabancı para)
Buna vadeli mevduatları da eklersek geniş para arzı (M2)’ye ulaşırız:
M2 = M1 + Vadeli YP + Vadeli TL mevduat
Buna da repo, para piyasası fonları ve bankalarca ihraç edilen menkul kıymetler eklenerek (M3) bulunur:
M3 = M2 + Repo + Para Piyasası Fonları + Bankalarca İhraç Edilen Menkul Kıymetler
Şimdi Türkiye’deki duruma bir bakalım:
2021 Mayıs ayına bakarsak: Piyasada dolaşımda bulunan Merkez Bankası’nın bastığı kâğıt para ve Darphane’nin bastığı madeni paranın yani nakit paranın toplamı 180 milyar TL’dir. Buna, bankaların yukarıda kaydi para mekanizmasını anlatırken açıkladığımız şekilde vadesiz ve vadeli mevduat yoluyla yarattığı tutarı da eklediğimizde (M2) toplam 3.561 milyar TL’lik bir parasal hacme ulaşıyoruz (M3’ü alırsak tutar 3,665 milyar TL oluyor.) Bu tutar 180 milyar TL’lik nakit paranın tek başına yol açtığı bir para arzını ifade etmiyor kuşkusuz. Bunun içinde bankaların yabancı bankalardan aldığı krediler, yurtdışından toplanan mevduatlar ve Merkez Bankası’ndan yapılan gecelik borçlanmalar da var. Yine de nereden bakılırsa bakılsın 180 milyar TL nakit parayla gelinen sonuç şaşırtıcıdır.
Finans kapitalizminin en büyük buluşu budur. Yani para basmamış görünerek parayı çoğaltmak. Gelişmiş ülkelerin son yüzyılda hızla büyümesinin nedenlerinin başında bu gelir. Ne var ki yaşanan krizlerin de temelinde aynı şey var.